DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'A (S.A.V.) VAHYİN İNİŞ ŞEKLİ, VAHYİN
GELDİĞİNİN RESULULLAH'IN (S.A.V.) YÜZÜNDEN BELLİ OLMASI, CİBRİL'İ GÖREN
SAHABİLER VE RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBERLİĞİNE İŞARET EDEN BAŞKA ŞEYLERE
DAİR |
Muavviz bin Afra'nın Kızı Rubeyyi'nin Korunması
Rubeyyi' binti Muavviz
bin Afra der ki: Kıbleye doğru uzanmış ve üzerime bir yorgan atmıştım. Bu
sırada siyahi bir adam gelip bana eziyet ederken
gökyüzünden sarı renkli bir kağıt onun yanına düştü. Adam onu okuduğunda
kağıtta şöyle yazılı olduğunu gördü: "Bismillahirrahmanirrahim;
falanın rabbinden falana; Salih kulumun kızını bırak. Ona dokunmana izin
vermiyorum." Adam bana bir çimdik atıp: "Bu, senin için daha
iyidir" dedi. O çimdik izi vefat edene kadar Rubeyyi'nin
üzerinde kaldı.
Enes bin Malik der ki: Avf bin Afra'nın kızı yatağında
yatarken bir zencinin göğsüne çıktığını ve elini boğazına koyduğunu gördü. Bu
sırada sarı renkli bir kağıt gökyüzünden kadının göğsüne düştü. Zenci kağıdı
alıp okuyunca: "Falanın rabbinden falana! salih
kulumdan geri dur. Ona dokunmana izin vermiyorum" yazılı olduğunu gördü. Avf bin Afra'nın kızı der ki:
Zenci kalktı ve boğazımı bırakarak eliyle dizime vurdu. Bu sebeple dizim
karardı hatta oğlak başı gibi (simsiyah) oldu. Aişe'ye
gidip durumu anlatınca, Hz. Aişe:
"Yeğenimi hayız
olduğun zaman giysilerini topla. inşallah bunu yapmanla sana bir şey zarar
veremez" dedi. Allah onu babasıyla korumuştu. Babası Bedir günü şehid edilmişti.
Kitabımda hadis bu
şekilde Avf bin Afra'nın
kızı olarak geçmektedir.
Yahya bin Said der ki: Amra binti Abdirrahman vefat edeceği
zaman, aralarında Urve, Kasım bin Muhammed ve Ebu Seleme'nin de bulunduğu tabiun'dan bazıları yanında toplandılar. Bunlar yanındayken
Amra bayılınca tavandan bir ses geldiğini gördüler.
Baktıklarında ağaç dalı kalınlığında büyük ve siyah bir yılanın düşüp ona doğru
gittiğini gördüler. Bu sırada yere içinde: "Bismillahirrahmanirrahim.
Ka'b'ın rabbinden Ka'b'a!
Salihlerin kızlarına dokunmana izin vermiyorum" yazılı bir kağıt düştü.
Yılan yazılı kağıda bakınca, indiği yerden tekrar gitti.
ibn Aclan'ın bildirdiğine göre Sa'd bin Ebi Vakkas;
Beni Uzra'dan bir kadınla evlendi. Sa'd bir gün arkadaşlarıyla otururken hanımının gönderdiği
bir haberci: "Falan seni çağırıyor" dedi. Sa'd
gelemeyeceğini söyleyince, hanımı adamı bir daha gönderdi. Bunun üzerine Said hanımının yanına gidip: "Neyin var, delirdin
mi?" dedi. Hanımı yataktaki bir yılanı göstererek:
"Bu, ailemin
yanındayken benim peşimdeydi. Senin yanına geldikten sonra, bu güne kadar onu görmemiştim"
dedi. Sa'd yılana şöyle dedi: "Duymuyor musun!
Bu benim hanımımdır ve ben onunla kendi malımı vererek Allah'ın helal
kılmasıyla evlendim. Bundan hiçbir şey sana helal değildir. Buradan git. Eğer
bir daha gelirsen seni öldürürüm." Yılan sürünerek evin kapısından çıkınca
Sa'd bir kişiye yılanın nereye gideceğini öğrenmek
için takib etmesini söyledi. Yılan gidip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Mescid'inin
kapısından girdi ve Mescid'in ortasına gelince bir
sıçrayışta tavana çıktı. Bundan sonra da yılan o kadının karşısına çıkmadı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: