HAKİM el-Müstedrek |
NAMAZ |
295- Doğu ile Batı Arası Kıbledir |
769- *Bize Ebu Ali
Muhammed b. Ali el-İsferayini tahdis etti, bize Ebu Yusuf Yakub b. Yusuf
el-Vasıti tahdis etti. Bize Şuayb b. Eyyub tahdis etti, bize Abdullah b.
Numeyr, Ubeydullah b. Ömer'den tahdis etti. O Nafi'den, onun İbn Ömer'den
rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğu ile batı
arası kıbledir" buyurdu.
Bu Buhari ve Müslim'in
şartına göre sahih bir hadistir çünkü Şuayb b. Eyyub sika bir ravidir ve bunu müsned
olarak rivayet etmiştir. Ayrıca bunu Muhammed b. Abdurrahman b. Muhabber -ki
sika bir ravidir- Nafi'den, o İbn Ömer (r.a)'dan müsned (senedi Peygamber
efendimize varan) bir hadis olarak da rivayet etmiş bulunmaktadır.
Diğer Tahric: Tirmizi
bu hadisi 3044'te İbn Ömer'den mevkufbir rivayet olarak mu allak olarak
zikretmiştir. Bu şekilde merfu olarak Darakutni, Sünen, i, 101'de Beyhaki,
es-Sünenu'l-Kübra, II, 9'da zikretmiştir. Beyhaki şöyle demektedir: Meşhur olan
ise cemaatin Hammad b. Seleme'de Zaid b. Kudame'den, Yahya b. Said'den ve
başkalarından, onların Ubeydullah'tan, o Nafi'den, o İbn Ömer'den, İbn Ömer'in
bir sözü olarak zikrettikleridir. Derim ki: Böylelikle mevkuf rivayetin sahih
olduğunu belirtmiş olmaktadır. Bundan sonraki rivayetle de Muhammed b.
Abdurrahman ile ona mutabaat olunmuştur. Muhammed b. Abdurrahman ise talif
(rivayet ettiği hadis hiçbir şekilde alınmayan) ya da içinde Hz. Peygamber'e
iftira etmekle yahut Rafızi olmakla suçlanan bir ravi bulunduğu için çok zayıf
görülen hadis demektir. Bk. Aydınlı, Hadis ıstılahiarı Sözlüğü, s. 309
(Çeviren) Birden çok kişi onu itham etmiş, diğerleri onu zayıf görmüşlerdir.
Lisan, V, 246'da biyografisi vardır. O halde bu hadis merfu olarak zayıftır.
Ancak hadisin Ebu Hureyre'den ve başkalarından gelen merfu bir şahidi de
bulunmaktadır.
770- *Bunu bize
Ebu'l-Abbas b. Ahmed el-Mahbubi Merv'de haber verdi, bize Said b. Mesud tahdis
etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Muhammed b. Abdurrahman b.
Muhabber, Nafi'den haber verdi. O İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğu ile batı arası kıbledir"
buyurmuştur.
Bu sahih bir hadistir.
Bir grup muhaddis de bunu Abdullah b. Ömer'den mevkuf olarak rivayet etmiştir.
771- * ... Bize Muhammed
b. Yezid el-Vasıti tahdis etti, bize Muhammed b. Salim, Ata'dan tahdis etti. O
Cabir'den şöyle dediğini nakletti: Yolculuk esnasında yahut yolculuk yaparken
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kılardık. Bir gün
bir bulut etrafı gölgelik yaptı. Bu sebeple biz de şaştık kaldık. Kıblenin
neresi olduğu hususunda da anlaşmazlığa düştük. Bizden her birimiz bir başına
namazını kıldı. Bu sebeple her birimiz kendi önünde bulunduğumuz yeri
işaretlemek üzere çizgi çizmeye koyulduk. Bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'ye zikredince, bize namazlarımızı yeniden kılmamızı emretmedi ve:
"Namazınız yerini bulmuştur" buyurdu.
Bu Muhammed b. Salim
dışında bütün rayilerinin rivayeti delil gösterilmiş bir hadistir. Ben Muhammed
b. Salim hakkında herhangi bir tadil ye cerh olduğunu bilmiyorum. Buhari ye
Müslim'in kitaplarını tetkik ettim, bu hususta herhangi bir rivayet tahriç
ettiklerini görmedim.
Diğer Tahric: Beyhaki,
es-Sünenu'l-Kübra, II, ıo. Zehebi dedi ki: O -yani Muhammed b. Salim-
Ebu's-Sehl künyeli olup, vahi bir ravidir. Derim ki: Ancak Beyhaki'nin,
es-Sünenu'l-Kübra'sında olduğu gibi Abdulmelik b. Süleyman ile de ona
mutabaatta bulunulmuştur. Beyhaki ayrıca bu mutabaattaki rivayette senette yer
alan vicade kaydından ötürü illetli kabul etmiştir.
[Vicade bir kimsenin
bir hocanın kendi el yazısıyla yazılmış yahut rivayet hakkına sahip olduğu bir
hadis kitabını bazı yazılı hadislerini bulması, elde etmesi demektir. Bu usul
çok tartışmalı olmakla birlikte hadis öğrenme / alma yollarından biridir. -Aydınlı,
Hadis Istılahları Sözlüğü, 331 Çeviren-]
Ancak bu illet
sayılmaz ama ona kadar ulaşan senetteki raviler hakkında bazı tenkitlerin
yapılmış olduğu kimseler vardır. Ayrıca bk. İrvau'l-Galil, I, 324
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: