HAKİM el-Müstedrek |
İMAN |
99- Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Reddedilmeyecek Duasını ve Şefaati Kıyamet
Gününe Ümmeti için Sakladı |
234- * ... Bize Abdulcebbar b. el-Abbas eş-Şami, Avn b. Ebi Cuhayfe
esSuvai'den tahdis etti. O Abdurrahman b. Alkame es-Sekafi'den, o Abdurrahman b. Akiles-Sakafi'den şöyle dediğini
nakletti: Sakiflilerin heyeti arasında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın huzuruna vardım.
Medine'deki yollardan bir yolu izledik, nihayet (mescidin) kapısında
develerimizi çöktürdük. İnsanlar arasında huzuruna çıkacağımız kendisinden daha
çok buğzettiğimiz bir adam da yoktu. İceri girdik. selam verdik, bey'at ettik. Yanından ise insanlar arasında yanından çıkıp
gittiğimiz ondan daha çok sevdiğimiz bir kimse o olduğu halde ancak çıktık.
Ben: Ey Allah'ın Rasulü neden Rabbinden Süleyman'ın
mülkü gibi bir mülk istemedin dedi. Allah Rasulü
güldü ve şöyle buyurdu:
"Belki de sizin bu
arkadaşınızın (kendi zatını kastediyor) Allah nezdinde Süleyman'ın mülkünden
daha üstün bir hususiyeti vardır. Allah gönderdiği her bir nebiye de mutlaka kabulolunacak bir de dua vermiştir. Kimisi bu duasıyla
dünyalık edindi ve ona bu verildi. Kimisi bu duası ile kavmine beddua etti ve
onun sebebiyle helak oldular. Allah bana da böyle bir (geri çevrilmeyecek) bir
dua verdi. Ben de bunu Rabbimin nezdinde kıyamet gününde ümmetim için bir
şefaat olarak sakladım."
Müslim, Ali b.
Haşim'in rivayetini delil göstermiştir. Abdurrahman
b. Ebi Akiles-Sakafi de sahabedendir. İmamlanmız
onun rivayetini müsnedlerinde delil göstermişlerdir. Abdulcebbar b. el-Abbas'a gelince o hadisi toplanıp
alınabilen kimselerden olup, onun senetleri KMelilerin
senetleri arasında sayılır.
Diğer Tahric: Mecmau'z-Zevaid, X, 370'de: Hadisi Taberani
ve Bezzar rivayet etmiş olup, ravileri
sikadırlar demiştir. İbn Hacer'de
el-Metalibu'l-Aliye, 4647'de kaydetmiş olup, İbn Ebi Şeybe
tarafından rivayet edildiğini söylemektedir. Busiri
de Ebu Ya'la tarafından da
rivayet edildiğini söyleyip, ravilerinin sika
olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Buhari, et-Tarih, II,
416'da zikretmiş ve hadis hakkında bir şey söylememiştir.
235- * ... Bize Ebu'l-Yeman el-Hakem b. Nafi el-Behrani tahdis etti, bize Şuayb b. Ebi Hamza ez-Zühri'den tahdis etti, bize Enes b. Malik, Um Habibe'den tahdis etti. O Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'nin şöyle
buyurduğunu nakletti: "Benden sonra ümmetimin ne ile karşı karşıya
kalacağı, bir kısmının diğerinin kanını dökeceği gösterildi. Bu ise
kendilerinden önceki ümmetler arasında geçtiği gibi Allah tarafından önceden
tespit edilmiş bir şeydir. Ondan kıyamet gününde bana haklarında şefaatte
bulunma yetkisini vermesini diledim, o da yaptı."
Bu Buhari
ve Müslim'in şartına göre senedi sahih bir hadis olduğu halde bunu tahriç etmemişlerdir. Onlara göre bu hadisteki illet Ebu'l-Yeman'ın bu hadisi iki defa
tahdis etmiş olması. Birisinde Şuayb'dan,
o ez-Zühri'den, o Enes'ten demesi, diğer seferinde
ise Şuayb'den, o İbn Ebi Huseyn'den, o Enes'ten diye
rivayet etmiş olmasıdır. Daha önce buna benzer rivayetlerde şunu söylemiştik:
Bir hadisin herhangi bir imam tarafından iki şeyhten (iki hocadan) alınmış
olması ihtimali reddedilemez. Bu sebeple bazen bu hadisi birinden, bazen de
ötekinden tahdis edebilir. Nitekim Ebu'l-Hasen Ali Muhammed b. Ömer
bana tahdis etti. Bize Yahya b. Muhammed b. Said tahdis etti, bize İbrahim b.
Hani en-Neysaburi tahdis
edip dedi ki: Ebu'l-Yeman
bize dedi ki: Asıl hadis benim size ez-Zühri'den diye
naklettiğimdir. Size İbn Ebi
Huseyn'den diye hadisi naklettiğim sırada yanlış
çevirdiğim bir yaprak dolayısıyla böyle rivayet etmiştim.
Hakim dedi ki: Bu ise hadisi elden ele almak gibidir. Çünkü İbrahim
b. Hani sika ve güvenilir birisidir.
Diğer Tahric: Buhari, 5946; Müslim,
200.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: