NİSA 130 / 132 |
وَإِن
يَتَفَرَّقَا
يُغْنِ
اللّهُ
كُلاًّ مِّن
سَعَتِهِ
وَكَانَ
اللّهُ
وَاسِعاً
حَكِيماً {130} وَللّهِ
مَا فِي السَّمَاوَاتِ
وَمَا فِي
الأَرْضِ
وَلَقَدْ
وَصَّيْنَا
الَّذِينَ
أُوتُواْ
الْكِتَابَ مِن
قَبْلِكُمْ
وَإِيَّاكُمْ
أَنِ اتَّقُواْ
اللّهَ
وَإِن
تَكْفُرُواْ
فَإِنَّ لِلّهِ مَا
فِي
السَّمَاوَاتِ
وَمَا فِي
الأَرْضِ
وَكَانَ
اللّهُ
غَنِيّاً حَمِيداً
{131} وَلِلّهِ
مَا فِي
السَّمَاوَاتِ
وَمَا فِي الأَرْضِ
وَكَفَى
بِاللّهِ
وَكِيلاً {132} |
130.
Eğer (karı-koca) birbirlerinden ayrılırlarsa, Allah herbirini genişliği ile
zengin kılar. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hikmeti büyüktür.
131.
Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Andolsun ki, sizden önce
kendilerine kitap verilenlere de size de, "Allah'tan korkun" diye
tavsiye ettik. Eğer küfre saparsanız, şüphesiz göklerde ne var yerde ne varsa
hepsi Allah'ındır. Allah, hiçbir şeye muhtaç olmayan (Gani)dir, hamde layık
olandır.
132.
Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah'ındır, vekil olarak, Allah yeter.
Yüce Allah'ın:
"Eğer birbirlerinden ayrılırlarsa, Allah, her birini genişliği ile zengin
kılar" buyruğunun anlamı şudur: Eğer birbirleriyle barışmaz aksine
ayrılacak olurlarsa, Allah hakkında güzel zan beslesinler. Yüce Allah erkeğe
gözünün aydınlığı olacak bir hanım nasip edebilir. Hanıma da kendisine bol
imkanlar sağlayacak bir koca nasip edebilir. Rivayete göre Cafer b. Muhammed'e
bir adam gelip fakirliğinden şikayet etti. Ona nikahlanmasını söyledi. Adam
gitti evlendi. Daha sonra ona gelip yine fakirlikten şikayet etti. Bu sefer o
hanımı boşamasını emretti. Ona niye böyle yaptığı sorulunca şöyle dedi:
"Eğer fakir iseler, Allah onları lütfuyla zengin kılar" (enNur, 32)
ayetinin sözkonusu ettiği kimselerden olabilir ümidiyle ona nikahlanmasını
emrettim. Ama bu ayetin sözkonusu ettiği kimselerden olmadığı ortaya çıkınca,
bu sefer ona boşanmasını emrettim ve dedim ki: Belki de şu: "Eğer
birbirlerinden ayrılırlarsa Allah herbirini genişliği ile zengin kılar"
ayetinin söz ettiği kimselerden olabilir.
Yüce Allah'ın:
"Andolsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de
Allah'tan korkun diye tavsiye ettik" buyruğuna göre; takva emri bütün
ümmetlere verilmiş genel bir emirdir. Takvaya dair açıklamalar daha önceden
(el-Bakara, 2. ayet 4. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır.
"Size de"
buyruğu "Kitap verilenlere de" buyruğundaki çoğul zamirine atf
edilmiştir. "Allahtan korkun diye" buyruğu da nasb mahallindedir.
el-Ahfeş der ki: Yani, Allah'tan korkun emri ve tavsiyesi ile ... (tavsiyede
bulundu). Ariflerden birisi de şöyle demiş: Bu ayet-i kerime Kur'an ayetlerinin
eksenidir. Çünkü, bütün Kur'an-ı Kerim bunun etrafında döner. Yüce Allah'ın:
"Eğer küfre saparsanız, şüphesiz göklerde ne var yerde ne varsa hepsi
Allah'ındır. Allah hiçbir şeye muhtaç olmayan (Gani) dir, hamde layık olandır.
Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Vekil olarak Allah
yeter" buyruğuna gelince, birisi bu buyruklardaki tekrarların faydası
nedir, diye sorarsa, buna iki şekilde cevap verilir:
Birinci cevap: Bu,
te'kid olmak üzere tekrarlanmıştır. Böylelikle kullar buna gereken şekilde
dikkat etsinler, Yüce Allah'ın mülk ve melekutuna (mutlak sahiplik ve
egemenliğine) baksınlar, O'nun alemlere hiçbir şekilde muhtaç olmadığına dikkat
etsinler.
İkinci cevap: Bu tekrar,
birkaç faydayı bir arada gerçekleştirmek içindir.
Birincisinde Yüce Allah
(karı-kocadan) her kişiyi geniş lütfuyla zengin kılacağını haber vermektedir.
Çünkü göklerde ve yerde bulunan her şey O'nundur. Hazineleri bitip tükenmez.
Daha sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Ve biz size de, kitap ehline de
takvayı tavsiye (emr) ettik. "Eğer küfre saparsanız" yani, şayet
küfre sapacak olursanız şüphesiz ki O'nun size ihtiyacı yoktur (Ganidir). Çünkü
göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O'nundur.
Üçüncüsünde de, Yüce
Allah bütün yaratıklarını koruyup gözetmesini, onların işlerini çekip
çevirmesini, yönetmesini de: "Vekil olarak Allah yeter" buyruğu ile
haber vermektedir. Çünkü göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi yalnız O'nundur.
Yüce Allah: "Göklerde kim varsa" buyurmayıp da "ne varsa"
diye buyurmasına gelince, burada varlıkların varlık olarak cinsi
kastedildiğinden dolayıdır. Çünkü göklerde ve yerde aklı erenler de vardır,
akıl sahibi olmayan varlıklar da Vardır. (Arapça'da akıllı varlıklar için
"men: kim", akılsız varlıklar için de "ma" ismi mevsulları
kullanılır.)
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN