HAKİM el-Müstedrek |
MA’RİFETU’S-SAHABE |
2523- Ashab-ı Kiram Arasından Ebu Hureyre'den Rivayette
Bulunan Kimseler |
6233- Hakim -Allah'ın
rahmeti üzerine olsun- dedi ki: Şimdi ben burada aziz ve celil olan Allah'ın
izniyle ashab-ı kiram'ın büyüklerinin -r.a.- Ebu Hureyre’den rivayette
bulunduklarını zikredeceğim.
Ondan Zeyd b. Sabit, Ebu
Eyyub el-Ensari, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Amr, Abdullah b. ez-Zubeyr,
Ubeyy b. Ka'b, Cabir b. Abdullah, Aişe, elMisver b. Mahreme, Ukbe b. el-Haris, Ebu
Musa el-Eş'ari, Enes b. Malik, esSaib b. Yezid, Rasulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'ın azatlısı Ebu Rafi, Ebu Umame b. Sehl, Ebu'tTufayl, Ebu Nadra
el-Gıfari, Ebu Nuh el-Gıfari, Şeddad b. Elhad, Ebu Hadred, Abdullah b. Hadred
el-Eslemi, Ebu Rezin el-Ukayli, Vasile b. el-Eska, Kabisa b. Zueyy, Amr b.
el-Hamik, el-Haccac el-Eslemi, Abdullah b. Ukeyy, el-Ağar el-Cuheni, eş-Şirrid
b. Suveyd Allah hepsinden razı olsun.
Ashab-ı kiram’dan, Ebu
Hureyre’den rivayette bulunanların sayısı 18 kişiyi bulmuştur.
Tabiuna gelince, onlar
arasında Ebu Hureyre'nin arkadaşlarından daha üstün, daha meşhur, daha şerefli
ve daha bilgili hiçbir kimse yoktur. Böyle bir yerde onların hepsini zikretmek
oldukça uzayıp gider.
Dinin şer'i hükümlerini
koruyan, muhafaza eden Ebu Hureyre (r.a) hakkında alemlerin Rabbinin Rasulüne,
seçkin ashab-ı kiram'a, tabiundan dinin önderlerine ve onlardan sonra gelen
Müslümanların önderlerine muhalefet etmekten Allah bizleri korusun. Allah Ebu
Hureyre’den razı olsun.
6234- ... Bize Huşeym,
Seyyar’dan tahdis etti. O Cebr b. Ubeyde’den, o Ebu Hureyre (r.a.)’dan şöyle
dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize Hind'e gazada
bulunmayı vaat etti. Eğer ben şehit düşersem şehitlerin hayırlılarından olurum.
Eğer geri dönecek olursam ben kendisine hürriyeti verilmiş (hürriyete
kavuşturulmuş) Ebu Hureyre olurum.
Diğer Tahric: Nesai,
VI, 42. Hafız İbn Hacer, Tehzib'de şöyle diyor: Zehebi'nin hattı ile bu kişinin
kim olduğu -Cebr b. Ubeyde'yi kastediyor- bilinmemektedir ve haber münkerdir
diye yazdığım okudum ama İbn Hacer Takrib'de şöyle diyor: Makbuldür yani
mutabaat olması halinde. Derim ki. Bir ravinin eğer bir tek hadisten başka
rivayeti yoksa hakkında "makbuldür" demek adetidir. İbn Hibban ise
-diğerlerinden farklı olarak- es-Sikat'ta onu zikretmektedir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
2524- Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın Müezzinlerinden Birisi Olan Ebu Mahzure
el-Cumahi