ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

NİSA

157

/

158

وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَـكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِيناً {157}

 

 بَل رَّفَعَهُ اللّهُ إِلَيْهِ وَكَانَ اللّهُ عَزِيزاً حَكِيماً {158}

 

157. Ve: "Biz, Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri sebebiyle. Halbuki onlar, onu öldürmediler, onu asmadılar da. Ancak kendilerine benzer gösterilmişti. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka ona dair bir bilgileri yoktur. Onlar, onu gerçekten öldürememişlerdir.

158. Bilakis, Allah onu kendi katına kaldırmıştır. Allah Azizdir, Hakimdir.

 

Yüce Allah'ın: "Ve: Biz, Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük demeleri sebebiyle" buyruğunda, (...)nin hemzesinin esre gelmesi, "kavl: söz söylemek" anlamındaki kelimeden sonra gelmesi dolayısıyladır. Başka bir söyleyişe göre üstün okunması da mümkündür.

 

Al-i İmran Suresi'nde (45. ayetin tefsirinde) "Mesih" kelimesinin türeyişi ile ilgili açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

 

"Allah'ın peygamberi" kelimesi, bedel olarak nasb edilmiştir.

 

Bunun, "Mesih"i ... yani Allah'ın Resulü ... nü kastediyorum anlamında mansub okunması da mümkündür.

 

"Halbuki onlar, onu öldürmediler, onu asmadılar da" buyruğu da onların bu konudaki iddialarını reddetmektedir.

 

"Ancak kendilerine benzer gösterilmişti". Yani, yine Al-i İmran Suresi'nde (55. ayetin tefsirinde) geçtiği üzere başkası ona benzer gösterildi.

 

Şöyle de denilmiştir: Onu öldürmek isteyenler, kişi olarak Hz. İsa'yı tanımayanlardı. Öldürdükleri kimsenin ise, o olup olmadığı hususunda şüphe ettikleri halde öldürmüşlerdi. Nitekim, Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana şüphe içindedirler."

 

Bir görüşe göre, burada onların hepsi hakkında haber verildiği söylendiği gibi, bu hususta yalnızca onların avamı anlaşmazlık içerisinde idiler, de denilmiştir.

 

Anlaşmazlığa düşmelerinin anlamı ise, kimilerinin onun ilah olduğunu, kimilerinin de Allah'ın oğlu olduğunu iddia etmeleridir. Bu açıklamayı el-Hasen yapmıştır.

 

Anlaşmazlıklarından kastın şu olduğu da söylenmiştir: Onla-. rın avamı, biz İsa'yı öldürdük dediler. Onun semaya yükseltilişini görenler ise, hayır onu öldürmedik dediler.

Yine, anlaşmazlıklarından kastın: Hıristiyanlardan Nasturilerin: İsa, lahutu (uluhiyet sıfatı) yönüyle değil de, nasutu (insan ve beşeriyeti) yönüyle çarmıha gerilmiştir derken, melkaniler şöyle demişlerdir: Çarmıha germe ve öldürme, Hz. İsa'nın tamamı, nasutu da lahutu da üzerinde cereyan etmiştir.

 

Anlaşmazlıklarından kastın, onların şöyle demeleri olduğu da söylenmiştir: Eğer bu öldürülen kişi, bizim arkadaşımız idiyse, peki İsa nerede? Eğer bu öldürdüğümüz İsa ise, bizim arkadaşımız nerede? Bundan kastın şu olduğuda söylenmiştir: Yahudiler, biz onu öldürdük demişlerdi. Çünkü yahudilerin başı olan Yahuda, Hz. İsa'nın öldürülmesi için gayret harcamıştı. Buna karşılık hıristiyanlardan bir kesim ise şöyle demiştir: Hayır, onu öldüren bizleriz. Yine hıristiyanlardan bir başka kesim şöyle demiştir: Bilakis, Allah, gözümüzün önünde onu semaya yükseltmiştir.

 

"Onların ona dair bir bilgileri yoktur" buyruğunda yer alan (...) edatı fazladan gelmiştir. İfade burada tamam olmaktadır. Daha sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Zanna uymaktan başka" Bu ise nasb mahallinde ve birincisinden olmayan (munkati) bir istisnadır. Bedel olmak üzere ref'i mahallinde olması da caizdir. Yani, onların ona dair zandan başka bir bilgileri yoktur, anlamında olur. Sibeveyh buna örnek olmak üzere şu beyiti nakletmektedir: "Ve bir belde ki, onda hiçbir tanıdık kimse yok, Ceylan yavrularından ve yaban ineklerinden başka."

 

"Onlar onu gerçekten öldürememişlerdir" buyruğu hakkında İbn Abbas ile es-Süddi şunları söylemektedir: Yani, onların öldürdükleri, kesin olarak odur diye zannettikleri kimsedir.

Buna göre; buradaki "zan" kelimesi, kesinlikle, tam anlamıyla bilmek anlamındadır. Buna göre "onu öldüremediler" buyruğundaki zamir ("kesin bilmek" anlamındaki;) "zan"'a aittir. Ebu Ubeyd der ki: Şayet anlam, onlar İsa'yı kesinlikle öldüremediler şeklinde olsaydı, bunun yerine: "Onu asla öldüremediler" demesi gerekirdi.

 

Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Onların öldürdükleri kişi, kesin olarak kendilerine İsa'dır, diye gösterilen kimsedir. Buna göre, (4) kelimesinin üzerinde vakfedilmesi gerekir. Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Onlar İsa'yı öldüremediler. Bu durumda vakıf, "Onu öldüremediler" kelimesi üzerinde yapılmalıdır. (...): Gerçekten, kesin olarak kelimesi ise hazfedilmiş bir mastarın sıfatı olur. Bu hazfedilmiş mastarın takdiri ise iki türlü olabilir: Birincisine göre, onlar bunu kesin bir söz olarak ileri sürdüler veya Allah bunu kesin bir söz olarak buyurmaktadır. Diğer bir görüşe göre ise mana şöyle olur: Onlar, bunu kesin bir bilgi ile bilemediler.

 

en-Nehhas der ki: Eğer anlamın: (...): Bilakis Allah onu kendisine kesin olarak yükseltmiştir, şeklinde takdir edilecek olursa, bu bir yanlışlık olur. Çünkü; hayır, bilakis kelimesi, amil edat olarak zayıflığı sebebiyle bu edattan sonra gelen ibareler, kendisinden önce gelen ibarelerde amel etmez. Bununla birlikte İbnü'l-Elbari; "Onlar onu öldürememişlerdir" buyruğu üzerinde vakıf yapmayı caiz görmüş ve bunu da kasemin cevabı olan hazfedilmiş bir fiil ile (4): Gerçekten, kesin olarak kelimesini nasbetme şartına bağlı olarak, kabul etmiştir. Hazfedilen fiilin takdiri de şöyle olur: Andolsunki siz, gerçekten ... tasdik etmişsinizdir...

 

"Bilakis Allah onu kendi katına kaldırınıştır" buyruğu, yeni bir söz (cümle)dir. Yani onu semaya kaldırmıştır. Yüce Allah ise mekandan münezzehtir.

 

Hz. İsa'nın yükseltilme keyfiyetine dair açıklamalar daha önceden Al-i İmran Süresi'nde (55. ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır

 

"Allah azizdir" yani, yahudilerden intikam almak gücüne sahiptir. O bakımdan onların üzerine Romalı Astisanus oğlu Petrus'u musallat etti ve onlardan pek çok kimseyi öldürdü.

"Hakimdir". onlar hakkında lanet ve gazap hükmünü vermiştir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Nisa 159

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR