HUMEYDİ
95- Ebu Said El-Hudri
(r.a.) Hadisleri
745- ... Humeyd ibn
Abdurrahman'ın Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Peygamber
(s"a.v.) mescidin kıble yönünde bir balgam gördü, bir taş alarak onu (oradan)
kazıdı ve adamın önüne veya sağına tükürmesini yasakladı. Buyurdu ki:
"(Adam) sol tarafına ya da sol ayağının altına tükürsün. ''
Tahric: Buhari, Salat:
408; Müslim, Mesacid: 548.
746- ... Sa'd b. Ebu
Serh, Ebu Said el- Hudri'nın (r.a.) şöyle dediğini işitti:
Şu kuru hurma salkımı
kökleri Peygamber (s.a.v.)'in hoşuna giderdi. Onları elinde tutar ve onlar
elindeyken mescide girerdi. (Bir keresinde) onlar elindeyken mescide girdiğinde
mescidin kıble tarafında bir balgam gördü ve derhalonu kazıdı. Sonra öfkeli bir
şekilde halka dönerek: "Sizden biriniz yüzüne tükürülmesinden hoşlanır
mı?" buyurdular. Sonra da: "Şüphe yok ki kul, namaza kalktığında
münacatta bulunmak üzere Rabbine yönelmektedir. Öyleyse önüne ve sağına
tükürmez. (Mutlaka tükürmesi gerekiyorsa) ya soluna ya da sol ayağının altına
tükürsün. Eğer namazdayken acilen tükürmesi gerekiyorsa da elbisesine tükürsün
ve onu şöyle yapsın." Süfyan bunu gösterirken elbisesinin kol ağzını
ovaladı.
Tahric: Mavsıli: 993,
1081; İbn Hibban: 2270, 2271.
747-,. .Ata ibn Yezid
el-Leysi'nin haber verdiğine göre Ebu Said (r.a.) şöyle dedi: Peygamber
(s.a.v.) cahiliye döneminde sözkonusu olan iki satışı ve iki giysiyi yasakladı.
Satışlar; Mülamese=karşılıklı dokunma (elbisem elbisene dokunursa bunu bana
sattın şeklinde) ve Münabezeyle=karşılıklı atışmayla (elbisesini bir şeyin
üzerine atıp bunu bana sattın şeklinde) yapılan satışlar, giysiler de;
İştimalü's-Samma ve İhtibadır ki, tek parça kumaşı bürünüp veya örtünüp avret
yerinin açık kalmasıdır.
Tahric: Buhari, Namaz;
367; Müslim, Büyü; 1512
748- ... Damra b. Said
el-Mazini şöyle der: Ebu Said el-Hudri'nin (r.a) şöyle dediğini işittim:
Peygamber (s.a.v.) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi
namazından sonra güneş batıncaya kadar herhangi bir namaz kılınmasını
yasakladı.
Tahric: Buhari, Mevakit;
586; Müslim, Salatü'l-Müsüfirin; 827.
749- ... Abdullah b.
Abdurrahman b. Ebu Sa'sa'a şöyle dedi: Ben babamın -ki o, Ebu Said el-Hudri'nin
(r.a) evinde kalan bir yetimdi- şöyle dediğini işittim: Ebu Said bana dedi ki:
Ey oğul! Bunun gibi açık arazilerde, çöl ve köy gibi yerlerde olduğun zaman
yüksek sesle ezan oku, zira ben Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduklarını
işittim: "O ezanı işiten hiçbir insan, cin, ağaç, taş veya başka bir
varlık yoktur ki, kıyamet gününde okuyan kimseye tanıklık etmesin. "
Tahric: Buhari, Ezan:
609; Mavsıli: 2,270. (H. No: 982)
750- ... Abdullah b.
Abdurrahman ibn Ebu Sa'sa'a babasının şöyle dediğini işitmiş: Ebu Said el-Hudri
(r.a)'in şöyle dediğini işittim: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
''Müslüman kimsenin en hayırlı malının, peşine takılıp dağların en yüksek
yerlerinde ve yağmur düşen yerlerinde otlattığı koyununun olacağı zaman
yakındır. (Böylece) dini ile fitnelerden kaçmış olur."
Tahric: Buhari, İman:
19; Mavsıli: 2, 271. (H. No: 983)
751- ... Büsr b. Said
şöyle diyor: Bana Ebu Said el-Hudri (r.a) anlattı o şöyle dedi: Ben aralarında
Übey b. Ka'b'ın da bulunduğu bir halkada (toplulukta) otururken ansızın Ebu
Musa'l-Eş'ari korkmuş olarak çıkageldi. Kendisine:
- Hayırdır, neden
korktun? Dediğimizde şöyle cevap verdi:
- Ömer (r.a.) bir takım
ihtiyaçlar (a yardımcı olmam) için bana (haber)
gönderdi, ona (Ömer'e)
geldim ve (yanına girmek için) üç kez izin istedim bana izin verilmedi. Ben de
geri döndüm, daha sonra beni gördü ve:
- Sana ne oldu da bana
gelmedin? diye sordu. Ben de:
- Ben gelip, huzurunuza
girmek için üç kez izin istedim. Bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm, zira
Peygamber (s.a.v.)'in: "Sizden biriniz üç kez izin ister de verilmezse
geri dönsün" buyurduklarını işittim, dedim. Bunun üzerine Ömer (r.a.):
- Eğer o dediğini
belgelendiremezsen gör bakalım sana neler yaparım, dedi (beni tehdit etti, ben
de bu hadisi bilen birini arıyorum), dedim. Bunu işiten Übey b. Ka'b bana:
- Seninle ancak
topluluğun en küçüğü kalkar (gider), dedi. Ebu Said diyor ki:
- Topluluğun en küçüğü
bendim, Ömer (r.a.)'e gelerek Peygamber (s.a.v.)'in: "Sizden biriniz üç
kez izin ister de verilmezse geri dönsün" buyurduğunu aktardım.
Tahric: Buhari, Büyu':
2062; Müslim, Edep: 2153.
752- ... Amr b. Yahya
şöyle der: Bana babam haber verdi, o Ebu Said el-Hudri (r.a)'nin şöyle dediğini
işitmiş: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Beş deveden aşağı mal için
zekat yoktur. Beş Vask miktarından az olan (hurma, üzüm ve hububat) için zekat
yoktur. Beş ak iyye , den az olan (gümüş) için de zekat yoktur."
Tahric: Buhari, Zekat:
1405; Müslim, Zekat: 979
753- ... Ata b. Yesar'ın
Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurdular: "Cuma günü gusletmek (banyo yapmak), ihtilam olan (düş azması
yaşayan/akıl baliğ olan) herkes için vaciptir (dini bir görevdir)."
Tahric: Buhari, Ezan:
858; Müslim, Cum'a: 846.
754- ... Huraka'nın
sahibi/kölesi/dostu Ala b. Abdurrahman b. Yakub 'un anlattığına göre o şöyle
der: Babamın şöyle dediğini işittim: Ebu Said el-Hudri (r.a)'ye geldim ve ona:
- Peygamber (s.a.v.)'den
elbiseyle ilgili bir söz işittin mi? diye sordum. O da bana şöyle cevap verdi:
- Evet, beri gel, ben
Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduklarını işittim: "Mü'minin elbisesi
baldırlarının yarısına kadardır. Baldırının yarısıyla topukları arasında
olmasınında da bir günahı yoktur. Ancak elbisesi topuklarından daha aşağıda
olan cehennemdedir. Allah (c.c.) kibirlenerek elbisesini yerlerde (sürüyenin)
yüzüne bakmaz."
Tahric: Mavsıli: 2, 268,
269. (H. No: 980); İbn Hibban: 5446.
755- ... Said
el-A'şa'nın Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said şöyle
dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Kimin üç kızı, üç kızkardeşi,
iki kızı veya iki kızkardeşi olur da onlarla güzelce ilgilenir (ihtiyaçlarını
giderir), onlar için (onların rahat etmeleri ve iyi yetişmeleri için) katlanılması
gereken her şeye katlanır, onlar hakkında Allah (c.c.)'tan korkarsa cennete
girer."
Tahric: İbn Hibban: 446;
Beyhaki, Şuabü'l-İman: 6, 405 (H. No: 8677)
756- ... Nehar
el-Abdi'nin Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said (r.a.) şöyle
dedi: Ben Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduklarını işittim: "Şüphesiz
Allah (c.c.) kıyamet gününde kulu sorgular ve hatta: 'Kötülüğü gördüğün zaman
ona engelolmaktan seni alıkoyan neydi?' der. Yüce Allah kuluna kanıtını telkin
ederse kul: Ey Rabbim Senden umdum, insanlardan korktum (dinin karşı çıktığı
kötülüklere engel olmayı bu yüzden bıraktım), diye cevap verir. "
Tahric: Beyhaki,
Adabü'l-Kadi: 10,90; Mavsıli: 2, 343. (H. No: 1089 ve 1344); İbn Hibban: 7368.
757- .. .İyad b. Abdullah
b. Sa'd b. Ebu Serh el-Amiri şöyle diyor: Ben Ebu Said el-Hudri (r.a)'nin şöyle
dediğini işittim: Peygamber (s.a.v.) minberde şöyle buyurdular: "Şu bir
gerçek ki, sizler hakkında en çok korktuğum, Allah'ın yeryüzü bitkilerinden ve
dünyanın gözalıcı şeylerinden çıkardıklandır." Ebu Said diyor ki: Bir adam
kalkarak üç kere şöyle dedi:
- Ey Allah'ın elçisi!
(Elde edeceğimiz) iyilik, kötülük mü getirecek?
Bunu işiten Peygamber
(s.a.v.) bir süre sustular, hatta kendilerine vahiy indirildiğini gördük. Vahiy
indirildiği zaman kendilerini bir sıkıntı veya ter kaplardI. Bu durumdan
kurtulunca:
- "Soru soran
nerede?" buyurdular. Peygamber (s.a.v.)'ı işiten adam:
- Buradayım ey Allah'ın
elçisi! İyilikten başka bir muradım yoktur, diye
cevap verdi. Bunun üzerine
Peygamber (s.a.v.) de üç kez:
- "İyilik yalnızca
iyilik getirir" buyurarak şöyle devem ettiler: ''Ancak dünya yeşillik (göz
alıcı) ve tatlıdır. Baharın bitirdiği her şey, ya çatlatarak öldürür ya da
ölüme yaklaştırır. Ancak yeşil ot yiyen hayvanlar bunun dışındadır. Zira onlar
yiyip böğürleri şişince, güneşe yönelir, geviş getirir ya da idrar yaparlar.
Sonra yeniden otlağa dönerek tekrar yayılırlar ve yine yediklerini
işkembelerinden çıkararak tekrar geviş getirirler. Bir malı hakkıyla alan için
onda bereket meydana getirilir. Haksız yere alan için onda bereket meydana
getirilmez. Bu kimse yiyip de doymayan kimse gibidir. Veren el, alan elden
üstündür" buyurdular.
Tahric: Buhari, Cum'a:
921; Müslim, Zekat: 1052.
758- .. .İyad b.
Abdullah b.Sa'd b. Ebu Serh el-Amiri şöyle diyor: Ben Cuma günü Mervan ibn
Hakem minberde halka seslenirken Ebu Said el-Hudri (r.a.)'in camiye geldiğini
gördüm. İki rekM namaz kılmak için ayakta durdu. Derhal görevliler gelerek onu
oturtmak istediler. Ancak o iki rekat namaz kılıncaya kadar oturmaktan kaçındı.
İki rekat namazı kılıp bitirince ona geldik ve kendisine:
- Ey Ebu Said! Bekçiler
seni oturtayazdılar/sana bir şeyler yapacaklardı, dedik. Bunun üzerine Ebu
Said:
- Ben Peygamber
(s.a.v.)'in yaptığını gördüğüm bir işi başka bir nedenle terk edecek değilim.
Peygamber (s.a.v.)'i gördüm, O Cuma günü halka seslenirken mescide bitkin
görünümlü bir adam girdi. Peygamber (s.a.v.) ona:
• "Namaz kıldın
mı?" diye sordu. Adam:
- Hayır, kılmadım,
cevabını verdi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona:
- "Kalk iki rektit
namaz kıl" buyurdular. Ebu Said diyor ki: Adam iki
rekat namaz kıldı, sonra
Peygamber (s.a.v.) insanları sadaka vermeye teşvik etti, onlar da elbiseler
attılar. Peygamber (s.a.v.) onlardan ikisini adama verdi. Ertesi Cuma gelince
Peygamber (s.a.v.) minberde halka seslenirken adam camiye yine geldi, Peygamber
(s.a.v.) ona:
- "İki rektit namaz
kıldın mı?" diye sordu. Adam:
- Hayır, kılmadım, dedi.
Bu cevabı alan Peygamber (s.a.v.) adama:
-"İki rekat namaz
kıl" buyurdular. Sonra Peygamber (s.a.v.) halkı sada-
kaya teşvik ettiler.
Halk da ortaya elbiseler attılar.
Üçüncü Cuma Peygamber
(s.a.v.) minberde halka seslenirken (aynı) adam camiye yine geldi. Yine
Peygamber (s.a.v.) kendisine:
- "İki rektit namaz
kıldın mı?" diye sordu.
- Adam: Hayır, kılmadım,
dedi. Bu cevap karşısında yine Peygamber
(s.a.v.):
- "İki rektit namaz
kıl" buyurdular. Sonra halkı sadaka vermeye teşvik etti ve halk da
elbiseleri ortaya attılar. Bu sefer adam da iki elbisesinden birini oraya attı.
Bunu gören Peygamber (s.a.v.) adama bağırdılar ve: "Sen onu al"
buyurdular. Adam elbisesini aldı, sonra Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
"Şu adama bakınız, geçen Cuma bitkin bir halde geldi, halka sadaka
vermelerini emrettim, onlar da ortaya elbiseler attılar, onlardan iki tanesini
bu adama verdim. Bu Cuma tekrar geldi, yine halka sadaka vermelerini emrettim,
gördüm ki o da iki elbisesinden birini attı." Süfyan diyor ki: Sadaka
vermek, ancak zengin kişiye gerekir, oysa bu zatın iki elbisesinden dolayı
zengin sayılması sözkonusu değildir.
Tahric: Buhari, 1, 315;
Beyhaki, es-Sünen ve'l-Asar: 5,79.
759- .. .İyaz b.
Abdullah şöyle diyor: Ben Ebu Said el-Hudri (r.a)'nin şöyle dediğini işittim: Bizler
Peygamber (s.a.v.) zamanında fıtır sadakası olarak yalnızca hurmadan veya
arpadan ya da süzme peynirden bir ölçek verirdik.
Tahric: Buhari, Zekat:
1505; Müslim, Zekat: 985.
760- ... Amr b. Dinar,
Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini işitmiş: Bana Ebu Said el-Hudri
(r.a)'anlattı şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "İnsanlar
üzerine bir zaman gelecek ki, onda bir topluluk savaşacak, onlara:
- İçinizde Peygamber
(s.a.v.)'le beraber olan ve O'nu gören var mı? diye sorulacak. Onlar da:
- Evet, cevabını
verecekler. Bunun üzerine kendilerine (Sahabelere hürmeten) fetih nasip
edilecek. Sonra yine insanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onda bir topluluk
savaşacak, onlara da:
- İçinizde Peygamber
(s.a.v.)'in ashabıyla (O'na arkadaşlık eden biriyle) beraber olan ve onları
gören var mı? diye sorulacak. Onlar da:
- Evet, var, cevabı
verecekler ve kendilerine yine zafer nasip olacak. Sonra yine bir topluluk
savaşacak, onlara da:
- İçinizde Peygamber
(s.a.v.)'in ashabıyla birlikte olanları görenler ve onlarla arkadaşlık edenler
var mıdır? diye sorulacak. Buna da evet, cevabını verecekler. Bu nedenle
kendilerine fetih nasip edilecek.
Tahric: Buhari, Cihad:
2897; Müslim, Fedailü's-Sahabe: 208 (2532).
761- ... Ebu Salih
es-Semman şöyle der: Ben Ebu Said el-Hudri (r.a)'yi Peygamber (s.a.v.)'in şöyle
buyurduklarını rivayet ederken işittim: "Dirhem dirhemle, dinar, dinarla
misli misline alınıp verilebilir. Aralarında bir fazlalık yoktur."
Ebu Salih şöyle diyor:
(Bu hadisi işitince) Ebu Said el-Hudri (r.a)'ye dedim ki:
- İbn Abbas (r.a.) bunda
bir sakınca görmüyor. Buna karşılık Ebu Said şöyle dedi: İbn Abbas (r.a.)'a
rasladım ve kendisine:
- Bu söylediğin Allah
(c.c.)'ın kitabında bulduğu n bir şey midir, yoksa Peygamber (s.a.v.)'den
işittiğin bir şey midir? diye sordum. Cevabında:
- Ne Allah (c.c.)'ın
kitabında bulduğum, ne de Peygamber (s.a.v.)'den işittiğim bir şeydir. Sizler
elbette Peygamber (s.a.v.)'i benden daha iyi bilirsiniz, ancak Üsame ibn Zeyd
(r.a.) bana Peygamber (s.a.v.)'in: "Faiz, vadeli (veresiye)
olandadır" buyurduklarını haber verdi, dedi.
Tahric: Buhari, Büyü':
2178; Müslim, Müsakat: 1569.
762- ... Damra ibn Said
el-Mazini şöyle diyor: Ben Ebu Said el-Hudri (r.a)'den Ömer (r.a.) kanalıyla Peygamber
(s.a.v.)'in sarf hadisini rivayet ettiğini işittim. O sırada İbn Ömer (r.a.)
geldi. Ebu Said hadisi ondan sordu. Ben de orada bulunuyordum.
Süfyan dedi ki: Ben bu
konuda halkın Ebu Said el-Hudri (r.a) kanalıyla Peygamber (s.a.v.)'den rivayet
ettikleri: ''Altın altınla, dengi dengine, gümüş de gümüşle dengi dengine
alınıp verilir." Hadisi gibisinden başka bir şey ezberlemedim.
Tahric: Buhari, Büyü':
2176, 2177; Müslim, Müsakat: 1584.
763- ... Ebu Seleme b.
Abdurrahman'ın Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiklerine göre Ebu Said
şöyle anlattı: Kaynuka oğulları pazarında bana ait bir cariyeyi satmak üzere
durdurdum. Yahudi bir adam bana gelerek:
- Ey Ebu Said! Bu cariye
de nedir? dedi. Ben de:
- o bana ait bir
cariyedir ve onu satıyorum, dedim. Yahudi:
- Belki karnında senden
bir çocuk olabilir, dedi. Ben de:
- Ben ondan kendimi geri
çekiyorum (menimi dışarı akıtıyordum), de-
dim. Yahudi:
- Bu, çocukları diri
diri gömmenin küçüğüdür (bir başka şeklidir), dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.)'egelerek
durumu anlattım. Bunu işiten Peygamber (s.a.v.): "Yahudi yalan söylemiş,
onu (azli) yapmanızda size bir zarar yoktur)" buyurdular.
Tahric: Müslim,
Hükmü'I-AzI: 125 (1438);
764- .. .İbn Ebu
Necih'in Mücahid ve Gazea yoluyla Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine
göre Nebi (s.a.v.)'in huzurunda meniyi dışarı akıtmaktan söz açıldı da Nebi
(s.a.v.): "Bunu sizler niçin yapıyorsunuz? Yaratılmış bir can yoktur ki,
yaratanı mutlaka Allah (c.c.) olmasın (yaratılacak canı mutlaka Allah (c.c.)
yaratır)" buyurdular, ancak: "Bunu sizden hiçbiriniz yapmasın"
buyurmadılar.
Tahric: Buhari, Büyü':
2229; Müslim, Nikah: 132 (1438)
765- ... Bize Süfyan
aktardı şöyle dedi: Mücalid'in bize anlattığına göre Ebu Veddak Cebr ibn Nevf,
Ebu Said el-Hudri (r.a.)'den o da Nebi (s.a.v.)'den bu hadisin benzerini (metin
olarak aynısını) rivayet etmiştir.
Tahric: Müslim, Nikah:
1438, 133.
766- ... Ebu Nadra'nın
Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudri (r.a) şöyle
dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Müslümanlardan davaları aynı
olan iki büyük grup birbiriyle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Gruplardan
öncelikle haklı olan, galip gelendir. Onlar böyleyken ansızın azgın bir grup
çıkarak oku n yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar."
Tahric: Müslim, Zekat:
1064; Mavsıll: 2, 288. (H. No: 1008)
767- ... Abdülmelik ibn
Umeyr şöyle dedi: Bana Gaza'a'nın, Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayetle haber
verdiğine göre Peygamber (s.aovo) şöyle buyurdular: "Kemerler ancak şu üç
mescide bağlanır (Ancak şu üç mescid, seyahat için yol hazırlığına değer):
Mescid-i Haram (Ka'be), benim bu meseidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i ilya
(Mescid-i Aksa)'dır." Yine şöyle buyurdular: ''Bir kadın üç günden fazla
(yalnız) yolculuk yapCaYmaz, ancak yanında mahremi varsa başka." Ve ayrıca
sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra güneş
batıncaya kadar namaz kılmayı, Kurban ve Ramazan bayramı günlerinde oruç
tutmayı yasakladılar.
Tahric: Buhari, F.SaIati
fi Mescidi'l-Mekketi: 1197; Mavsili: 2, 3880 No: 1617.
768- ... Attab ibn
Huneyn şöyle diyor: Ben Ebu Said el-Hudri (r.a)'nin şöyle dediğini işittim:
Peygamber (s.aov.) şöyle buyurdular: "Allah (c.c.) insanlardan yağmuru
yedi yıl engellese de sonra salıverse, insanlardan bir grup: ''Bize yağmuru
falan ve falan yıldızın doğması ve batmasıyla yağmura kavuştuk, Miedah yıldızı
sebebiyle yağmura kavuştuk, diyerek kafir olurlardı."
Tahric: Nesai, Kübra: 1,
563 (H: No: 183); İbn Hibban: 6130. Bkz: 996 ve 920 nolu hadisler.
769- ... Ebu Nadra'nın
Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said şöyle anlatır:
Peygamber (s.a.v.) ikindiden sonra gün batımına kadar bizlere hitabetti,
kıyamete kadar olacak şeylerden hiçbiri kalmaksızın hepsini haber verdi. Onları
öğrenen öğrendi, öğrenemeyen öğrenemedi. Bu hitabında şöyle buyurdu:
"Dünya şüphesiz çekici ve tatlıdır. Yüce Allah sizleri bu dünyada halife
olarak seçmiş (imkan ve yetki sahibi yapmış), sizlerin nasıl davranacağınıza
bakmaktadır. Dikkat! Dünyadan ve kadınlardan (dünyanın ve kadınların
fitnelerinden) sakının. Dikkat! Kıyamet günü her bir vefasız için vefasızlığı
oranında bir sancak dikilecektir. Sancağı kabasının (budunun faturağının)
arkasında olacaktır. Dikkat! Cihadın en üstünü, gerçeği haykırmaktır."
Bazen Süfyan Peygamber (s.a.v.) Efendimizin: "En gerçek söz, zalim
hükümdarın suratına gerçeği haykırmaktır" buyurmuş olabileceğini de
söylerdi. Ebu Nadra diyor ki: Sonra Ebu Said ağladı ve:
Nice kötülükler gördük
de onlara engel olmadık, dedi. Sonra şöyle devam etti:
"Dikkat! Şüphesiz
insanoğulları tabakalar halinde yaratılmışlardır.
Aralarında şu tabakalar
yer alır:
Mü'min olarak doğup
mü'min olarak yaşayıp mü'min olarak ölenler, Kafir olarak doğup kafir olarak
yaşayıp kafir olarak ölenler,
Mü'min olarak doğup
mü'min olarak yaşayıp kafir olarak ölenler, Kafir olarak doğup kafir olarak
yaşayıp mü'min olarak ölenler, Çabuk öfkelenip çabuk geçenler, bunlar
dengelidir,
Yavaş öfkelenip yavaş
geçenler, bunlar da dengelidider.
Dikkat! Öfke ateşten bir
kordur. Sizden biriniz öfkelendiğini hissederse, ayaktaysa otursun, oturuyorsa
yaslansın."
Tahric: Ahmed, 17,227;
Tirmizi, 4, Bab: 26, (H. No: 2191) Mavsıli: 2, 352, 353, (H. No: 1101); İbn
Hibban: 5591, 5592.
770- ... Ebu Mütevekkil
en-Naci'nin Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said (r.a.)
şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
"Sizden biriniz
eşine yaklaştığı zaman tekrar yaklaşmak istediğinde (önce) namaz abdesti gibi
bir abdest alsın."
Tahric: Müslim, Hayz:
308; Mavsıli: 2, 392. (H. No: U64)
771- ... Atiyye
el-Avfi'nin Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said (r.a.)
şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Sur'un sahibi (Sur'a
üflemekle görevli melek İsrafil (a.s.) Sur'u ağzına koymuş, yüzünü (komutun
geleceği yöne) çevirmiş, kulağını (komutun geleceği sese) kilitlemiş, ne zaman
emredilecek diye beklerken, ben nasıl (dünya nimetlerinden faydalanarak) rahat
ve huzur içinde olurum?" Oradakiler sordular:
Bize ne (yapmamızı)
emredersiniz? Buyurdular ki: "Allah (c.c.) bize kafidir ve O güzel bir
vekildir. Biz O'na güvendik" deyiniz.
Tahric: Mavsıli: 2, 340.
(H. No: 1084); İbn Hibban: 823.
772- ... Atiyye
el-Avfi'nin Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said (r.a.)
şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Yüksek derece sahipleri
İlliyyfn ehlini inci gibi parlayan yıldızı ufukta gördükleri gibi
göreceklerdir. Ebu Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) elbette onlardandır. (Hatta)
daha da ileri gitmişlerdir. "
Tahric: Buharı,
Bed'i'l-Halk: 3256: Müslim, Cennet: 2831.
773-Burada yarım kalmış
bir senet görüyoruz.
774- ... Ebu Seleme'nin
Ebu Said el-Hudri (r.a)'den rivayet ettiğine göre Ebu Said (r.a.) şöyle anlatıyor:
Peygamber (s.a.v.) Ramazan'ın ortadaki on gününde itikafa girdi. O'nunla
birlikte bizler de itikafa girdik. Yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı
taşı (maya başla) dık. Bizleri görünce: "Sizlerden itikafta olanlar itikaf
yerlerine dönsünler, bana itikafın Ramazan'ın son on gününde olacağı
gösterildi. Kendimi o günün sabahı su ve çamura secde eder gördüm"
buyurdular. O günün sonunda gökyüzü harekete geçerek yağmur yağdı. Mescid bir
gölgelik (tavanı çalı çırpı) şeklinde olduğundan Peygamber (s.a.v.)'in namaz
kıldığı yere yağmur damlaları düştü ve orası ıslandı. Peygamber (s.a.v.) sabah
namazından dönerlerken alnında ve burnunda su ve çamur izi gördüm."
Tahric: Buhari, Ezan:
669; Müslim, Sıyam: 1167.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki başlığa tıklayın:
96- Muğire b.
Şu'be (r.a.) Hadisleri