HAKİM el-Müstedrek |
MA’RİFETU’S-SAHABE |
1839- Ali'ye "Ebu Turab" Lakabının Verilişi |
4734- *Bize Ebu Abdullah
Muhammed b. Abdullah es-Saffar haber verdi, bize el-Hasen b. Ali b. Bahr b.
Berri tahdis etti. Bize babam tahdis etti.
Bize Ahmed b. Cafer
el-Katii de haber verdi. Bize Abdullah b. Ahmed b. Hanbel tahdis etti. Bana
babam tahdis etti. Bize Ali b. Bahr b. Berri tahdis etti. Bize İsa b. Yunus
tahdis etti. Bize Muhammed b. İshak tahdis etti. Bana Yezid b. Muhammed b.
Huseyn el-Muharibi, Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den tahdis etti. O Muhammed b.
Huseyn'den, o Ammar b. Yasir (r.a)’dan şöyle dediğini nakletti: Ben ve Ali
Zulhuşeyre gazvesinde iki yol arkadaşı idik. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) oraya konaklayıp, orada ikamet edince, Mudlic oğullarından bir hurmalık
arasındaki bir pınarda çalışan Mudlic oğullarından bazı kimseler gördü. Ali
bana: Ey Ebu'l-Yakza bunların yanına gidip nasıl çalıştıklarını görmeye ne
dersin? dedi. Sonra onların yanına gidip bir süre onların çalışmalarını
seyretti. Sonra uykumuz geldi. Ben de, Ali de gidip hurma ağaçlarının etrafını
çevirdiği ince toprağın bulunduğu bir yerde uyuduk. Allah'a yemin ederim
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tan başka bizi uyandıran olmadı. Ayağı
ile bizi dürtüyordu. O ince toprak bize bulaşmıştı. Bunun için Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun (Ali'nin) üzerinde toprağın bulaşmış
olduğunu gördüğünden ötürü: "Ey Ebu Turab" diye seslendi. Sonra
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnsanlar arasında en bedbaht
iki adamın kim olduğunu size söyleyeyim mi?" Bizler: Buyur, ey Allah'ın
Rasulü! deyince, o şöyle dedi: "(Birincisi) dişi deveyi kesen Semud'un
Muhaymir'i ile (diğeri) ey Ali -alnını kastederek- ey Ali bunun üzerine
-sakalını kastederek- şu da kan ile ıslanıncaya kadar darbe indirecek
kişidir."
Bu Müslim'in şartına
göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile bunu bu ziyade ile tahriç
etmemişlerdir. Ancak her ikisi de Ebu Hazim'in, Sehl b. Sa'd’dan: "Kalk ey
Ebu Turab" kısmını ittifakla rivayet etmişlerdir.
Diğer Tahric: İmam
Ahmed, Müsned, IV, 263; Mecmau'z-Zevilid, IX, 136'da Taberani, Kebir'de
Müsned'inde muhtasar olarak Bezzar rivayet etmiş olup, hepsinin ravilerinin
sika oldukları belirtilmiştir. Şu kadar var ki tabiinden olan zat (Muhammed b. Huseyn)
Ammar'dan hadis dinlememiştir demektedir. Derim ki: Buhari, Tarih, I, 17S'de:
Bu Yezid'in Muhammed'den hadis dinlediğinin bilinmediği, Muhammed'in de İbn
Huseyn'den, İbn Huseyn'in de Ammar'dan hadis dinlediğinin bilinmediği bir
senettir demektedir. Derim ki: Senet aynı şekilde Müslim'in şartına da uygun
değildir. Çünkü Muhammed, Müslim'in ravilerinden olmadığı gibi, asla hadis
sahih de değildir, hasen de değildir. Aksine hadis munkatıdır ve Muhammed de
hadis hususunda kavi bir ravi değildir.
4735- *", Bize
İsrail, Ebu İshak'tan tahdis etti. O Cureyy b. Kuleyb elAmiri’den şöyle
dediğini nakletti: Ali Sıffin'e gidince savaşmak hoşuma gitmediğinden ben de
Medine'ye gittim. el-mhis kızı Meymune'nin huzuruna girdim. O: Kimlerdensin?
dedi. Ben Küfe ahalisindenim dedim. O: Onların hangilerindensin? dedi. Ben Amir
oğullarındanım dedim. O hoş safa geldin, yakın mı yakınsın. Peki, gelişinin
sebebi nedir? dedi. (Cureyy) dedi ki: Ben Ali Sıffin'e gitti, ben de savaşmak
istemedim. Bu sebeple buraya geldik dedim. Meymune: Peki, ona bey'at etmiş
miydin? dedi. Ben: Evet, dedim. O: Onun yanına git, onunla birlikte bulun.
Çünkü Allah'a yemin ederim ki o sapmadığı gibi, onun sebebi ile de (başkaları)
ondan dolayı sapıtmazlar dedi.
Bu Buhari ve Müslim'in
şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric:
Mecmau'z-Zevihd, IX, BS'te belirtildiği üzere Taberani, Kebir'de rivayet etmiş
olduğunu Ye senedinde Cureyy b. Semura'nın bulunup, sika bir ravi olduğunu,
geri kalan ravilerinin de Sahih'in ravileri olduğunu belirterek. Derim ki:
Cureyy Takrib'de belirtildiği üzere makbul bir ravidir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
1840- Ali'ye
Bakmak Bir ibadettir