ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MAİDE

111

وَإِذْ أَوْحَيْتُ إِلَى الْحَوَارِيِّينَ أَنْ آمِنُواْ بِي

وَبِرَسُولِي قَالُوَاْ آمَنَّا وَاشْهَدْ بِأَنَّنَا مُسْلِمُونَ

 

111. Hani, havarilere: "Bana ve Resulüme iman edin" diye vahyetmiştim de: "İman ettik. Gerçekten müslümanlar olduğumuza Sen de şahid ol" demişlerdi.

 

Yüce Allah'ın: "Hani, havarilere: Bana ve Rasulüme iman edin, diye vahyetmiştim" ayetinin anlamlarına dair açıklamalar daha önceden (AI-i İmran, 52. ayet ve devamında) geçmiş bulunmaktadır.

 

Vahiy, Arapça'da ilham demektir. Birkaç kısımdır: Hz. Cebrail'in peygamberlere gönderilmesi anlamında vahiy, bu ayet-i kerimede olduğu gibi ilham anlamında vahiy. Yani Ben, onlara ilham etmiş ve kalplerine böyle bir manayı bırakmıştım. Nitekim Yüce Allah'ın: "Ve Rabbin bal arısına ilham etti (vahy)" (Nahl, 68); "Ve Musa'nın annesine ilham ettik (vahy)" (Kasas, 7) buyrukları bu kabildendir. Uyanıkken ve uykuda iken bildirmek anlamına da gelir. Ebu Ubeyde der ki: Vahyettim, emrettim anlamına gelir. (...) ise, sıla için gelmiştir. (...) aynı anlamda kullanılır. Nitekim Yüce Allah'ın: "Çünkü Rabbin ona vahyetmişti" (Zilzal, 5) buyruğunda bu anlamda kullanılmıştır. Şair el-Accac da şöyle demektedir: "Ona karar bulmasını vahyetti, o da karar buldu."

 

Yani, ona karar bulmasını emretti, o da karar buldu, demektir.

 

Burada: "Vahyetmiştim" buyruğunun, onlara emretmiştim anlamına olduğu da söylenmiştir. Onlara açıklamıştım, diye de açıklanmıştır.

 

"Gerçekten müslümanlar olduğumuza Sen de şahid ol" buyruğunda; "Gerçekten bizlerin. .. " buyruğu aslı üzere çift "nün" ile gelmiştir. Araplardan bu iki nun'dan birisini hazf eden de vardır. Şahid ol Ey Rabb! demektir. Bunun: Ey İsa, gerçekten bizim Allah'a teslim olmuş kimseler olduğumuza şahidlik et, anlamında olduğu da söylenmiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Maide 112

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR