BAKARA 200 |
فَإِذَا
قَضَيْتُم
مَّنَاسِكَكُمْ
فَاذْكُرُواْ
اللّهَ
كَذِكْرِكُمْ آبَاءكُمْ
أَوْ
أَشَدَّ
ذِكْراً
فَمِنَ النَّاسِ
مَن يَقُولُ
رَبَّنَا
آتِنَا فِي
الدُّنْيَا
وَمَا لَهُ
فِي
الآخِرَةِ
مِنْ خَلاَقٍ |
200. Menasikinizi
bitirince, babalarınızı andığınız gibi hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı
anın. İnsanlardan bazıları: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ver" der. Ahirette
ise onun bir payı yoktur.
Bu buyruğa dair
açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:
1- Bitirilmesi Gereken Menasik:
2- Allah'ı Zikretme Şekli:
1- Bitirilmesi Gereken
Menasik:
Yüce Allah'ın:
"Menasikinizi bitirince" buyruğu ile ilgili olarak Mücahid şöyle
demektedir: Menasikten kasıt kesilecek kurbanlar ve kan akıtmaktır. Bunların
hac şeairi olduğu da söylenmiştir. Çünkü Hz. Peygamber: "Menasikinizi
benden öğreniniz" diye buyurmuştur.
Buyruğun anlamı şudur:
Sizler hac menasikinden herhangi birisini yaptığınız takdirde Allah'ı
zikrediniz ve O'nun üzerinizdeki ni'metleri dolayısıyla O'na övgülerde
bulununuz.
Ebu Amr (...) daki
kef'leri birbirine idğam etmektedir. Aynı şekilde: "Sizi ... ne
sürükledi.?" (el-Müddessir, 42) buyruğunu da bu şekilde okumaktadır. Çünkü
bu iki harf birbirinin mislidir.
"Kaza
ettiğinizde" buyruğu burada; eda edip bitirdiğinizde, anlamındadır. Yüce
Allah bir başka yerde (aynı kelimeyi kullanarak) şöyle buyurmaktadır: ''Artık o
namaz kılındı mı ... "(el-Cum'a, 10) Burada anlamı: Cum'a namazını eda
edip bitirdiğinizde demektir. Bazan "kaza" tabiri tayin edilmiş
vaktin dışında yerine getirilen ibadetler hakkında da kullanılır.
2- Allah'ı Zikretme
Şekli:
Yüce Allah'ın:
"Babalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı
anın" buyruğu şuna işarettir: Araplar haclarını eda ettiğinde Akabe
cemresi yanında durup atalarıyla övünmeyi adet edinmişlerdi. Burada geçmiş
atalarının kahramanlıklarını, cömertliklerini ve benzer şanlarını sözkonusu
ederlerdi. Hatta onlardan kimisi şöyle derdi: Allah'ım, şüphesiz ki benim
babamın çadırı çok büyüktü, kazanı büyüktü, malı pek çoktu. O bakımdan ona
verdiğin gibi bana da ver, der ve babasından başkasını anmazdı. Bu ayeti
kerime, cahiliyye döneminde atalarını anmaya önem verdiklerinden daha fazla
Allah'ın adını zikretmek için kendilerini zorlamalarına işaret etmek üzere
nazil olmuştur. Müfessirlerin çoğunluğunun (cumhurunun) görüşü budur.
İbn Abbas, Ata,
ed-Dahhak ve er-Rabi' ise şöyle demektedir: Ayet-i kerimenin anlamı şudur:
Çocukların babalarını ve annelerini anışı gibi siz de Allah'ı anınız. Yani O'na
sığınınız, O'ndan yardım isteyiniz. Tıpkı küçükken babalarınızdan isterken
yaptığınız gibi.
Bir diğer kesim ise
şöyle demektedir: Ayetin anlamı şudur: Allah'ı anınız, O'nu tazim ediniz, O'nun
yasaklarına hamiyetle bağlı kalınız. Din ve meşairinde (ibadetlerinde) şirk
koşmak isteyenleri alıkoyunuz. Tıpkı bir kimse onların şanını küçültmek
istediği zaman atalarınızı hayır ile yadedip onları koruduğunuz, himaye
ettiğiniz gibi yapınız.
Ebu'l-Cevza, İbn Abbas'a
dedi ki: Bugün kimse babasını anmıyor. Buna göre ayetin anlamı ne olabilir? İbn
Abbas şöyle der: Durum anladığın gibi değildir. Bunun anlamı şudur: Allah'a
isyan edildiği vakit, anne babana sövüldüğü zamanki kızgınlığından daha ileri
derecede Allah için gazap etmendir.
Yüce Allah'ın:
"İnsanlardan bazıları: 'Ey Rabbimiz bize dünyada ver' der" buyruğu
mübteda olarak ref' mahallindedir. Sıfat da yapılabilir. Buna göre:
"O kimse: Ey Rabbimiz
bize dünyada ver, der." Maksat ise müşriklerdir.
Ebu Vail es-Süddi' ve
İbn Zeyd der ki: Cahiliyye dönemi Arapları sadece dünya menfaatleri için dua
ederlerdi. Deve, koyun, düşmana karşı zafer elde etmeyi isterler, ahireti
dilemezlerdi. Çünkü ahireti bilmiyor ve ahirete iman etmiyorlardı. Bu buyruk
ile yalnızca dünya ile ilgili dua etmeleri yasaklanmaktadır. Burada yasak
(nehiy) onların geçmişteki hallerini haber vermek şeklinde ifade edilmiştir.
Bu buyruğun -aynı
şekilde- dualarını dünyaya münhasır kıldığı takdirde mü'min kimseye tehdidi
kapsaması da mümkündür. Buna göre: "Ahirette ise onun bir payı
yoktur" buyruğu, (yani ahirete dair bir talepte bulunmayan mü'minin payı)
ahireti dileyenin payı gibi değildir, demek olur.
Ayet-i kerimede geçen
"el-halak" pay, nasip anlamındadır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN