HAKİM el-Müstedrek |
DUA VE ZİKİR |
783- Göçük (Altında Kalmak)ten ve Yüksek Yerden
Düşmekten (Allah'a) Sığınmak |
1991- ... Bize Abdullah
b. Said b. Ebi Hind dedesi Ebu Hind'den tahdis etti. O Ebu Eyyub'un
azatlısı Sayfi'den, o adı Kab
b. Amr olan Ebu'l-Yeser esSülemi'den rivayet
ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dua edip şöyle derdi: "Allahumme
inni ezuku bike minel hedmi
vettereddi vel heremi vel gammi
vel garaki vel harek ve euzu
bike en yetehabbataniyeşşeytanu
indel mevt ve euzu bike en emute fi sebilike mudbiran ve euzu bike min
en emute lediğa: Allah'ım
şüphesiz ki ben göçük (altında kalmak)ten, yüksek yerden düşmekten, yaşlanıp
kocamaktan, gam ve kederden, suda boğulmaktan, yangından sana sığınırım. Ölüm
esnasında şeytanın beni etkileyip, saptırmasından sana sığınırım. Senin yolunda
(cihad ederken) geri dönüp kaçarken ölmekten sana
sığınırım, zehirli bir hayvanın sokması neticesinde ölmekten sana
sığınırım."
Bu senedi sahih bir
hadis olmakla birlikte Buhari ve Müslim bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Hadisi Zehebi'nin işaret
ettiği gibi Ebu Davud,
1552; Nesai, VIII, 282'de rivayet etmişlerdir. Ayrıca
Taberani, Dua, 1363; İmam Ahmed,
Müsned, III, 427; Taberani,
el-Kebir, XIX, 170 senedi hasendir. Asıl yazmada:
"Senin yolunda zehirli bir hayvan tarafından sokularak ölmekten sana
sığınırım" şeklinde idi. Biz ibareyi hadisin yer aldığı kaynaklardan
hareketle düzelttik. Zehebi de Telhis'inde Ebu Davud ile Nesai'de
Abdullah'ın dedesinden söz edilmediğini kaydetmektedir. Derim ki: Dua ve İbn Hanbel'in Müsned'inde
de ondan söz edilmemiştir. Doğrusu da budur.
1992- ... Bize Mis'ar, Ziyad b. Ilaka'den tahdis etti. O
amcasından şöyle dediğini nakletti: Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allahumme
cennibni münkerati'l-ahlak vel ahvai vel
amali vel edva: Allah'ım
sen beni kötü ahlaktan, kötü arzu ve isteklerden, kötü amellerden ve
hastalıklardan uzaklaştır, derdi."
Bu Müslim'in şartına
göre senedi sahih bir hadis olmakla birlikte Buhari
ile bunu tahriç etmemişlerdir.
Diğer Tahric: Tirmizi, 3591; İbn Hibban, Sahih, 960; Taberani, el-Kebir, XIX, 19 hasen,
Sahih bir hadistir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: