ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

MAİDE

51

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

 

51. Ey iman edenler, yahudileri de hıristiyanları da veliler edinmeyiniz. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları veli edinirse, muhakkak o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

 

1- Yahudiler ve Hıristiyanlar Birbirlerinin Velileridirler:

2- Onları Veli Edinen Müminlerin Durumu:

 

1- Yahudiler ve Hıristiyanlar Birbirlerinin Velileridirler:

 

"Yahudileri ve hıristiyanları veliler ... " buyrukları, "Edin (me) yin fiiline ait iki mef'uldür. Bu, Şer'an onlarla velayet (dostluk, bağlılık) ilişkisini kesmenin gerektiğine delildir. Al-i İmran süresinde (118. Ayet-in tefsirinde) buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

Bu buyrukta veli edinilmeleri yasaklananların münafıklar olduğu söylenmiştir. Yani, ey zahiren iman edenler... Bunlar, müşrikleri veli edinmekte ve müslümanların sırlarını onlara bildirmektedirler.

 

Ayetin Ebü Lubabe hakkında nazil olduğu da İkrime'den bir görüş olarak nakledilmiştir. es-Süddi der ki: Ayet-i kerime, müslümanların Uhud günü korkuya kapılarak sonunda aralarından bazılarının yahudi ve hıristiyanları veli edinmeyi içinden kararlaştırmaları şeklinde meydana gelen olay hakkında nazil olmuştur. Yine bu ayet-i kerimenin Ubade b. es-Samit ile Abdullah b. Ubeyy b. Selul hakkında nazil olduğu da söylenmiştir. Ubade (r.a), bunun üzerine yahudileri veli edinmekten vazgeçmiş, buna karşılık İbn Ubeyd de onları dost edinmeye devam ederek: Ben, zamanla birtakım musibetlerin ortaya çıkmasından korkuyorum, demişti.

 

"Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar" buyruğu da mübteda ve haberdir. Bu ise, şeriatin yahudi ile hıristiyanların kendi aralarındaki velayet ilişkilerini kabul ettiğine; o kadar ki, yahudi ile hıristiyanların birbirlerine mirasçı olacaklarına delalet etmektedir.

 

2- Onları Veli Edinen Müminlerin Durumu:

 

Yüce Allah'ın; "İçinizden kim onları veli edinirse" buyruğu, kim onlara müslümanlar aleyhine destek verirse, "muhakkak o da onlardandır" demektir. Şanı Yüce Allah bu buyrukla, böylesinin hükmünün onların hükmü gibi olacağını beyan etmektedir. Bu da müslümanın mürtedden miras almasına engel olması anlamına gelir. Hz. Peygamber döneminde onları veli edinen kişi, İbn Ubeyy idi. Diğer taraftan bu hüküm, onlarla müvalat ilişkisini koparmak hususunda Kıyamet gününe kadar bakidir. Nitekim Yüce Allah başka yerlerde şöyle buyurmaktadır; "Bir de zulmedenlere meyletmeyin. Sonra size ateş dokunur. "(Hud, 113)

 

Yüce Allah Al-i İmran süresinde de şöyle buyurmaktadır: "Mü'minler, müminleri bırakıp kafirleri veli edinmesin." (AI-i İmran, 28) Yine Yüce Allah şöyle buyurmaktadır; "Ey iman edenler, kendinizden başkalarını sırdaşedinmeyin ... " (AI-i İmran, 118) Buna dair açıklamalar (adı geçen ayetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

Şöyle de denilmiştir; Yüce Allah'ın: "Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar" buyruğu ile yardımlaşmak hususu kast edilmektedir. "İçinizden kim onları veli edinirse, muhakkak o da onlardandır" buyruğu da şart ve cevabıdır. Yani, bunun böyle olmasına sebep, onları veli edinen kimsenin bizzat yahudi ve hıristiyanların muhalefetleri gibi, Allah'a ve Rasulüne muhalefet etmiş olmasıdır. Onlara düşmanlık beslemek vacib olduğu gibi, artık ona da düşmanlık beslemek vacib olmuştur. Onlar için cehennem nasıl vacib olduysa, böylesi için de cehennem vacib olmuştur. Bunun sonucunda o da onlardan, yani onların arkadaşlarından olmuştur.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Maide 52-53

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR