ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

BAKARA

116

 

وَقَالُواْ اتَّخَذَ اللّهُ وَلَداً سُبْحَانَهُ بَل لَّهُ مَا

فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ كُلٌّ لَّهُ قَانِتُونَ

 

116. Onlar: "Allah oğul edindi" dediler. O münezzehtir. Aksine göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Hepsi O'na boyun eğicidir.

 

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı beş başlık halinde sunacağız:

 

1- ''Oğul Edindi" Diyenler:

2- Allah'a Oğul isnadı:

3- Tesbih ve Tenzih:

4- Oğul Babasının Cinsinden Olur:

5- Herşey O'na Boyun Eğer:

 

1- ''Oğul Edindi" Diyenler:

 

"Onlar: Allah oğul edindi, dediler" buyruğu ile Yüce Allah hıristiyanların:

Mesih Allah'ın oğludur, şeklindeki sözlerini bize haber vermektedir. Yahudilerin: üzeyr Allah'ın oğludur, şeklindeki sözleri haber verilmektedir, de denilmiştir. Arapların inkarcı kafirlerinin: Melekler Allah'ın kızlarıdır, şeklindeki sözleri haber verilmektedir, de denilmiştir. Kafir cahillere dair bu tür haberler Kur'an-ı Kerim'de Meryem Süresi (12. ayette) ile Enbiya Süresi'nde (26. ayette) de yer almaktadır.

 

2- Allah'a Oğul isnadı:

 

"O münezzehtir, aksine göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur" ayetiyle ilgili olarak Buharı, İbn Abbas'tan Peygamber (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Yüce Allah buyurdu ki: Böyle bir şeye kalkışmaması gerektiği halde Ademoğlu Beni yalanladı. Yine böyle bir işe kalkışmaması gerektiği halde Ademoğlu Bana sövdü. Onun Beni yalanlaması şudur: O Benim evvelde olduğu gibi kendisini yeniden yaratacağıma kadir olamayacağımı ileri sürdü. Onun Bana sövmesi ise Benim oğlumun olduğunu söylemesidir. Ben eş ya da bir oğul edinmekten münezzehim."

 

3- Tesbih ve Tenzih:

 

"Subhane" kelimesi, mastar olarak mensubdur. Anlamı onların "Allahoğul edindi" sözlerinden Yüce Allah'ın noksanlıktan berı olduğunu, münezzeh ve uzak olduğunu ifade etmektir. Aksine o Yüce Allah, zatı ile birdir, sıfatlarıyla tektir, oğlu yoktur ki ayrıca bir eşe muhtaç olsun: "O'nun bir zevcesi yokken nasıl bir evladı olabilir? O herşeyiyaratmıştır. "(el-En'am, 105) Ayrıca O başkasından da doğmamıştır ki kendisinden önce bir varlık bulunsun. Zalimlerin, inkarcıların söylediklerinden yücedir, münezzehtir, pek yücedir.

"Aksine göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur." Bütün bunların hepsi O'nun tarafından varedilip icad edildiğinden dolayı yalnız O'nun mülküdür. "Ma" edatı muteda olarak merfudur. Haber ise "lehu" "onundur" buyruğudur. "O oğul edindi" diyen kimse de göklerde ve yerde bulunanlar arasındadır. "Subhanallah"ın Yüce Allah'ın her türlü kötülükten uzak olması demek olduğuna dair açıklamalar da daha önceden (30. ayet-i kerimenin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

 

4- Oğul Babasının Cinsinden Olur:

 

Oğlun babasının cinsinden başka türlü olamayacağı bilinen bir husustur.

Peki şanı Yüce ve münezzeh olan Allah'a hiçbir şey benzemezken, nasıl olur da yarattıklarından oğul edinebilir? Diğer taraftan O şöyle buyurmuştur:

 

"Göklerde ve yerde olanların hepsi Rahmana ancak kul olarak geleceklerdir. " (Meryem, 93) Nitekim burada da: "Aksine göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur" diye buyurmaktadır.

 

Oğul olmak, babanın cinsinden olmayı ve sonradan yaratılmayı gerektirir. Kadim olmak ise tam aksine vahdaniyeti ve ezeli sübutu gerektirir. Şanı Yüce Allah vahid, ehad, tek ve samed olan ezeli ve kadimdir. Doğmamıştır, doğurulmamıştır. Ve hiçbir kimse O'nun dengi değildir.

 

Diğer taraftan evlat olmak köle ve kul olmaya da aykırıdır. -Nitekim ileride Yüce Allah'ın izniyle Meryem Suresi'nde bu husus gelecektir.- Peki oğul nasıl olur da kul ve köle olur? Böyle birşey imkansızdır. imkansız olan bir sonuca götüren herşey de zaten imkansızdır.

 

5- Herşey O'na Boyun Eğer:

 

"Hepsi O'na boyun eğicidir." Mebteda ve haberdir. ifade "Onlarınhepsi" takdirinde olup, "onlar" anlamındaki zamir hazf edilmiştir. Ayet-i kerimede geçen "kanitun" itaat edici ve boyun eğicidirler, demektir.

 

Bütün yaratıklar Yüce Allah'a kunut eder, yani boyun eğer, itaat eder. Cansızların kunCıtu, (itaatı) ilahı san'atın onlarda ve üzerlerinde açıkça görülmesidir.

 

Çünkü kunut, itaat demektir ve susmak ve sessiz olmak demektir. Zeyd b. Erkam'ın: Bizler namazda konuşuyor idik. Kişi yanında bulunan arkadaşıyla konuşurdu ve bu Yüce Allah'ın: "Ve Allah için kunut ediciler olarak namaza durun. "(el-Bakara, 238) buyruğu ininceye kadar devam etti. Bu buyrukla bizlere susmak emrolundu ve konuşmaktan nehyolunduk sözündeki "kunut" de işte bu anlamadır.

 

Kunut, aynı zamanda namaz demektir. Şair der ki: "Allah için namaz kılar, kitaplarını okur Ve bir kasta binaen insanlardan uzak kalır."

 

es-Süddi ve başkaları da Yüce Allah'ın: "Hepsi O'na boyun eğicidir" yani kıyamet gününde böyle olacaktır. demişlerdir. el-Hasen de şöyle demektedir: Şehadet kelimesini getiren herkes O'nun kuludur.

 

Kunut, sözlükte asıl anlamı itibariyle ayakta durmak demektir. Nitekim:

"Namazın en faziletli olanı kunutu (yani kıyamı) uzun alanıdır" hadisi de böyledir. Bunu ez-Zeccac söylemiştir.

 

Buna göre bütün mahlukat kanittir; yani kulluğun gereğini yerine getirirler. Ya ikrar ederek, kabul ederek bunu yapıyorlar veya başka türlü bunu yapıyorlar. Çünkü ilahı san'atın etkileri onlar üzerinde açıkça görülmektedir.

 

Bunun asıl anlamının itaat olduğu da söylenmiştir. Yüce Allah'ın: ''Kunut eden erkeklerle kunut eden kadınlar" (el-Ahzab, 35) buyruğunda da bu anlamdadır. Buna dair daha geniş açıklamalar Yüce Allah'ın: "Ve Allah için kunut edenler olarak namaza kalkınız" (el-Bakara, 238) buyruğunu tefsir ederken gelecektir.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Bakara 117

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR