HAKİM

el-Müstedrek

NEBİ VE RESULLER’İN TARİHİ

 

1561- Kurban Edilmek istenen'in ishak -A.S.- Olduğunu Söyleyenler  VE  ibrahim'in Oğlunu Kesmesi Hususunda Şeytanın ibrahim'in Hanımını Yoldan Çıkarmaya Çalışması

 

4099- * ... Bana Yunus'un, İbn Şihab’dan haber verdiğine göre Amr b. Ebi Süfyan b. Esid b. Cariye kendisine haber verdiğine göre Kab, Ebu Hureyre'ye: Sana Nebi İbrahim oğlu İshak'ın durumunu haber vermeyeyim mi? demiş. Ebu Hureyre: Ver, demesi üzerine Kab şunları söylemiştir: İbrahim İshak'ı kestiğini görünce şeytan: Allah'a yemin olsun ki eğer ben bu durumda İbrahim ailesini fitneye düşürmeyecek olursam ebediyen onlardan kimseyi fitneye düşüremeyeceğim dedi ve şeytan onlara tanıdıkları bir adam suretine büründü ve önlerine çıktı. İbrahim İshak ile onu kesmek üzere dışarı çıkınca İbrahim'in hanımı Sare'nin yanına girdi ve ona: İbrahim sabah erkenden İshak'ı nereye götürüyor? dedi. Sare: Bir ihtiyacını görmek üzere sabah gitti deyince, şeytan: Hayır, Allah'a yemin ederim bunun için gitmedi dedi. Sare: O halde ne diye sabah vaktinde onu alıp gitti deyince, şeytan: Onu sabah vaktinde kesmek üzere götürdü dedi. Sare: Böyle bir şeyolmaz. O onun oğlunu kesmez dedi. Şeytan: Hayır, Allah'a yemin ederim (kesecek) dedi. Sare: O halde ne diye kesecek? deyince, şeytan: Rabbinin kendisine bunu emrettiğini söylüyor dedi. Sare: Eğer Rabbi ona böyle bir emir vermişse Rabbine itaat ederek güzel bir iş yapmış olacak dedi.

Bu sefer şeytan Sare'nin yanından çıktı ve nihayet İsmail'e babasının arkasından izinden yürümekte iken yetişti ve sabahleyin erkenden babam nereye gidiyor? dedi. İshak: Sabahleyin bir ihtiyacını görmek üzere beni aldı dedi. Şeytan: Hayır, Allah'a yemin olsun. Bazı ihtiyaçlarını görmek üzere sabah seni alıp çıkmadı ama o seni kesmek için alıp çıktı dedi. İshak: Babam beni asla kesmez dedi. Şeytan: Hayır kesecek deyince, İshak neden? diye sordu. Şeytan: Allah'ın kendisine bunu emrettiğini söylüyor dedi. İshak: Allah'a yemin olsun ki eğer ona böyle bir emir vermişse mutlaka ona itaat etmelidir dedi. Bu sefer şeytan onu da bırakıp hızlıca İbrahim'in yanına gitti. Sabah erkenden oğlunla nereye gidiyorsun? dedi. İbrahim: Sabahleyin bir ihtiyacımı görmek üzere çıktım dedi. İblis: Hayır, Allah'a yemin olsun ki sen onu ancak kesmek için sabah alıp çıktın deyince, İbrahim: Onu ne  diye keseceğim ki? dedi. İblis: Allah'ın -ana bunu emrettiğini söylüyorsun dedi. İbrahim: Allah'a yemin olsun ki eğer Allah bana bunu emretmiş ise mutlaka ben de bunu yapacağım dedi.

Kab devamla) dedi ki: İbrahim kesmek üzere İshak'ı alıp, İshak da buna teslimiyet gösterince, Allah ona afiyet verdi ve pek büyük bir kurbanlıkla ona fidye gönderdi. İbrahim İshak'a: Kalk oğulcuğum Allah sana esenlik yerdi dedi. Allah İshak'a da şunu vahyetti: Ben sana yaptığın takdirde kabul edeceğim bir dua etme imkanını verdim dedi. İshak da şöyle dedi: O nalde ben de sana şu duayı yapıyorum. Öncekilerden de, sonrakilerden de -ana hiçbir şeyi ortak koşmaksızın hangi kul senin huzuruna gelirse onu cennetine koy.

 

Hakim dedi ki: Bu hadisin sözleri Kab b. Malik el-Ahbar'ın kendi sözleridir. Eğer bu hususta bir senet ortaya çıkacak olsaydı, bu senedin Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih olduğuna hükmedecektim. Şüphesiz ki bu senet en ufak bir tereddüt olmaksızın sahih bir senettir.

 

Diğer Tahric: ed-Durru'l-Mensur, V, 531'de belirtildiği üzere Abdurrezzak, Abd b. Humeyd, İbn Cerir, İbnu'l-Münzir, İbn Ebi Hatim ve Şuabu'l-İman'da Beyhaki rivayet etmiştir. Hakim'in belirttiği gibi senedi sahihtir ve bunda en ufak bir şüphe yoktur. Şu kadar var ki Kab'ın söyledikleri pek hazmedilir şeyler değildir.

 

 

 

4100- * ... Bize Hammad b. Seleme, Davud b. Ebi Hind’den tahdis etti. O İkrime’den, o İbn Abbas (r.a)’dan: - Kesilmek isteneni kastederek- o İshak'tır dediğini nakletmektedir.

 

Yine Hammad b. Seleme bize Abdullah b. Osman b. Husayn’dan tahdis etti. O Said b. Cubeyr’den, o İbn Abbas'tan şöyle dediğini nakletti: İbrahim'in kesmek istediği oğlu İshak'tır. 

 

Bundan önce 4094 numaralı hadiste sahih senet ile bunun aksi geçmiş bulunmaktadır. Bu hadisi ed-Durru'l-Mensur, V, 531'de Firyabi, Said b. Mansur, Abd b. Humeyd, İbn Cerir'in rivayet ettiğini belirtmektedir. Senedi bunun da sahihtir. İşte bunlar İbn Abbas'tan sabit, farklı iki ayrı görüştür.

 

 

 

4101 - * ... Bize Haccac b. Muhammed, Şu'be’den tahdis etti. O Ebu İshak'tan, o Ebu'l-Ahvas'tan, o Abdullah'tan kesilmek istenen kişi İshak'tır dediğini nakletmektedir.

 

Bu Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte bunu tahriç etmemişlerdir.

 

Diğer Tahric: Mecmau'z-Zevaid, VIII, 202'de belirtildiği gibi Taberani bunu değişik yollardan rivayet etmiştir. Diğerleri tenkitten kurtulamazlar. Bu rivayetlerin anlatımı buradakine göre daha uzundur. Hadisi bu lafızia ise ed-Durru'l-Mensur, V, 531'de yalnızca Abdurrezzak ve Hakim'i kaynak göstermiştir. Suneyd hakkında Ebu Davud: -Zehebi'nin Telhis'inde olduğu gibi- pek kuvvetli bir ravi değildir demiştir. Derim ki: Ben Abdurrezzak'ın bu rivayete dair senedini tespit edemedim.

 

 

 

4102- * ... Bize Muhammed b. Ömer el-Vakıdi tahdis etti, bize Ebu Süleyman Davud b. Abdurrahman el-Attar, Abdullah b. Osman b. elHuseyn’den tahdis etti. O Said b. Cubeyr’den, o İbn Abbas (r.a)’dan -şöyle dediğini nakletti: "İbrahim'in, İshak'ı üzerinde kesmek istediği Sebir dağının dibindeki kayanın üzerine koyu renkli bir koç indi. Bu koçun da Sebir'den (duyulan) bir iniltisi vardı deyip uzunca bir hadis zikretti".

Vakıdi dedi ki: Bize Muhammed b. Amr el-Uveysi de Ebu'z-Zubeyr'den tahdis etti. O Cabir (r.a)’den şöyle dediğini nakletti: İbrahim rüyasında İshak'ı kesme (emrin)i görünce onu elinden tuttu deyip, hadisi uzun uzadıya zikretti.

 

Hakim dedi ki: Bunu Vakidi kendi senetleriyle zikretmiş bulunmaktadır.

Bu görüş de Ebu Hureyre, Abdullah b. Selam, Umeyr b. Katade el-Leysi, Osman b. Affan, Ubey b. Ka'b, Abdullah b. Mesud, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Amr’dan nakledilmiş bulunmaktadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Ben bizden önceki hadis meşayihini (hocalarını) ve hadis öğrendiğimiz sair şehirlerdeki hocalarımızın kesilmek istenen kişinin İsmail olduğu hususunda görüş ayrılığı içerisinde olmadıklarını gördük. Onların bu husustaki temel dayanakları ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın: "Ben kurban edilmek istenen iki kişinin oğluyum" şeklindeki buyruğudur çünkü onun İsmail'in soyundan geldiği hususunda görüş ayrılığı yoktur. Kesilmek istenen diğer kişi ise onun birinci babası olan Abdulmuttalib'in oğlu Abdullah'tır. Şimdi de ben bu delilleri tasnif eden kimselerin o (kesilmek istenen kişi) İshak'tır diyenlerin görüşünü tercih ettiklerini görüyorum.

 

Diğer Tahric: İbn Abbas'tan rivayet edilen hadisi ed-Durru'l-Mensur, V, 534'te belirtildiği üzere Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebi Hatim rivayet etmiştir. Hem bunun, hem ondan sonrakinin senedinde Vakidi vardır. Ona dair söylenmiş olan sözleri defalarca kaydetmiş ve büyük çoğunluğun tercih ettiği kanaatin rivayetinin kabul edilmeyeceği şeklinde olduğunu söylemiştik. Bana göre ise Siret-i Nebeviyye dışında onun tek başına (münferid olarak) naklettiği bütün rivayetlerin reddedilmesi gerektiği şeklindedir.

 

 

 

4103- *Vehb b. Münebbih'in rivayetine gelince, o da bu ilimlerin kapısıdır. Bize el-Hasen b. Muhammed b. el-İsberaini haber verdi. Bize Ebu'lHasan b. el-Bera tahdis etti. Bize Abdulmun'im b. İdris babasından tahdis etti. O Vehb b. Münebbih'ten şöyle dediğini nakletti: Allah'ın İbrahim'e -kesmesini emrettiği zaman İshak'a dair hadis: Allah İbrahim'e meleklerin kendisinden ayrıldığı gece İshak'ı bağışladı. İshak yedi yaşına gelince, Allah

da İbrahim'e onu kesmesini ve onu kurban etmesini vahyetti. O gün kurban kabul edilir ve yukarı kaldırılırdı. İbrahim bunu İshak'tan ve bütün insanlardan gizledi ama onu çok yakın bir dostuna gizlice söyledi. İbrahim'e ilk iman eden kişi olan el-Gazir es-Sıddik ona şöyle dedi: Şüphesiz Allah bunun gibi bir işle senin gibi birisini sınamaz ama o seni denemek ve seni imtihan etmek istiyor. Sakın Allah hakkında kötü zan besleme. Hiç üphesiz Allah seni insanlara imam yapacaktır. İbrahim'in de, İshak'ın da rahman rahim Allah'ın verdiği itaat etme gücü ve mAsiyetten korunma gücü dışında bir güce sahip değildirler. .. Bu şekilde Vehb uzunca bir hadis zikretti ve nihayet şunları da söyledi: Bana ulaştığına göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Andolsun İshak kendisinden önce hiç kimsenin kabul etmediği bir çağrıyı kabul etti. Kıyamet gününde de hiç şüphesiz ayağa kalkacak ve bu davetin sahiplerine şefaatte bulunacaktır." Allah o makamda İbrahim'e yönelip şöyle buyurdu: Ey sadıkların en sadığı İbrahim! Beni dinle. İshak'a da: Ey sabredenlerin en sabırlısı Beni dinle. Bugün ben her ikinizi de pek büyük bir bela ile sınayacağım. Bundan önce yarattıklarımdan hiç kimseyi böyle bir imtihan ile denemiş değilim. Ey İbrahim! Seni ateşe atılıp yakılmakla imtihan ettim, alemlerden hiç kimsenin benzerini yapamadığı bir sabırla sabrettin. Benim uğrumda yapayalnız ve güçsüz olduğun halde cihad etmekle seni sınadım. Alemlerden hiçbir kimsenin benzerini göstermediği bir şekilde hem sabrettin, hem de tasdik ettin. Ey İshak! Seni de kesilmekle sınadım, sen canını esirgemedin, babana itaat hususunda bunu büyük bir iş gibi görmedin. Aksine sen bunu Allah yolunda afiyetle yapılacak küçük bir şeyolarak gördün, tıpkı güzel davranan kimsenin sevabını ümit edip de, onu güzel karşılığını görmekten sevinip memnun olacak kimse gibi davrandın. Ben de size bugün öyle bir ahit veriyorum ki o ahdi de saklamayacağım. Sen ey İbrahim! Seni cennete koymak bana vacip oldu. Sen bütün alemlerin erkekleri arasında yeryüzündekiler arasında benim halilim (can dostum)sin. Bu ise ne senden bir kimsenin nail olduğu, ne senden sonra kimsenin nailolacağı bir şeydir. İbrahim bunun üzerine Allah'ın duyduğu bu sözü dolayısıyla tazim etmek üzere ve Allah'a teşekkür etmek için secdeye kapandı. Sana gelince ey İshak benden ne istersen temenni et, dile benden ne dilersen ve hikmetli iste. İstediğini sana vereceğim. İshak şöyle dedi: Ey yüce ilahımı Beni kendin için seçmeni ve muvahhid kulların hakkında beni şefaatçi kılarak sana hiçbir şeyi ortak koşmaksızın huzuruna gelen her bir kulunu mutlaka ateşten korumanı diliyorum. Rabbi de ona şöyle dedi: Dilediğini sana verdim ve seni veli (dost) edinmeyi de sana taahhüt ettim. Size vaat ettiğimi ben gerçekleştirmeyi üzerime alıyorum, kesinlikle bu sözümden caymayacağım. Asla bunu sizden esirgemeyeceğim, sizin için afiyetle karşılayacağınız ve asla geri çevrilmeyecek bir bağış olarak vereceğim.

 

Hafız Zehebi bu rivayet ile ilgili olarak şunları söylemektedir: Abdulmun'im hiçbir şey değildir. Vehb'e gelince eğer bu rivayet ondan sahih olarak gelmişse bu hurafeler ona Tevrat'ı değişikliğe uğratmış, Yahudilerin elden ele nakledip dolaştırdığı kitaplardan başka nereden almış olabilir ya başkaları hakkındaki kanaatin ne olabilir. Derim ki: Durum onun dediği gibidir, haber tamamıyla münkerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1562- İshak (a.s.)'ın Allah'ın Kendisine Vaad Ettiği Şey İle Dua Etmesi