HAKİM

el-Müstedrek

MA’RİFETU’S-SAHABE

 

1931- Hamza b. Abdulmuttalib'in Müslüman Oluşu

1932- Ebu Cehil'in Eziyet Vermesi Üzerine Hamza'nın Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ı Himaye Etmesi -Hamza, Allah'ın Kendisi ile Dini Aziz Kıldığı (Güçlendirdiği) Kimselerdendi-

 

4930- ... Bize Yunus b. Bukeyr, İbn İshak’dan şöyle dediğini tahdis etti: Bana Eslem’den bir adam -ki tahdis ettiğini bellemiş birisi idi-ın tahdis ettiğine göre Ebu Cehil Safa tepesi yakınında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın karşısına çıkarak ona eziyet etti, ona ağır sözler sarfetti. Onun hakkında da dini ile ilgili hoşuna gitmeyecek, kusur bulucu sözler ve onun zayıflığını dile getiren ifadeler kullandı. Ancak Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onunla konuşmadı (ona bir şey demedi). Abdullah b. Cud'an et-Teymi'nin bir azatlı cariyesinin de Safa'nın üst tarafında kendisine ait bir meskeninde iken bu söylediklerini duymuştu. Ebu Cehil söyleyeceklerini söyleyip gitti ve Kabe'nin yakınındaki Kureyş'in meclisine gidip, onlarla birlikte oturdu. Aradan fazla bir süre geçmeden Hamza b. Abdulmuttalib avından yayını omuzuna aşmış olarak geri döndü. Böyle yaptığı takdirde Kureyş'in meclisinin yanından geçmez idi. Kureyşlilerin içinde de en onurlu, en güçlü karaktere sahip birisi idi. O sırada kavminin dini üzere müşrik birisi idi. Bu azatlı cariye onun yanına geldi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da evine dönmek üzere kalkmıştı. Cariye Hamza'ya şöyle dedi: Ey Ebu Umare! Kardeşinin oğlu Muhammed'in az önce Ebu'l-Hakem'den neler çektiğini keşke görmüş olsaydın. Onu şuracıkta gördü, ona eziyet etti, ona ağır sözler söyledi ve hoşuna gitmeyecek sözler söyledikten sonra çekip gitti. Hamza da Kabe'nin yanındaki Kureyş meclisine yöneldi. Onlarla birlikte oturdu. Muhammed ile de konuşmadı. Allah Hamza'yı lütuf ve ikramda bulunarak şereflendirmeyi murad ettiğinden ötürü Hamza Beyt'i tavaf etmek istediği vakit yaptığı gibi kimsenin yanında durmayıp, Ebu Cehil'e cezasını vermek maksadı ile hızlıca çıktı. Mescide girince onun kavmi arasında oturmakta olduğunu gördü. Ona doğru yöneldi. Tepesine dikilince yayını kaldırıp, başına ağır bir darbe indirdi. Kureyş'in Mahzum oğullarına mensup birtakım kimseler Ebu Cehil'e yardım etmek üzere Hamza'nın yanına kalkıp gitti ve: Ey Hamza! Gördüğümüz kadarıyla sen dininden dönmüş bulunuyorsun dediler. Hamza: Beni bundan alıkoyan ne ki hem ben bu hususu ondan açık ve seçik bir şekilde görmüş bulunuyorum. Onun Allah'ın Rasulü olduğuna, söylediği sözlerin de hak olduğuna şahitlik ederim. Allah'a yemin ederim ki artık bundan vazgeçmeyeceğim. Söylediğinizde doğru (ve samimi) iseniz haydi beni alıkoyunuz dedi. Bu sefer Ebu Cehil: Ebu Umare'yi bırakın. Ben onun kardeşinin oğluna gerçekten çirkin bir şekilde sövdüm dedi. Hamza Müslüman olarak yoluna devam etti ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın zorluk ve sıkıntılarını hafifletmeyi sürdürdü. Hamza İslam'a girince Kureyşliler Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın artık güçlenmiş olduğunu, onun artık korunabilecek bir gücünün olduğunu, Hamza'nın da kendisini koruyup, kollayacağını anlamış oldular. Daha önce ona yaptıklarının bir kısmından vazgeçtiler, söyledikleri ağır sözlerin bir kısmını söylemez oldular. (Hamza) Ebu Cehil'e vurunca Sa'd -ravi baş tarafı:

"Ey Ebu Cehil! Yaptıklarından ötürü tat ... " diye başlayan -pek istikrarlı olmayan bir recez zikrederek- bunu söylediğini nakletti. (Eslemli olan bu ravi devamla) dedi ki: Sonra Hamza evine geri döndü. Şeytan ona gelerek şöyle dedi: Sen Kureyş'in efendisisin. Şu dininden dönene uyup, atalarının dinini terk ettin. Hiç şüphesiz ölüm senin için yaptığından daha hayırlıdır dedi. Hamza bir ara tereddüde düşerek ben ne yaptım? Allah'ım! Eğer bu yaptığım doğru ise kalbime onu tasdik etmeyi yerleştir, değilse içine düştüğüm bu durumdan bana bir çıkış yolu göster dedi. Şeytanın vesvesesinden ötürü daha önce benzerini geçirmediği bir gece geçirdi. Nihayet sabahı edince erkenden Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanına giderek şöyle dedi: Kardeşimin oğlu ben çıkış yolunu bilemediğim bir işin içerisine düştüm. Benim gibi birisi bu iş karşısında ne yapacağım bilemiyor. Acaba bu doğru bir iş midir yoksa oldukça büyük bir sapıklık mıdır? Sen bana bir söz söyle. Kardeşimin oğlu senin benimle konuşmam çok arzu ediyorum dedi. (Rasulullah) (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona öğüt verip, hatırlatmaya, korkutmaya ve onu müjdelemeye koyuldu. Allah da Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın dediği gibi onun kalbine imam yerleştirdi, Hamza da: Tasdik eden ve gerçeği bilen bir kimsenin şahitliği ile senin gerçekten doğru olduğuna şahitlik ederim. Ey kardeşimin oğlu! Dinini açıkça tebliğ et. Allah'a yemin ederim ki güneşin üzerinde parladığı şeylerin ben ilk dinim üzere kaldığım takdirde benim olmasını arzu etmem dedi. (Ravi) dedi ki: Böylece Hamza Allah'ın kendisi ile dini aziz kıldığı kimselerden oldu.

 

 

4931- *Bize Ebu'l-Abbas tahdis etti, bize Said b. Muhammed, Ebu Ömer el-Hacavani tahdis etti. Bize Veki b. el-Cerrah tahdis etti. Bize Kudame b. Musa el-Cumahi, Abdullah b. Ali b. el-Hüseyn'den tahdis etti. O babasından, o dedesinden şöyle dediğini nakletti: Ali ile Hamza Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanına gusletmiş olarak geldiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nasıl yaptınız?" buyurdu. Onlardan biri:

Ey Allah'ın Rasulü ben onu elbise ile örttüm dedi. Diğeri de: Ben de ona aynı şeyi yaptım deyince, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer bundan başkasını yapmış olsaydınız ben de her ikinizi de örterdim" buyurdu.

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1933- Semada, 'Hamza, Allah'ın ve Rasulünün Arslanıdır' Diye Yazar