DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) HASTALANMASI, VEFATI VE BUNLARDA PEYGAMBERLİĞİNE VE DOĞRULUĞUNA İŞARET EDEN ŞEYLERE DAİR BÖLÜMLER

 

Perşembe Günü Hastalığı Artınca Ashabına Bir Belge Yazmak İstemesi, Sonra Yüce Allah'ın, Dini Koruyacağına Dair Vaadine Güvenerek Vaz Geçmesi

 

Said bin Cübeyr der ki: ibn Abbas: "Perşembe günü ki ne gündü!" deyip gözyaşlarıyla çakılları ıslatacak derecede ağladı. Ben: "Perşembe gününden kastın nedir?" diye sorunca ise şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı artınca: "Bana levha ile kalem getirin de size benden sonra yolunuzu asla şaşırtmayacak bir yazı yazayım" buyurdu. Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında tartışılması uygun olmamasına rağmen sahabe tartıştılar ve: "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne oldu, yoksa sayıklıyormu? Gidip anlayın" dediler ve yanına gittiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni kendi halime bırakın. Benim bulunduğum hal, sizin beni çağırdığınız şeyden daha hayırlıdır" buyurup üç şeyi vasiyet edip şöyle dedi: "Müşrikleri Arap yarımadasından çıkarın. Gelen heyetlere de benim verdiğim gibi armağanlar verin." Üçüncüsünü ise söylemedi veya söyledi, ancak ben unuttum.

 

Hadisin lafzı Ali bin el-Medini'ye aittir ve diğerinden daha geniştir. Ali rivayetinde şunu ilave etti: Süfyan: "iddia edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Ebu Bekr'i halife tayin etmek için yazı yazacaktı" demiştir.

 

Buhari ve Müslim bunu Sahih'te Kuteybe ve başkası kanalıyla Süfyan'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

ibn Abbas der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat anı geldiğinde evde içlerinde Ömer bin el-Hattab'ın da bulunduğu birkaç adam daha vardı. Allah Resulü: "Bana kağıt kalem getirin de size benden sonra yolunuzu asla şaşırtmayacak bir yazı yazayım'' buyurunca, Ömer: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) acısı arttı. Elinizde Kur'an vardır ve Allah'ın Kitabı bu konuda bize yeterlidir" dedi. Evdekiler bu konuda ihtilafa düşüp tartıştılar ve kimisi: "Kağıt kalem getirin de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizin için yazacağını yazsın" derken kimisi de Ömer'in dediğini tekrar etti. Bu şekilde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında tartışmaları ve sesleri artınca: ''Kalkıp gidin'' buyurdu.

 

Ubeydullah der ki: Bu konu hakkında sonraları ibn Abbas şöyle derdi: "Yanındakilerin tartışmaları ve sesleri artınca yollarını şaşırmamaları konusunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yazdıracağı o şeyden vazgeçmesi bizim için pek büyük bir kayıp olmuştur."

 

Buhari bunu Sahih'te Ali bin el-Medini ve başkasından; Müslim ise Muhammed bin Rafi ve başkası kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etmiştir.

 

Ömer bin el-Hattab'ın böyle demesinin sebebi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) acı çektiğini görüp onu rahat bırakmaktı. Eğer Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yazmak istediği şey mutlaka yazılması gereken bir şeyolsaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ihtilaf etmelerine ve seslerini yükseltmelerine izin vermez ve yazmak istediği şeyi yazardı. Çünkü Allah: "Rabbinden sana indirileni tebliğ et ... "[Maide Sur. 67] buyurmuştur. Ayette geçtiği üzere Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine muhalefet ve düşmanlık edenlerden korkmadan tebliğde bulunmuştur. Süfyan bin Uyeyne'nin ilim ehlinden naklettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Ebu Bekr'in halife olmasıyla ilgili bir yazı yazacaktı. Sonra Allah'ın takdirine güvenerek bundan vazgeçti. Daha önce hastalığının başlangıcında: ''Ah başım'' dediği zaman da yazmayı düşünüp sonra vazgeçerek: ''Allah ve müminler Ebu Bekr'den başkasına razı olmazlar'' buyurmuştur. Sonra namaza çıkamayacak duruma gelince Hz. Ebu Bekr'i namaz kıldırmakla görevlendirip onun hilafeti konusunda ümmetini uyarmıştır. Eğer bundan kasıt dinde ihtilafı kaldırmaksa, Ömer bin el-Hattab: "Bugün, size dininizi tamamladım ... "[Maide Sur. 3] buyruğuyla dinini tamamlamış ve kıyamet gününe kadar olacak her şey Allah'ın Kitabında ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetinde beyan edilmiştir.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önceki hastalığı ve şiddetli acı çekmesi sebebiyle Ömer bin el-Hattab'ın daha önce zikredilen şeyi, Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) acısını hafifletmek için söylemiştir. Bu, ilim ehlinin içtihad ve istinbattaki faziletinin delilidir. Furu'un usula ilhakı, Kitab ve sünnetin işaret ettiği ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hakim ictihad edip isabet ederse iki sevabı, içtihad edip hata ederse bir sevabı vardır.'' sözünden anlaşıldığı üzere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bazı hükümlerin beyanını alimlerin içtihadına bırakmıştır. içtihad edip isabet edene, içtihad ettiği için bir sevap, Kitab ve sünnet ışığında isabet ettiği için de bir sevap vardır. içtihad edip yanılana ise içtihad ettiği için bir sevap vardır. Yanıldığı için de bir günahı yoktur. Bu durum, hakkında nas bulunmayan şer'i hükümlerde geçerlidir.

 

Usulle ilgili meseleler açıkça belirtilmiştir. Hz. Ömer'in, alimlerin içtihadına kapı açan sözlerini yanlış bulanların hiçbir mazeretleri yoktur.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yazacağı konudan vazgeçmesi Hz. Ömer'in görüşünü onayladığının delilidir. Doğruya ulaşmak, Allah'ın sayesindedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hastalığı Şiddetlenince Hz. Ebu Bekr'e Halka Namaz Kıldırmasını Emretmesi