HAKİM el-Müstedrek |
BİRR VE SILA |
3028- Büyücülük Yapmaktan Korkan Bir Kadının Hikayesi |
7344- "Bana
Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad, Hişam b. Urve’den haber verdi. O babasından, o Aişe
(r.anha)’den şöyle dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'ın vefatından kısa bir süre sonra Devmetu'l-Cendel halkından bir kadın
onu arayarak yanıma geldi. Ona büyücülerin işlerine girip de ancak büyücülük
yapmadığı bir hususa dair soru sormak istemişti. Aişe, Urve'ye şunları anlattı:
Kızkardeşimin oğlu o kadının Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı
kendisine vereceği cevapla rahatlatmasına imkan olmadığını görünce ağladığını
gördüm. Öyle ki ben ona çok acıdım. Şöyle diyordu: Ben helak oldum diye artık
korkuyorum. Benim bir kocam vardı, beni bırakıp gitti. Yanıma bir kocakarı
geldi, ben de ona halimden şikayette bulundum. Şöyle dedi: Sana emrettiğimi
yapacak olursan senin yanına gelebilir. Gece olunca bana iki siyah köpek
getirdi. O bu köpeklerden birisine bindi, ben de ötekine bindi m. Aradan vakit
geçmeden Babil'de duruverdik. Ayaklarından asılmış iki adam gördüm. Niye geldin
dediler. Ben: Sihir öğrenmek için dedim. İkisi: Bizler ancak bir fitneyiz
(imtihan vesilesiyiz) sakın kafir olma geri dön dediler. Ben ısrar ettim ve
hayır dedim. Her ikisi bana: O halde şu tandıra git ve oraya küçük abdestini
boz dediler. Ben de gittim ama korktuğumdan dolayı dediklerini yapmayıp
yanlarına geri döndüm. Bana: Yaptın mı dediler, ben evet dedim. Bu sefer: Bir
şey gördün mü dediler. Ben bir şey görmedim dedim. Onlar: Sen dediğimizi
yapmadın, kendi ülkene geri dön, kafir olma dediler. Ben yine kabul etmedim.
İkisi: O halde o tandıra git ve oraya küçük abdestini boz dediler. Gittim,
derim ürperdi, korktum sonra da yanlarına geri döndüm. Ne gördün dediler, ben:
Bir şey görmedim dedim. Her ikisi de: Sen yalan söylüyorsun yapmadın, kendi
ülkene dön ve kafir olma çünkü sen henüz işinin başındasın dediler ama ben
kabul etmedim. Bu sefer onlar: O halde o tandıra git ve küçük abdestini orada
yap dediler. Gittim ve orada küçük abdestimi yaptım. Demirlerle her tarafı
örtülü bir atlının benden çıktığını ve semaya doğru yükselerek sonunda
kaybolduğunu gördüm ve artık onu göremez oldum. Sonra o iki adamın yanına geri
döndüm, dediğinizi yaptım dedim. Ne gördün dediler. Ben: Demirlerle her tarafı
örtülü (demir zırhlı) bir atlının benden çıktığını, semaya yükselip
kaybolduğunu gördüm ve nihayet onu göremez oldum dedim. Her ikisi de: Evet,
doğru söyledin işte o senin senden çıkan imanındır haydi git dediler.
(Aişe dedi ki): Ben
kadına Allah'a yemin olsun ki (sana diyecek) bir şey bilmiyorum dedim.
O iki adam bana bir şey
demedi ama şunu söylediler: Evet, ne istersen mutlaka olur. Şu buğday tanesini
al ve bunu ek. Ben de onu ektim. Yerden git dedim, gitti. Tarlada başak ol dedim,
oldu. Tanelerin çoğalsın dedim, çoğaldı. Kuru dedim, kurudu. Buğdayı öğüt
dedim, öğütüldü. Sonra ekmek pişir dedim, ekmek oldu. İstediğim her şeyin
mutlaka olduğunu görünce artık yaptığıma oldukça pişman oldum. Allah'a yemin
olsun ki ey müminlerin annesi (daha başka) hiçbir şey yapmadım ve ebediyen de
bunu yapmayacağım.
(Aişe devamla dedi ki):
Ben de Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabına vefatı üzerinden
kısa bir zaman geçtiği için o gün hepsi de çokça mevcut olduklarından sordum. O
kadına ne cevap vereceklerini bilemediler, hepsi de bilmediği bir şey
söyleyerek ona fetva vermekten korktu ve çekindi. Ancak hepsi de: Annen baban
ya da onlardan biri hayatta olsalardı onlarCa iyi davranman) senin için yeterli
olabilirdi dediler.
Bu senedi sahih bir
hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir. Burada bizim
bu hadisi tahriç etmemizden maksat ise Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'ın vefatından kısa bir süre sonra ashab-ı kiram'ın ittifakla:
"Anne babasına iyilik yapmasının onun için yeterli olacağının"
söylemiş olmalarıdır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
3029- Allah Bütün
Günahlardan Dilediğini (Cezasını) Erteler. Anne Babaya Kötü Davranmak Hariç