EN’AM 35 |
وَإِن
كَانَ
كَبُرَ
عَلَيْكَ
إِعْرَاضُهُمْ
فَإِنِ
اسْتَطَعْتَ
أَن
تَبْتَغِيَ نَفَقاً
فِي
الأَرْضِ
أَوْ
سُلَّماً
فِي السَّمَاء
فَتَأْتِيَهُم
بِآيَةٍ
وَلَوْ شَاء اللّهُ
لَجَمَعَهُمْ
عَلَى
الْهُدَى
فَلاَ
تَكُونَنَّ
مِنَ الْجَاهِلِينَ |
35. Eğer onların
yüzçevirmeleri sana ağır geliyorsa, istersen yere bir menfez açıp yahut göğe de
bir merdiven dayayıp onlara bir ayet getirmeye gücün yeterse (hiç durma yap). Allah
dileseydi onları muhakkak hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın cahillerden
olma.
"Eğer onların yüz
çevirmeleri" yüz çevirmeleri ve iman etmeyip arkalarını dönmeleri
"sana ağır geliyorsa, istersen yere bir menfez açıp" içinden geçip
başka bir tarafa çıkacağın bir dehliz yapıp ...
Buradaki
"menfez" anlamına gelen; (...) kelimesi ile cerboa'nın yuvası olarak
bilinen, (...), aynı kökten gelmektedir. Buna dair açıklamalar daha önceden
el-Bakara Suresi'nde (3. ayet, 24. başlıkta,) geçmiş bulunmaktadır. "Münafık"
kelimesi de buradan gelmektedir. Yine buna dair açıklamalar daha önceden
geçmiştir.
"Yahut ... bir
merdiven" buyruğu, ona atf edilmiştir. Semaya seni yükseltecek bir araç
demektir. Buradaki ifade temsili: bir ifadedir. Çünkü üzerine çıkılan merdiven
o yere giden bir yoldur. Kelime olarak müzekkerdir. el-Ferra'nın naklettiği bu
(...) kelimesinin müennes olduğuna dair nakli bilinen birşey değildir. Katade
de der ki: Merdiven demek çıkılan basamak demektir. ez-Zeccac der ki: Bu
kelime; "Esenlikten" türetilmiştir. Sanki merdiven arzuladığın yere
esenlikle seni götürüp teslim ettiği için bu adı almış gibidir.
"Onlara bir ayet
getirmeye" bu da öncekine atfedilmiştir, yani iman etmeleri için bunu
yapmaya gücün yetiyorsa, durma bunu yap, demektir. Cevabın hazfedilmesi,
işitenin bunu bilmesi dolayısıyladır.
Şanı Yüce Allah,
Peygamberine, iman etmedikleri için ileri derecede üzülmemesini emretmektedir.
Nitekim onları kendisi hidayete getirme gücüne de sahip değildi.
"Allah dileseydi
onları muhakkak hidayet üzere toplardı." Onları mü'min olarak yaratır ve
tabiatları gereği iman etmelerini sağlardı. Yüce Allah, Kaderiyenin görüşünü
reddederek, onların küfre sapmalarının kendi meşıeti ile olduğunu beyan
etmektedir.
Bunun anlamının şöyle
olduğu da söylenmiştir: Onlara ister istemez iman etmeye mecbur edecek bir ayet
(mucize) gösterirdi. Fakat, O Yüce Allah, aralarından iman edip iyilik
işleyenlere sevap vermeyi murad etmiştir.
"Öyleyse sakın
cahillerden olma. " Yani, bu aşırı üzüntü ve hasretleri kendilerini ileri
derecede sabırsızlığa ve helal olmayan bir konuma iten kimselerden olma. Yani,
kafir oldular diye üzülme. O takdirde senin durumun da cahillerin durumuna
yakın olur.
Şöyle de denilmiştir: Hitab
ona olmakla birlikte maksat ümmetidir. Çünkü müslümanların kalpleri, insanların
kafir oluşları ve kendilerine verdikleri eziyetler dolayısıyla daralıyor idi.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN