ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

EN’AM

6

أَلَمْ يَرَوْاْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ مَّكَّنَّاهُمْ فِي الأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّن لَّكُمْ وَأَرْسَلْنَا السَّمَاء عَلَيْهِم مِّدْرَاراً وَجَعَلْنَا الأَنْهَارَ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَنْشَأْنَا مِن بَعْدِهِمْ قَرْناً آخَرِينَ

 

6. Görmediler mi ki, Biz kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik. Onları, sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde yeryüzünde yerleştirmiş, gökten üzerlerine bol bol yağmur indirmiş, altlarından ırmaklar akıtmıştık. Böyleyken günahları yüzünden onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil yarattık.

 

Yüce Allah'ın: "Görmediler mi ki, Biz kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik" anlamındaki buyruğunda yer alan; "Nice," "Hem ettik" buyruğunun etkisi ile nasb mahallindedir; "Görmediler mi ki" buyruğu ile değiL. Çünkü istifham (soru) lafzında ondan önceki amel etmez, ondan sonra gelen amel eder. Çünkü soru olmayan cümlede sözün başında yer alması gereken odur. Buyruğun anlamı da şöyledir: Peygamberlerini yalanladıklarından ötürü, kendilerinden önce helak etmiş olduğumuz ümmetlerden ibret almazlar mı? Yani bunlar, bunu bilmiyorlar mı?

 

Nesil (el-Karn); insanlardan bir ümmet, bir toplum demektir. Çoğulu ise kurun (nesiller) şeklinde gelir. Şair der ki: "Senin aralarında yaşadığın o nesil geçip gitti mi Ve sonradan gelen nesil arasında geriye bırakılacak olursan, Hiç şüphesiz sen bir garipsin,"

 

Buna göre karn, çağında yaşayan her bir alemdir. Bu da "iktiran" dan alınmadır. Yani, birbirleriyle iktiran halinde (birlikte) bulunan alem demektir. Peygamber (s.a.v.)dan gelen hadiste de (karn kelimesini kullanarak) şöyle buyrulduğu nakledilmektedir: "İnsanların en hayırlısı benim kuşağım (karn)'dır ashabı kastetmektedir-. Sonra, onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenler." Karn ile ilgili olarak yapılan en doğru açıklama budur,

 

Şöyle de denilmiştir: Buyruğun anlamı, nice nesillerin ahalisi arasından .... şeklinde olduğu da söylenmiş ve (muzafun ileyh) hazfedilmiştir. Yüce Allah'ın: "Sen o kasabaya sor" (Yusuf, 82) buyruğunda olduğu gibi.

 

Bu açıklamaya göre karn bir zaman süresidir. Bunun, atmış yıl, yetmiş yıl, seksen yıl ve yüz yıl olduğu söylenmiştir. Hadis alimlerinin çoğunluğunun kabul ettiği görüşe göre bir karn (asır) yüz yıldır. Peygamber (s.a.v.)'ın da Abdullah b. Busr'a: "Sen bir karn yaşayacaksın" demesini ve onun da yüz yıl yaşamasını delil gösterirler. Bunu da en-Nehhas nakletmektedir.

 

Karn aslında hayvanlardan boynuzu bulunanların boynuzu gibi dışarı doğru çıkan şey (boynuz) demektir.

 

"Onları, sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde yeryüzünde yerleştirmiş" buyruğunda gaibten söz edişten hitaba geçilmiştir. Bunun aksi ise şu buyrukta varid olmuştur: ''Nihayet siz gemilerde bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgar ile kendilerini alıp götürdüklerinde", "(Yunus, 22)

 

Basralılar da şöyle demişlerdir: "Yüce Allah aralarında Muhammed (s.a.v.) ile ashabı bulunduğu halde onlar hakkında: "Görmediler mi ki" diye haber vermekte, sonra da onlarla da beraber olarak hepsine hitab etmektedir. Araplar da konuşma sırasında: "Ben Abdullah'a, Allah ona ne kadar çok ikramda bulunmuş, dedim" ile: "Ben Abdullah'a, Allah sana ne kadar çok ikramda bulunmuş dedim" anlamında ifadeler kullanırlar. Eğer, geçen buyruklar gaib kipi ile gelmiş olsaydı: "(Sizi yerleştirmediğimiz yerine) onları yerleştirmediğimiz" şeklinde gelmesi gerekirdi,

 

"Temkin"den fiilin ''lam'' harf-i cerri ile teaddi etmesi (geçişli olması) mümkün olduğu gibi harf-i cersiz teaddisi de mümkündür. Her iki şekilde de kullanılmıştır. Manası ise: Biz onlara dünyalıktan size vermediğimiz şeyleri vermiştik, şeklindedir.

 

"Gökten üzerlerine bol bol yağmur indirmiş" buyruğuyla çokça yağmur yağdırıldığı kastedilmektedir. (Ayet-i kerimede); "semayı gönderdik" denilmesi, yağmurun semadan inişinden dolayıdır. Şairin şu mısraı da bu kabildendir: "Sema(dan gelen yağmur) bir kavmin toprağına düşerse ... "

 

"Bol bol" yapı olarak çokluğa delalet eder. Mesela, çokça erkek doğuran kadına; (...) denilmesi, çokça kız çocuk doğuran kadına da; (...) denilmesi de bu kabildendir. Süt sağanın eline sütün oldukça fazla gelmesi halinde; (...) denilir. "Bol bol"nin mansub gelişi ise hal olmasından dolayıdır.

 

"Altlarından ırmaklar akıtmıştık" ağaçlarının ve evlerinin altından akıtmıştık, demektir. Firavun'un: "Ve altımdan akan şu nehirler benim değil mil" (ez-Zuhruf, 51) ifadesi de bu kabildendir.

 

Buyruğun anlamı ise şudur: Biz onlara bol bol nimetler vermiş olduğumuz halde onlar bunlara karşı nankörlük ettiler. "Böyle iken günahları yüzünden" yani, inkar ve küfürleri sebebiyle "onları helak ettik." Buna göre günahlar, intikamın ve nimetlerinin zevalinin bir sebebidir. "Ve arkalarından başka bir nesil yarattık" var ettik. O halde bunlar da helak edilmekten korksunIar, çekinsinler.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

En’am 7

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR