ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BAKARA

89

 

وَلَمَّا جَاءهُمْ كِتَابٌ مِّنْ عِندِ اللّهِ مُصَدِّقٌ لِّمَا مَعَهُمْ وَكَانُواْ مِن قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُواْ فَلَمَّا جَاءهُم مَّا عَرَفُواْ كَفَرُواْ بِهِ فَلَعْنَةُ اللَّه عَلَى الْكَافِرِينَ

 

89. Daha önce kafirlerin aleyhine fetih istiyorlarken, onlara Allah katından beraberlerinde bulunanı tasdik edici bir kitap gelince; işte o tanıdıkları kendilerine geldiğinde onu inkar ettiler. Artık Allah'ın laneti o kafirlerin üzerinedir.

 

"Daha önce kafirlerin aleyhine fetih istiyorlarken" yardım talep ediyorlarken "onlara" yahudilere "Allah katından beraberlerinde bulunanı" Tevrat'ı ve İncil'i "tasdik edici" onlarda bulunanı haber verici "bir kitap" yani Kur'an-ı Kerim "gelince, işte o tanıdıkları kendilerine geldiğinde onu inkar ettiler."

 

Fetih istemek (istiftah): yardım dilemek demektir. Hadis-i şerifte belirtildiğine göre Peygamber (s.a.v.) muhacirlerin fakirleri ile -yani onların dua ve namazları ile -"fetih (zafer)" isterdi. Yüce Allah'ın: "Olur ki Allah fethi (zaferi) veya kendi katından bir emir verir de ... "(el-Maide, 52) buyruğundaki fetih de bu anlamdadır. Nasr (yardım) ise kapalı bir şeyi açmak (feth) demektir. Buna göre bu kelime Arapların kapıyı açtım (fetahtu) demelerinden gelmektedir.

 

Nesai, Ebü Said el-Hudri'den Peygamber (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Allah'ın bu ümmete yardımı (nasrı) zayıfları, onların duaları, namazları ve ihlasları sayesindedir."

 

Yine Nesai Ebu'd-Derda'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasülullah (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim; "Bana zayıf kimseleri getiriniz. Çünkü sizler ancak zayıflarınız sayesinde rızıklanır ve yardım olunursunuz."

 

İbn Abbas der ki: Hayber yahudileri Gatafanlılarla savaşırdı. (Bir seferinde) karşı karşıya geldiklerinde yahudiler bozguna uğradılar. Yahudiler şu duayı yaptılar: Senden ahir zamanda bize göndereceğini vadettiğin o ümmi peygamber hakkı için onlara karşı bizleri muzaffer etmeni diliyoruz. İbn Abbas devamla der ki: Karşılaştıklarında yahudiler bu duayı yapıyorlar ve Gatafanlıları bozguna uğratıyorlardı. Peygamber (s.a.v.) gönderilince de onu inkar edip kafir oldular. Bunun üzerine Yüce Allah: "Daha önceden kafirlerin aleyhine feth istiyorlarken" yani ya Muhammed senin vasıtan ile yardım istiyorlarken buyruğunu .. "artık Allah'ın laneti o kafirlerin üzerinedir" bölümüne kadar inzal buyurdu.

 

" ... onlara ... gelince" anlamındaki buyrukta yer alan: "inde"nin cevabı, -el-Ferra'ya göre- "o tanıdıkları kendilerine geldiğinde" buyruğunda yer alan "fa" ve ondan sonra gelen buyruklardır. el-Ahfeş Said ise der ki: Bu edatın cevabı, işiten tarafından bilindiği için hazfedilmiştir. ez-Zeccac da böyle demiştir.

 

el-Müberred ise der ki: "Onlara. .. geldiğinde" buyruğunda yer alan (...) in cevabı "Onu inkar ettiler" buyruğunda verilmiştir. Bu edatın ikinci defa tekrarlanması ifadenin uzunluğundan dolayıdır. Bunun anlamı ise günahlarını söyletmek ve pekiştirmektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Bakara 90

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR