HAKİM

el-Müstedrek

HİCRET

 

1660- Hicrete dair Um Mabed Hadisinin Mufassal Olarak Kaydedilmesi ve Görünmeyen Kişinin Şiirleri ve Hassan b. Sabit (r.a) Tarafından Ona Verilen Cevap

 

4333- Bize Ebu Said Ahmed b. Muhammed b. Amr el-Ahmesi KUfe'de tahdE etti. Bize el-Huseyn b. Humeyd b. er-Rabi el-Hazzaz tahdis etti. Bize Süleyman b. el-Hakem b. Eyyub b. Süleyman b. Sabit b. Beşşar el-Huzai tahdis etti, bize kardeşim Eyyub b. el-Hakem ile Salim b. Muhammed el-Huzai tahdis etti. Hep birlikLe Hizam b. Hişam’dan, o babası ve Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabında Hişam b. Hubeyş b. Huveylid’den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'den Medine'ye hicre: etmek üzere çıktı. Ebu Bekr (r.a) ile Ebu Bekr'in mevlası (azatlısı) Amir b. Fuheryre ve her ikisinin kılavuzu olan Leysli Abdullah b. Uraykıd da onlarla birlikte idi. Hep beraber Huzaalı Um Mabed'in çadırlarının yanından geçtiler. Um Mabed yaşın: başını almış ve genç kadınlar gibi tesettüre bürünmeyen, gücü kuvveti yerinde çadırının önünde oturan bir kadındı. Diğer taraftan hem (yanına gelenlere) su içirir. hem de yemek ikram ederdi. Ondan satın almak amacıyla et ve hurma istediler. B" istediklerinden bir şeyi onda bulamadılar. Kendilerinin ise azıkları bitip tükenmi, mahrumiyet içerisinde kalmışlardı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadırın bir kenarında duran bir koyunu gördü. "Bu koyun nedir ey Um Mabed?" buyurdu. Kadın: Yorgun argın düştüğünden ötürü diğer koyunlardan geri kaldı diye cevap verdi. Allah Rasulü "Bunda süt namına bir şey var mı acaba?" buyurdu. Um Mabed: Hayır, o süt veremeyecek kadar bitkindir, dedi. Allah Rasulü: "Onu sağmama izin verir misin? buyurdu. Um Mabed: Babam anam sana feda olsun, onda sağılacak bir süt bulursar. sağ, dedi. Allah Rasulü koyunun getirilmesini istedi. Eliyle memelerini sıvazladı. yüce Allah'ın adını anarak Um Mabed'e koyunu hakkında dua etti. Koyun önünde bacaklarını açtı, bol süt verdi sonra bir kap getirilmesini istedi. Oradakilere kam. kana içirdi. Sonra o kaba çok miktarda süt sağdı. Sütün parıltısı üzerinde görülüyo:, ve köpürüyordu. Sonra Um Mabed'e doyuncaya kadar içirdi, arkadaşlarına da doyuncaya kadar içirdi. Hepsi daha önce susamışken sonuncularına kadar kana kana. içtiler. Aynı şekilde kabı dolduruncaya kadar süt sağdı sonra kabı Um Mabed'in yanında bıraktı sonra ondan bey'at aldı ve hepsi yanından ayrılıp gittiler. Aradan fazla. zaman geçmeden kocası Ebu Mabed oldukça zayıf, aşırı zayıflıklarından sallana. sallana yürüyen, kemikleri kurumuş birkaç keçiyi önüne katmış olarak geldi. Ebu Mabed sütü görünce hayrete düştü ve: Ey Um Mabed! Bunu nereden buldun. Bu koyunun koçu da yok, hamile de değildi. Evde sütü sağılacak bir hayvan da yoktu. Um Mabed şu cevabı verdi: Allah'a yemin olsun ki evet öyledir ama bize durumu şöyle şöyle olan mübarek bir adam uğradı. Ebu Mabed: Onun niteliklerini bana anlatır mısın ey Um Mabed? dedi. Um Mabed şöyle dedi: Apaydınlık, yüzü parlak. hilkati güzel bir adam gördüm. Göbekli olmak gibi bir kusuru olmadığı gibi, başı küçük olduğu için küçümsenen birisi de değildi. Oldukça güzel ve alımlı idi. Gözleri siyah, kirpikleri uzundu. Sesi kararlı ve metindi. Boynu uzun, sakalı sık ve gürdü. Kaşları yay gibi yuvarlak ve uçları birbirine yakındı. Susarsa onu vakar bürürdü, konuşursa da güzellik ve göz kamaştırıcılık onu kuşatırdı. Uzaktan insanların en güzeli, en alımlısı idi. Yakından da en hoş ve güzel görüneni idi. Konuşması tatlı ve açık seçik doğruyu yanlıştan ayırtedecek kadar netti. Ne az konuşur, ne de fazla. Konuşması adeta ardı arkasına dizilen boncukları andırırdı. Uzun da değildi, kısa da değildi. Ne uzun olduğundan ötürü onu ayıplayabilirdi, ne de kısalığından ötürü bir göz onu küçümseyebilirdi. O iki dal arasında ortalama bir dal gibiydi. Üç kişi arasında görünüşü en terütaze, ölçüleri en güzel ve mütenasip olanları idi. Onun etrafını saran arkadaşları vardı. Konuşursa sözünü dinlerler, emredecek olurlarsa birbirleriyle yarışırcasına emrine koşarlardı. Arkadaşları onun hizmetinde yarışır, onu tazim eder, onun etrafında toplanırlardı. Yüzü asık ve kimsenin görmek istemediği bir yüz olmadığı gibi, kibrinden ötürü faydasız konuşan birisi de değildi.

 

Ebu Mabed dedi ki: Allah'a yemin olsun ki bu durumu bize anlatıldığı şekliyle Kureyş'in aradığı kişidir. Gerçekten onunla arkadaşlık etmek istiyorum. Buna bir yol bulacak olursam andolsun yapacağım.

Sabahleyin Mekke'de yüksek bir sesle birisinin seslendiğini duydular. Se-

si işitiyor ama söyleyenin kim olduğunu bilemiyorlardı. O ses şöyle diyordu:

İnsanların Rabbi Allah en hayırlı bir şekilde mükafatlandırdı Um Mabed'in çadırlarına konan iki yol arkadaşını

Onlar oraya hidayetle konakladılar, Um Mabed de onunla hidayet buldu Muhammed'in yol arkadaşı olarak akşamı eden umduğuna erişti

Ey Kusay (soyundan gelen)ler karşılık görmeyen fiilleriniz sebebi ile sizleri Neden mahrum bıraktığını ve ne gibi önderlikleri kaybettiğinizi bir bilseniz Dedesinin mutluluğu dolayısıyla Ebu Bekr onun arkadaşlığına

Kansın Allah kimi mutlu ederse o mutlu olur

Kab oğulları mutlu olsunlar, onlara mensup genç kızın konumundan ötürü Ve onun oturduğu yer müminler tarafından gözetme yeridir Kızkardeşinize sorun koyunu ve kabı hakkında çünkü sizler koyuna sorsanız (o dahi) şahitlik eder

Ondan gebe olmayan bir koyun istedi, o koyun süt verdi ona Açık bir şekilde bir koyunun köpüklü süt verişi gibi

Sonra ayrıldı oradan sağacak birisi için o kadının elinde rehin bırakarak Su içmeye gidişten sonra gelişte onu götürüp getirerek.

Hassan sahibi duyulmayan o sesin bunları söylediğini işitince ona cevap vermek üzere şunları söyledi:

Nebileri yanlarından ayrılan bir kavim hüsrana erer

Yanlarına gitmek üzere geceleyin yürüyüp de sabah yanlarına vardığı

kimseler tutsanız

Akılları doğrudan sapmış bir topluluğun yanından ayrılıp yola koyuldu Yepyeni bir nur ile bir başka kavmin yanına gitti

Rableri sapıklıktan sonra onunla hidayet verdi onlara

Ve doğruyu gösterdi onlara zaten hakka uyan doğruyu bulmuş demektir Beyinsizleşmiş sapık bir kavim ve kör kalmış kimseler

Hiç hidayete ulaştıranın hidayetiyle hidayet bulmuşlar eşit olur mu? Ondan Yesrib halkı üzerine nazil oldu

Hidayet suvarileri ve en mutlu şeyle onların yanına konakladı

Bir nebidir ki o etrafındaki insanların görmediklerini görür ve Allah'ın kitabını her bir halde ve yerde okur

Bir gün eğer görünmeyen bir şey hakkında bir söz söylerse Derhal o gün o doğrulanır yahut ertesi günü kuşluk vaktinde

 

Bu senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Taberani, Kebir, 3605; el-Ehadisu't-Tıval, 25/30. Mükrib b. Muhriz el-Huzai yoluyla: Bana babam Hizam b. Hişam’dan tahdis etti. O babasından, o dedesi Hubeyş'ten senediyle. Doğrusu da budur. Muhtemelen buradaki ifade ravinin "Hubeyş'ten" ifadesi "İbn Hubeyş" diye tahrif edilmesi sonucu böyle olmuştur. Şayet senet böyle olmuş olsaydı hadis mürsel olurdu. Hadisi ayrıca Ebu Nuaym, Delailu'n-Nubuvve, 238'de aynen Taberani'nin senedi ile tahric etmiştir. Suyuti de el-Hasaisu'l-Kübra, I, 446'da hadisin Beğavi, İbn Şahin, İbnu's-Seken, İbn Mende ve az önce sözü edilenler tarafından rivayet edildiğini belirtmiştir.

Derim ki hadis ayrıca Delailu'n-Nubuvve, i, 277'de çeşitli yollardan Hizam b. Hişam'dan, o babasından, o dedesi Hubeyş'ten diye rivayet etmiş ve kendisi Ebu Nuaym ve Taberani (Hubeyş) b. Halid demişlerdir. Hadisi aynı şekilde Beğavi, Şerhu's-Sünne, 2704; Lalekai, Usulu'lİtikad, 1434, 1437'de de rivayet etmiş bulunmaktadır. Derim ki: Beyhaki kendi senediyle haberi Hakim’den zikretmiş ancak nakletmemiştir. Hizam b. Hişam'a varınca da Beyhaki şunları söylemiştir: "Sonra bunu senediyle buna yakın olarak zikretti ... " İşte bizim bu zikrettiklerimiz müstensihlerin tahrif yaptıklarının delilidir. Daha sonra Beyhaki bu haberdeki garip lafızları Ebu Muhammed el-Kuteybi’den naklen açıklamaktadır. Um Mabed ile ilgili olay Hubeyş b. Halid dışında ashab-ı kiram'dan bir topluluk tarafından da rivayet edilmiş olmakla birlikte anlatımları bu şekilde değildir. Hakim bu rivayetlerin bir kısmına kadar ulaşan senedini kaydetmiş bulunmaktadır. Şu kadar var ki Zehebi bunların akabinde şunları söylemiştir:

Bütün bu rivayet yollarında Buhari ve Müslim'in şartına uygun hiçbir şey yoktur.

Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, V, 58'de rivayeti kaydedip kaynak olarak da Taberani'yi zikrettikten sonra senedinde kendilerini tanımadığım bir topluluk vardır demiştir.

Derim ki: Hadis Hişam b. Hubeyş etrafında dönüp durmaktadır. Kendisinden ise cerh ya da tadil ile söz edilmiş değildir. Böylelikle Zehebi'nin dediğinin doğruluğu da açıkça ortaya çıkmaktadır. Şu kadar var ki daha önce geçen şahitler ve bizim işaretlerimiz sebebiyle bu has en olabilir. Ayrıca bk. el-Bidaye ve'n-Nihaye, III, 193- 194

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1661- Um Mabed Hadisinin Sıhhatinin Delilleri