DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'A (S.A.V.) VAHYİN İNİŞ ŞEKLİ, VAHYİN GELDİĞİNİN RESULULLAH'IN (S.A.V.) YÜZÜNDEN BELLİ OLMASI, CİBRİL'İ GÖREN SAHABİLER VE RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBERLİĞİNE İŞARET EDEN BAŞKA ŞEYLERE DAİR

 

Şeytanın Zekat Malından Alması ve Ayetu'l-Kürsi'nin Koruması

 

Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni Ramazan ayı zekatını korumakla görevlendirmişti. Biri geldi ve zekat mallarından almaya başladı. Onu yakaladığımda: "Beni bırak; benim çocuklarım vardır ve çok muhtaç biriyim" deyip durumunu anlattı. Ben de onu bıraktım. Sabah olup Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Ey Ebu Hureyre! Dün esirin ne yaptı?'' diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Çocukları olduğunu ve çok ihtiyacı olduğunu söyleyince ona acıyıp bıraktım" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O sana yalan söyledi ve geri dönecek'' buyurdu.

 

ikinci gece gelip yiyecekten almaya başlayınca onu yakaladım ve: "Seni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götüreceğim. Bir daha gelmeyeceğini söyledin, ancak yine geldin" dedim. Yine: "Beni bırak, benim çocuklarım var ve muhtaç biriyim" karşılığını verdi. Bir daha ona acıyıp bıraktım. Sabahladığımda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Esirin ne yaptı?" diye sordu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Çocukları bulunduğunu ve çok ihtiyacı olduğunu söyleyince ona acıyıp bıraktım" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine: ''O sana yalan söyledi ve geri dönecek'' buyurdu.

 

Üçüncü gece yine gelip yiyecek almaya başlayınca onu yakaladım ve: "Seni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götüreceğim. Bu üçüncü oluyor. Gelmeyeceğini söylüyor, sonra yine geliyorsun" dedim. Bu defa şöyle karşılık verdi: "Beni bırakırsan bir daha gelmem ve sana kendileriyle Allah'ın fayda sağlayacağı kelimeler öğretirim. Uyumak için yatağına vardığında Ayetu'l-Kürsi'yi baştan sona kadar oku. Sabahlayana kadar Allah tarafından korunursun ve şeytan sana yaklaşamaz" dedi. Sahabe hayır konusunda çok hırslıydı.

Ebu Hureyre onu serbest bıraktı ve sabah olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Esirin ne yaptı?" diye sordu. Ebu Hureyre: "Ey Allah'ın Resulü! Bana faydalı olduğunu iddia ettiği bir şey öğretti" cevabını verince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O nedir?" diye sordu. Ebu Hureyre şöyle cevap verdi: "Yatağıma girdiğim zaman Ayetu'l-Kürsi'yi baştan sona kadar okumamı söyledi ve: ‘‘Sabahlayana kadar Allah tarafından korunursun ve şeytan sana yaklaşamaz’‘ dedi." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sana doğru söylemiş, ancak o yalancıdır. Ey Ebu Hureyre! Üç gündür kiminle konuştuğunu biliyor musun?" diye sordu. Ebu Hureyre: "Hayır ey Allah'ın Resulü!" karşılığını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O, şeytandır" buyurdu.

 

Buhari bunu Sahih'te Osman bin el-Heysem'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Ubey bin Ka'b'ın oğlunun babasından bildirdiğine göre Ubey'in hurmalarının bulunduğu bir harman vardı. Ara sıra gidip kontrol ettiğinde hurmaların eksildiğini fark etti. Bir defasında hurmaların eksildiğini görünce gece nöbet tuttu ve bu sırada ergenlik çağına gelmiş çocuğa benzeyen bir yaratık gördü. Ubey der ki: Ona selam verince selamımı aldı. Ona: "Sen nesin, in misin cin misin?" diye sorunca: "Cinim" cevabını verdi: "Bana elini ver" deyince elini uzattı. Baktığımda elinin köpek eli gibi ve kıllarının köpek kılı olduğunu gördüm." Ona: "Cinlerin yaratılışı böyle midir?" diye sorduğumda: "Cinler, aralarında benden daha güçlü birinin olmadığını bilirler" karşılığını verdi. Ona: "Peki, neden böyle bir şey yapıyorsun?" diye sorunca, cin: "Sadaka vermeyi sevdiğini öğrendik. Ben de yiyeceğinden nasiplenmeyi istedim" cevabını verdi. Ubey: "Bizi size karşı koruyacak olan şeyler nedir?" diye sorunca, cin "Ayetu'l-Kürsı'yi okumanız" cevabını verdi. Ubey cini serbest bırakıp sabah olunca Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giderek olanları anlattı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Hain herif doğru söylemiş'' buyurdu. Evzai, hadisi Yahya'dan bu şekilde nakletmiştir.

 

Aynı manada bir hadis başka bir kanalla nakledilmiştir.

 

 

 

Ebu'l-Esved ed-Dueli der ki: Muaz bin Cebel'e: "Şeytan'ı yakaladığın hadiseyi bana anlat" dediğimde şöyle anlattı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni Müslümanların zekat malının başına getirince hurmaları bir odaya koydum. Hurmaların eksildiğini görünce durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu hurmaları şeytan alıyor'' buyurunca odaya girip kapıyı kapattım. Büyük bir karartı gelip kapıyı çevreledi. Sonra fil Suretine büründü, sonra başka bir Surete büründü ve kapı aralığından girdi. Ben izarımla kendimi örttüm ve o hurmaları yemeye başlayınca üzerine atılıp sarılarak yakaladım. Ona: "Ey Allah'ın düşmanı" deyince: "Beni bırak. Ben yaşlı ve çocukları çok olan fakir biriyim. Nasibin cinlerindenim. Arkadaşınız gönderilmeden önce bu şehir bizimdi. O gönderilince bu şehirden çıkarıldık. Beni bırak, bir daha buraya gelmem" karşılığını verdi. Ben de onu serbest bıraktım. Bunun üzerine Cibril gelerek olanları Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını kıldıktan sonra bir kişi: "Muaz bin Cebel nerede?" diye seslendi. Ben kalkınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Esirin ne yaptı, ey Muaz?" diye sordu. Ben olanları anlatınca: ''O tekrar gelecektir. Sen oraya dön" buyurdu.

 

Muaz şöyle devam etti: Odaya girdim ve kapıyı kapattım. Cin kapının aralığından girip hurmaları yemeye başlayınca dün yaptığım gibi yaptım. Bana: "Beni bırak. Bir daha gelmem" deyince: "Ey Allah'ın düşmanı! Dönmeyeceğini söylememiş miydin?" karşılığını verdim. Cin: "Bir daha dönmem. Bunun alameti, sizden birinizin Bakara Suresinin son iki ayetini okuduğu zaman bizden hiç biri o gece onun evine giremez" dedi. --- Heysemi, Mecma (6/321).

 

Zeyd bin el-Hubab, Abdulmü'min bin Halid el-Hanefi el-Mervezi'den bunu rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Bureyde'nin bildirdiğine göre babası şöyle anlattı: Bir defasında yiyeceklerimin eksildiğini gördüm ve gece bir yere saklanıp beklemeye başladım. Gulyabani yiyeceklerden almaya gelince onu yakalayıp: "Seni Peygamberimize (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürmeden

bırakmayacağım" dedim. Bunun üzerine ğulyabani yemin ederek: "Ben çocukları çok olan bir kadınım, bırakırsan bir daha gelmeyeceğim" karşılığını verdi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları anlattığımda: "Yalan söylemiş, o yalancıdır" buyurdu. Yiyeceğin yine eksildiğini görünce onun yiyeceklerden almakta olduğunu görüp yakaladım. Bana daha önce dediklerini tekrar edip bir daha dönmeyeceğine yemin edince, gelip Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) durumu anlattım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yalan söylemiş, o yalancıdır" buyurdu. Yiyeceğin yine eksildiğini görünce onun yiyeceklerden almakta olduğunu görüp yakaladım ve: "Seni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) götürmeden bırakmam" dedim. Gulyabani: "Beni bırakırsan sana, söylediğinde bizden hiç kimsenin malına yaklaşamayacağı bir şey öğreteceğim. Yatağına girdiğin zaman, kendine ve malına Ayetu'l-Kürsi'yi oku" dedi. Bunun üzerine onu serbest bıraktım. Sonra gelip durumu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatınca: ''O yalancıdır, ancak doğru söylemiş. O yalancıdır, ancak doğru söylemiş" buyurdu.

 

Abdullah bin Bureyde, hadisi babasından bu şekilde nakletmiştir. Bu kıssa Muaz'ın kıssasından ayrıdır. ikisinin de mahfuz olması muhtemeldir. Ebu Eyyub el-Ensari'nin de aynı şeyle karşılaştığı nakledilmiştir.

 

 

 

Ebu İshak es-Sebii'nin bildirdiğine göre Zeyd bin Sabit, Medine'de bir bahçeye gidince bir gürültü işitti. Cinlerden bir adam ona: "Kıtlığa maruz kaldık ve bize meyvelerinizden vermenizi istedik" deyip ona cinlerden korunmak için Ayetu'l-Kürsi'yi okumasını öğretti.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Bir Adamın Peşinden İki Şeytanın Gelmesi ve Şeytanın Adama Peygamberimiz Muhammed'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Selam Söylemesini İstemesi