DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) HASTALANMASI, VEFATI VE BUNLARDA PEYGAMBERLİĞİNE VE DOĞRULUĞUNA İŞARET EDEN ŞEYLERE DAİR BÖLÜMLER

 

Hastalığını Hz. Aişe'nin Yanında Geçirmesi için Hanımlarından izin istemesi, Gusledip Halkın Yanına Çıkması, Onlara Namaz Kıldırıp Hutbe Vermesi, Vefat Edeceğini Bildirmesi, Hz. Ebu Bekr'in Üstünlüğünü Göstermek için Kendisine En Yakın Olan Olduğunu Söylemesi

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hz, Aişe der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalığı ağırlaşınca zevcelerinden, benim evimde tedavisinin yapılması için izin istedi. Zevceleri de kendisine bu izni verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abbas ile diğer bir adamın ortasında, ayaklarını sürüyerek bulunduğu evden (benim evime) çıktı.

 

Ubeydullah der ki: Hz. Aişe'nin bu sözünü Abdullah bin Abbas'a anlattığımda: "Hz. Aişe'nin adını vermediği diğer adamın kim olduğunu biliyor musun?" diye sorunca: "Hayır" cevabını verdim. ibn Abbas: "Ali'dir" dedi.

 

Hz. Aişe şöyle derdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evime gelip hastalığı ağırlaşınca: ''Üzerime ağızları açılmamış yedi kırba su dökün ki, insanların yanına gidip konuşabileyim" buyurdu. Onu Hafsa'nın çamaşır teknesine oturttuk ve bu kırbalardan üzerine su dökmeye başladık. Nihayet kendisi eliyle, yeter dercesine işaret etti. Bundan sonra insanların yanına gitti. Onlara namaz kıldırıp hutbe verdi.

Buhari bunu Sahih'te Yahya bin Bukeyr ile Sa'd bin Ufeyr kanalıyla Leys'ten; Müslim ise başka bir yolla Leys'ten rivayet etmiştir.

 

 

 

Ebu Said el-Hudri der ki: Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verip şöyle dedi: "Allah bir kulu dünya ile Allah katındaki nimetler arasında serbest bırakınca o kul Allah katındaki nimetleri seçti.'' Orada olanlar arasında bu sözlerin anlamını sadece Ebu Bekr kavradı ve ağladı. Zira muhayyer bırakılan kişi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ağlama ey Ebu Bekr! Sohbetiyle olsun malıyla olsun bize en çok ikramda bulunan Ebu Bekr'dir. Dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i dost edinirdim. Fakat İslam kardeşliğimiz vardır. Ebu Bekr'in kapısı dışında, Mescid'e açılan bütün kapılar kapatılsın" buyurdu.

 

Hadisin lafzı ibn Abdan'a aittir. Buhari bunu Sahih'te Muhammed bin Sinan'dan kanalıyla Fulayh'tan; Müslim ise Said bin Mansur'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

ibn Ebi Mualla' nın babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verip şöyle buyurdu: "Rabbi, bir adamı dünyada dilediği kadar yaşamak, ondan dilediğini yemekle, Rabbine kavuşmak arasında muhayyer bırakınca, bu kişi Rabbine kavuşmayı tercih etti.'' Bu söz üzerine Ebu Bekr ağlayınca sahabe: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Rabbi tarafından dünyada yaşamak ve Rabbinin huzuruna çıkmak arasında muhayyer bırakılınca Rabbini tercih eden salih insanı anlatması sebebiyle ağlamasına hayret etmiyor musunuz?" dediler. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne dediğini en iyi anlayan Ebu Bekir'di. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Biz sana mallarımızı ve çocuklarımızı feda ederiz" dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sohbetiyle olsun, malıyla olsun bize en çok ikramda bulunan İbn Ebi Kuhafe'dir. Eğer bir dost edinecek olsaydım, İbn Ebi Kuhafe'yi edinirdim. Ancak aramızda muhabbet ve iman kardeşliği vardır. Sizin arkadaşınız (Allah'ın Resulü) Allah'ın dostudur." --- Tirmizi, menakib (50).

 

Ebu Said el-Hudri ile Ebu Mualla el-Ensari'nin, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesiyle ilgili naklettikleri hadis, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastayken yıkanıp halkın arasına hutbe vermek için çıkmasıyla ilgili hadistir.

 

 

 

ibn Abbas'tan aktarılan şu hadis buna delalet etmektedir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önceki hastalığında başına bir bez sararak çıktı ve minbere çıkıp Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Canıyla olsun, malıyla olsun bana en çok ikramda bulunan Ebu Bekr'dir. Dost edinecek olsaydım Ebu Bekr'i dost edinirdim. Fakat İslam kardeşliği daha üstündür. Ebu Bekr'in kapısı dışında, Mescid'e açılan bütün kapılar kapatılsın.''

 

Buhari bunu Sahih'te Abdullah bin Muhammed el-Cu'fi kanalıyla Vehb bin Cerir bin Hizam'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

Cundub'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etmeden beş gün önce şöyle buyurdu: ''Sizin aranızda benim kardeşlerim ve dostlarım oldu. Hepinizin dostluğundan sıyrılıyor ve dostluğunuzu size bırakıyorum. Eğer ümmetimden bir dost edinecek olsaydım, Ebu Bekr'i dost edinirdim. Şüphesiz Rabbim, babam İbrahim'i dost edindiği gibi beni de dost edindi. Sizden önceki kavimlerden biri, peygamberlerinin ve salih şahsiyetlerinin mezarlarını mescid ediniyorlardı. Siz mezarları mescid edinmeyin. Ben bunu size yasaklıyorum.''

 

Müslim bunu Sahih'te ishak bin İbrahim'den rivayet etmiştir.

 

 

Bu hutbeyle ilgili şu rivayet te vardır: ibn Abbas'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefatından önceki hastalığında başına siyah bir bez sararak ve bu bezin bir kısmını omuzları üzerine bırakarak evden çıktı ve minbere çıkıp oturdu. Sonra Allah'a hamd ve sena ederek şöyle dedi:

 

"İnsanlar çoğalırken Ensar azalacak ve sonunda insanlar arasında yemekteki tuz gibi kalacaklar. Sizden kim birine zarar veya fayda verebilecek bir işin başına getirilirse Ensar'ın iyilerine iyilikle muamele etsin, kötülük yapanlarını da bağışlasın.'' Bu, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edinceye kadar en son oturduğu meclis oldu.

 

Buhari bunu Sahih'te Ebu Nuaym ve başkası kanalıyla Abdurrahman bin el-Gasıl'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Ensar ile ilgili: "Sizden kim birine zarar veya fayda verebilecek bir işin başına getirilirse ...'' vasiyeti, ondan sonra Ensar'ın hilafette hakkı olmadığına işaret eder. Allah en doğrusunu bilir. "Desma" kelimesi de siyah manasındadır.

 

 

 

Eyyub bin Beşir'in bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem-) hastalanınca: "Üzerime değişik kuyulardan doldurulmuş yedi kırba su dökün de çıkıp halka hitab edeyim'' buyurdu. Dediğini yaptıktan sonra çıkarak Mescid'e gidip minberin üzerine oturdu. ilk olarak Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra, Uhud ashabını anarak onlar için mağfiret diledi ve dua etti. Sonra şöyle dedi: ''Ey Muhacirler! Siz artıyorsunuz ama Ensar eski hali ile kalıyor, artmıyorlar. Onlar benim kendilerine sığındığım sırdaşlarımdır. Onların iyilerine ikramda buLunun. Kötülük yapanlarını da bağışlayın.'' Sonra: ''Ey insanlar! Allah'ın kullarından bir kul var ki, Allah onu dünya ile kendi katında bulunan şeylerden birini seçmek arasında muhayyer bıraktı'' buyurunca halk arasında sadece Hz. Ebu Bekr bunu anlayıp ağlayarak: "Seni kurtarmak için canımızı ve çocuklarımızı feda edelim" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Sakin ol ey Ebu Bekr! Mescid'in şu kapılarına bakın, bunların tamamını kapatın. Yalnız Ebu Bekr'in evine açıLanı olduğu gibi bırakın. Çünkü ben arkadaşLık hususunda kendime göre Ebu Bekr'den daha üstün bir kimse bilmiyorum. ''

 

Hadis mürsel ise, ibn Abbas'ın hadisinde geçenler burada da geçmektedir. Halka nasihat etmek ve ecelinin geldiğini bildirmek için hutbe vermesi banyo yaptıktan sonra olmuştur.

 

 

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Ümmü Seleme der ki: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), başına bir bez sararak çıkıp minberin üzerine oturunca insanlar minberin etrafında toplandılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Canım elinde olana yemin ederim ki; ben şu anda Havz'ın üzerinde durmaktayım'' dedikten sonra teşehhüd getirdi. Teşehhüdünü tamamlayınca söylediği ilk şey, Uhud'da öldürülen şehitler için mağfiret dilemek oldu. Sonra: "Allah'ın kullarından bir kul var ki, Allah onu dünya ile kendi katında bulunan şeylerden birini seçmek arasında muhayyer bırakınca o kul Allah katındaki şeyi seçti'' buyurunca Ebu Bekr ağlamaya başladı. Biz onun ağlamasını tuhaf karşıladık. Ebu Bekr, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Anam babam sana feda olsun! Seni hayatta bırakmak için babalarımızı, annelerimizi, canlarımızı ve mallarımızı feda edelim" dedi. Allah tarafından muhayyer bırakılan kişi, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) idi ve Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en iyi bilen Hz. Ebu Bekr'di. (Ebu Bekr'in ağlaması karşısında) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sakin ol!'' demeye başladı.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hutbesi Üzerinde Hiç Kimsenin Hakkı Olmadan Allah'a Kavuşmak İstemesi ve Ömer bin elHattab Hakkında Söyledikleri