ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

AL-İ İMRAN

139

 

وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

 

139. Gevşemeyin, üzülmeyin. Gerçekten inanmışsanız mutlaka siz en üstünsünüz.

 

Şanı Yüce Allah, Uhud günü, aralarından öldürülen ve yaralananlar dolayısıyla onlara taziyede bulunmakta, teselli etmekte; düşmanlarıyla savaşa teşvik edip, acze düşüp güç ve kuvvetlerini de yitirmelerini yasaklayarak: "Gevşemeyın" diye buyurmaktadır. Yani, ey Muhammed'in ashabı! Başınıza gelen bu musibetler dolayısıyla düşmanlarınıza karşı cihad etmek hususunda zaaf göstermeyin, korkaklığa kapılmayın. Ne onların üstünlükleri dolayısıyla, ne de başınıza gelen musibet ve bozguna uğramanız dolayısıyla da "üzülmeyin." Eğer siz, Benim va'dimin doğruluğuna "gerçekten inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüz." Sonunda güzel akibet, zafer ve yardımım sizin olacaktır. "... sanız," şart edatının (sebeplilik bildiren: (...) anlamında olduğu da söylenmiştir. (Yani: Siz, en üstünsünüz, çünkü siz inanmışsınız, anlamındadır).

 

İbn Abbas der ki: Uhud günü Resulullah (s.a.v.)'ın ashabı bozguna uğradı.

Onlar bu halde iken, Halid b. el-Velid, müşriklerden bir gurup atlı ile birlikte dağdan dolanıp üzerlerine baskın yapmak arzusu ile geldi. Peygamber (s.a.v.)'da şöyle buyurdu: "Allah'ım, bunlar bizim üzerimize çıkamasınlar! Allah'ım, bizim gücümüz ancak Sendendir. Allah'ım, bu beldede bu topluluktan başka Sana ibadet eden yoktur" diye buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah'da bu ayet-i kerimeleri indirdi. Müslümanlardan bir gurup okçu da yerlerinden kalkıp dağa tırmandılar ve bozguna uğratıncaya kadar müşriklerin atlılarına ok attılar. İşte Yüce Allah'ın: "Siz en üstünsünüz" buyruğunda kastedilen de budur, Yani, Uhud'daki yenilgiden sonra, düşmanlarına karşı galip gelenler sizlersiniz, demektir.

 

Artık bundan sonra müslümanlar, ne kadar asker ve ordu sevk edip çıkardılarsa, Resulullah (s.a.v.) döneminde karşılaştıkları her orduya karşı mutlaka zafer kazandılar. Resulullah (s.a.v.)'dan sonra, ashabı kiramdan bir kişinin dahi bulunduğu her bir orduda da yine onlar muzeffer oluyorlardı. İşte bütün şu beldeler de Resulullah (s.a.v.)'ın ashabı döneminde fethedilmiştir. Onların dünyadan ayrılmalarından sonra ise, o dönemde onların fethettikleri şekilde herhangi bir belde fethedilmiş değildir.

 

Bu ayet-i kerimede bu ümmetin fazilet ve üstünlüğü de açıklanmaktadır.

Çünkü, Yüce Allah onlara, Peygamberlerine hitap ettiği şekilde hitap etmiştir. Zira, Yüce Allah Hz. Musa'ya: ''Şüphesiz ki, en üstün olan sensin, sen!" (Ta-Ha, 68) diye buyururken, bu ümmete de: "Siz en üstünsünüz" diye hitap etmiştir. Burdaki "en üstün" anlamındaki lafız ise, şanı Yüce Allah'ın, "el-Ala: en yüce, en üstün" isminden müştaktır. Ve Yüce Allah mü'minlere: "En üstün olanlar sizlersiniz" diye hitap etmektedir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Al-i İmran 140

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR