DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'A (S.A.V.) VAHYİN İNİŞ ŞEKLİ, VAHYİN GELDİĞİNİN RESULULLAH'IN (S.A.V.) YÜZÜNDEN BELLİ OLMASI, CİBRİL'İ GÖREN SAHABİLER VE RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBERLİĞİNE İŞARET EDEN BAŞKA ŞEYLERE DAİR

 

İmran bin Husayn'ın Melekleri Görmesi, Meleklerin Ona Selam Verip, Dağlanınca Yanından Gitmeleri ve Dağlanmayı Terkedince Geri Dönmeleri

 

Mutarrif bin Abdillah bin eş-Şihhir der ki: imran bin Husayn bir gün bana: "Sabah olunca yanıma gel" dedi. Sabah olup yanına gittiğimde: "Neden geldin?" diye sordu. Ben: "Söz verdiğim için" cevabını verince şöyle dedi: "Sana iki olayanlatayım, ancak birini benim için gizle, diğerini ise açıklayabilirsin. Gizlemeni istediğim olay şudur: (Dağlandığım için) bana gelmekten vazgeçen melekler, (dağlanmayı bırakınca) geri geldiler. Diğeri ise şudur: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber temettü haccı yaptık; ancak daha sonra bir adam (Hz. Ömer) kendi görüşü ile dilediğini söyledi.

 

Müslim bunu Sahih'te ismail bin Müslim'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Mutarrif bin Abdillah bin eş-Şihhir der ki: imran bin Husayn bana şöyle dedi: Sana bir hadis anlatayım, umulur ki Allah seni onunla faydalandırır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac ve umreyi bir arada (temettü haccı) yaptı. Sonra bunu yasaklamadı ve bunu haram kılan ayet te inmedi. Daha önce bana (melekler tarafından) selam verilirdi. Dağlandığım zaman bu kesildi. Dağlanmayı bırakınca da melekler tekrar bana selam vermeye başladılar.

 

 

 

Şebabe'nin rivayeti: "Dağlanıncaya kadar bana selam vermeye devam ettiler. Dağlandığımda ise artık selam vermek kesildi. Dağlanmayı bırakınca da melekler tekrar selam vermeye başladılar.

 

Müslim bunu Sahih'te Şu'be'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Mutarrif bin Abdillah bin eş-Şihhir der ki: Hz. Ömer bize şöyle dedi: "ibn Husayn dağlandıktan sonra, daha önce kendisini namaza uyandırmak için gelen (melek) gelmez oldu. Dağlama izi kendisinden kaybolunca da tekrar gelmeye başlayınca imran onlara şöyle dedi: "Bilin ki, bana gelmeyi terk eden tekrar gelmeye başladı."

 

Ravi bundan sonra hadisin devamını zikretti. Said bin Ebi Arube bunu Katade'den nakledip, hadiste: "Bil ki, bana (melekler tarafından) selam verildi. Yaşarsam bunu gizle. Öldüğüm zaman istersen söyle" ibaresini zikretti.

 

 

 

Gazale şöyle dedi: imran bin Husayn avluyu süpürmemizi, kimseyi görmememize rağmen işitilecek şekilde selam vermemizi emrederdi.

 

Ebu İsa (Tirmizi) der ki: "Burada kastedilen meleklere selam vermektir."

 

 

 

Yusuf bin Yakub el-Kadı'nın Süleyman bin Harb kanalıyla Hammad bin Seleme'den, onun da Ammar bin Ebi Ammar'dan olan rivayetine göre Hamza bin Abdilmuttalib: "Ey Allah'ın Resulü! Bana Cibril'i kendi Suretinde göster" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu görmeye gücün yetmez" karşılığını verdi. Hz. Hamza: "Bilakis, onu bana göster" deyince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Otur'' buyurdu. Hz. Hamza oturunca Cibril Kabe'de olan, müşriklerin tavaf ederken giysilerini üzerine attıkları bir tahtanın üzerine indi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Başını kaldırıp bak'' buyurunca, Hz. Hamza başını kaldırıp baktı ve Cibril'in ayaklarının yeşil ekin misali zebercede benzer ayaklarının olduğunu görerek düşüp bayıldı.

 

Bu hadis, Ammar bin Ebi Ammar'dan bu şekilde nakledilmiştir ve mürseldir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Useyd bin Hudayr ve Başkasının Kur'an Okunurken Sekine'yi ve Melekleri Görmesi