HAKİM

el-Müstedrek

NİKAH

 

1136- Bir Mehir Tespit Etmeksizin Evlenen Kimse(nin Durumu)

 

2791 - ... Bize Davud b. Ebi Hind, eş-Şa'bi’den tahdis etti. Onun Alkame b. Kays’dan rivayet ettiğine göre bazı kimseler Abdullah b. Mesud (r.a)'ın yanına gelip ona dedi ki: Bizden bir adam bir kadın ile ona mehir tespit etmeksizin evlendi. Ölünceye kadar da o kadını yanına almadı. Abdullah b. Mesud kendilerine dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den ayrıldığımdan bu yana, bana bundan daha ağır gelen hiçbir hususa dair soru sorulmuş değildir. Benden başkasına gidiniz. Dediler ki: Bu husus hakkında onun yanına bir ay gidip geldiler. Sonra nihayetinde ona dediler ki: Sen Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın ashabı ile bu şehirde kardeşlik yapmışken ve senden başka (soracak birisini) bulamıyorken sana sormayacak olursak kime soracağız, dediler. Bunun üzerine şu cevabı verdi: o halde bütün gayretimi toplayarak kendi kanaatime göre bir şeyler söyleyeceğim. Eğer doğru ise bu yalnızca bir ve tek olan ve ortağı bulunmayan Allah'tandır. Eğer hata olursa bendendir, Allah ve Rasulü ondan uzaktır. Görüşüme göre o kadına ne fazla, ne eksik emsali kadınlar gibi bir mehir verilecek, onun miras hakkı vardır ve dört ay on gün de iddet beklemekle yükümlüdür. (Alkame) dedi ki: Bu arada Eşcalılardan birtakım kimseler bunu dinliyordu. Ayağa kalkıp dediler ki: Biz şahitlik ederiz ki sen Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bizden olan ve kendisine Vaşık kızı Birva adı verilen bir kadın hakkında vermiş olduğu hükmün aynısını verdin.

(Alkame) dedi ki: Abdullah'ın Müslüman olması dışında o gün sevindiği kadar herhangi bir şeye sevindiği görülmüş değildir. Sonra dedi ki: Allah'ım eğer doğru ise bu yalnızca sendendir, senin hiçbir ortağın yoktur ve eğer hata ise benden ve şeytandandır. Allah ve Rasulü ondan uzaktır.

 

Bu Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari ile bunu tahriç etmemişlerdir. Bunun Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir şahidi de vardır:

 

Diğer Tahric: Abdurı'ezzak, Musannef, 10898; İmam Ahmed, Müsned, ıV, 279; Taberani, el-Kebir, XX, 545; Tuhfetu'l-Eşrafta belirtildiği üzere Nesai, es-Sünenu'l-Kübra, VIII, 458; Darimi, Sünen, II, 78; İbn Ebi Şeybe, Musannef, ıV, 300; Ebu Davud, 2114; İbn Mace, 1891; Nesai, VI, 122; İbn Hibban, Sahih, 4098; Tirmizi, 1145 hasen, sahihtir diyerek. Hadisin sıhhati hususunda bir topluluk da ona muyafakat etmiştir. Bir sonraki hadise bakınız.

 

 

 

2792- Ben Hafız Ebu Abdullah Muhammed b. Yakub'u ona şöyle denilirken dinledim: Ben el-Hasen b. Süfyan'ı şöyle derken dinledim: Harmale b. Yahya'yı şöyle derken dinledim: Şafii'yi şöyle derken dinledim: Şayet Vaşık'ın kızı Birva'ın hadisi sahih ise ben ona göre görüşümü belirtirim. Bunun üzerine Ebu Abdullah dedi ki: Eğer ben Şafii (r.a)'ın huzurunda bulunsaydım arkadaşlarının tepesinde ayağa dikilir ve: Bu hadis sahihtir, o halde onun gereğince görüş belirt diyecektim.

Hakim dedi ki: Şafii'nin: "Şayet hadis sahihse" demesi bu rivayetin her ne kadar sahih ise de bu hususta fetva Abdullah b. Mesud'un fetvasıdır. Hadisin senedi ise Eşcalılardan bir topluluğa aittir. Hocamız Ebu Abdullah ise -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- hadisin sahih olduğuna hüküm vermesinin tek sebebi ise sika olan bir ravinin senedinde Ashab-ı Kiram’dan bir adamın adını vermiş olmasıdır ki o da Ma'kil b. Sinan el-Eşcai'dir.

Bu zikrettiğimin sıhhatini bize Ahmed b. Cafer el-Kati'i haber verdi ... Bize Abdurrahman b. Mehdi, Süfyan’dan tahdis etti. O Firas'tan, o eş-Şa'bi’den, o Mesruk'tan, o Abdullah (r.a)'tan bir kadın ile evlendikten sonra onunla gerdeğe girmeden ve ona mehir de tayin etmeden ölen bir adam hakkında şöyle demiştir: Kadına tam bir mehir hakkı vardır, iddet beklemekle yükümlüdür ve miras hakkı vardır. Ma'kil b. Sinan ayağa kalkıp dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın Vaşık'ın kızı Birva (r.anha) hakkında bu şekilde hüküm verdiğine şahit oldum.

 

Böylelikle hadis Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadis olmaktadır.

 

Diğer Tahric: Bir önceki hadisin bir başka rivayet yolu ve onun muhtasar rivayetidir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

1137- Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın Mehri