HAKİM el-Müstedrek |
MA’RİFETU’S-SAHABE |
1905- Iyas b. Muaz el-Eşheli (r.a) -Hicretten Önce
Mekke'de Vefat Etmiştir- |
4884- Bana -Abdurrahman
el-Eşheli'nin kardeşi el-Huseyn b. Abdurrahman b. Sa'd b. Amr b. Muaz tahdis
etti. O Ebu Abdullah el-Eşheli'nin kardeşi Mahmud b. Lebid'den şöyle dediğini
tahdis etti: Ebu'l-Hayser, Enes b. Rafi Mekke'ye aralarında Iyas b. Muaz'ın da
bulunduğu Abdu'l-Eşhel oğullarının gençleriyle birlikte Kureyşliler ile Hazredi
kendi kavimlerine karşı antlaşma yapma yollarını aramak üzere geldiklerinde
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların geldiklerini işitince
yanlarına gitti ve meclislerinde oturup: "Kendisi sebebiyle geldiğinizden
daha hayırlı olan bir şeye ne dersiniz?" buyurdu. Onlar: O nedir? dediler.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben Allah'ın Rasulüyüm. Allah beni
kullar(ın)a onları Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmeye davet
etmek için gönderdi ve üzerime kitabı indirdi." Sonra onlara İslam'ı
anlattı, kendilerine Kur'an okudu. Iyas b. Muaz -ki genç bir delikanlı idi-
şöyle dedi: Ey kavm! Allah'a yemin olsun ki bu sizin kendisi için geldiğiniz
husustan daha hayırlıdır. (Mahmud) dedi ki: Bunun üzerine Ebu'l-Hayser kumdan
bir avuç alıp onu Iyas b. Muaz'ın yüzüne fırlattı ve: Bizi bu söylediklerinden
uzak tut. Ömrüm hakkı için biz bundan başka bir maksatla geldik dedi. Iyas da
sustu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da ayağa kalktı, onlar da
Medine'ye geri döndü. Sonra Evs ile Hazrec arasında Muaz yakası meydana geldi.
(Mahmud) dedi ki: Sonra Iyas b. Muaz aradan fazla zaman geçmeden öldü. Mahmud
b. Lebid dedi ki: Ölümü esnasında kavminden onun yanında hazır bulunanlar onun
sürekli olarak tehlil ile (La. İHıhe illallah diyerek), tekbir ile hamd ile ve
onu tesbih ile ölene kadar Allah'ı zikredip durduğunu söylediler. (Mahmud
devamla) dedi ki: Bu sebeple onlar Müslüman olarak öldüğünden yana hiç şüphe
etmiyorlardı. O, o mecliste Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tan o
işittiklerini işittiği andan itibaren İslam'ın şuuruna varmıştı.
Bu Müslim'in şartına
göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç
etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Buhari,
et-Tarihu'l-Kebir, llL, 442'de İbn İshak yoluyla böylece rivayet etmiştir.
Buhari, Muhammed b. Abdurrahman'ın da kardeşi el-Huseyn ile birlikte bu şekilde
Ziyad'ın, İbn İshak'tan rivayet ettiği gibi rivayet ettiğini de kaydetmektedir.
Ayrıca el-İsabe, i,
91'de belirtildiği gibi İbn İshak da bu yoldan bu rivayeti tahriç etmiştir. İbn
Hacer şöyle demektedir: Bunu bir topluluk İbn İshak'tan bu şekilde rivayet
etmişlerdir ve bu onun rivayet ettiği sahih hadislerdendir. Ayrıca bunu Ziyad
el-Bikai de İbn İshak'tan rivayet etmiş bulunmaktadır. .. ve Buhari'nin
söylediklerinin benzerini kaydetmekte sonra Hafız şunları eklemektedir: Birincisi
yani el-Husayn'ın rivayet yolu daha tercih edilir. Zehebi'nin mürseldir
demesine gelince, bu sözleriyle Muhammed b. er-Rabi'in olaya tanık olmadığını
kastetmek istemiştir. Şu kadar var ki sair hadis ehli nezdinde kesin olarak
kabul edilen ashabın bu gibi hususlardaki mürsel rivayetlerinin kabul edileceği
şeklindedir. Nitekim Buhari ve Müslim de bu kabilden çok şeyler rivayet
etmişlerdir. İbn Abdilberr bu hadisi el-İsabe Haşiyesinde el-İstiab, r, ıo3'te
geçtiği üzere onun biyografisinde kaydetmiş ve buna ayrıca bir şeyeklememiştir.
İbnu's-Sübki ve İbn Hibban da bu haber dolayısıyla onun ashabdan olduğunu kesin
olarak söylemişlerdir. Sanki her ikisi de bu hadisi sahih kabul etmiş
gibidirler. Bunu da kendilerinden Hafız İbn Hacer, el-İsabe, r, 90'da nakletmiş
bulunmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1906- el-Bera b.
Ma'rur b. Sahr b. Hansa İslam'da ilk nakib idi. (r.a.)
1907- Nakiblerden ilk Konuşan Kişi
el-Bera b. Ma'rur Olmuştu