EL-ESNA Fİ ŞERHİ ESMAİLLAHİ’L-HÜSNA VE SIFATİHİL ULYA |
25. BÖLÜM |
Hak ehli arasında zati
sıfatların zattan ayrı olmadığında ihtilaf yoktur. Zira gayrılık
(ayrı olma) gerçek vahdete aykırıdır.
Bazı Eş'ariler
ise şöyle dediler: Bu sıfatlar ne kendisidir ne de gayrıdır. Bu ibare muhalife
göre doğru değildir. Çünkü şayet, kendisi değilse gayrı, gayrı değilse
kendisidir. Çünkü ikisi arasında orta olan bir başka durum yoktur. Eş'arilerden bunu söyleyenler ise zati sıfatlara bakarak
böyle demiştir. Bu sıfatlar ona göre, zata ait hakikatler ve onda kaim olan
manalar olunca ayrıca gayrı (ondan başka) da olmayınca bu sıfatlar zatın ne
aynı ne de gayrıdır. Çünkü zatın aynısı olsa o zaman zat da zattan başkası
bulunmaz. Zatın gayrısı olsa o zaman da hadis
(yaratılmış) olur. Çünkü Allah'ın gayrı (Allah'tan başka her şey)
yaratılmıştır. Bu itikat ile Mu'tezile ve sapık Kerramiyye'lerden ayrılmıştır.
Fiili sıfatlara gelince Eş'arilerden kimisi şöyle dedi: Bu sıfatı ar zatidir.
Kimisi ise, hayır
gayridir. Mahakkiklerin mezhebi budur.
Akleşi (rahimehullah) der ki: Bu ihtilaf
bakış açısından kaynaklanmaktadır. Meseleye Allah Teala'nın
ezelden yaratmaya, rızık vermeye ve her türlü fiile
kudreti olması açısından bakan, fiili sıfatları da kudret sıfatına bağlayan ve
bu konuda fiillerden türetilmiş isimlere bakmayan dedi ki: Allah Teala Ezelden bunlara kudreti olduğundan dolayı
"Halik, Razık (yaratan, rızık
veren) diye isimlendirilir. Nitekim kılıç kınında olsa da "kesen" su
sürahide olsa da susuzluğu gideren (kandıran) diye isimlendirilir. Çünkü bu
vasıfları haizdirler. Bu konuda fiillerin hadis olmasına ve isimlerin bunlarda
türemiş olduğuna bakan ise dedi ki: Allah ezelde "Halik, Razık" diye isimlendirilmez. Çünkü ezelde ne yaratılan
ne de rızık vardı. Bilakis bu fiilleri gerçekleştirdi
ve kendine bunlardan isim türetti. Bundan dolayı fiili isimler zati değil gayri
olmuştur. Bu da geçmişti.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: