DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) KENDİSİNDEN SONRA MEYDANA GELECEK
OLAYLARI HABER VERMESİ |
İbn Zeml el-Cüheni'nin
Rüyası [Senedinde zayıflık vardır]
ibn Zeml el-Cüheni der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını kıldıktan sonra
ayağını kıvırıp yetmiş defa: ''Sübhanallahi ve bi-hamdihi, Estağfirullah.
İnnehu kane tevvaba" der, sonra: ''Yetmiş defa söylemekle yedi yüz sevap
verilir. Günahları, bir günde yedi yüzden daha fazla olan kişide hayır yoktur''
derdi. Sonra yüzünü halka doğru dönerdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
rüya dinlemeyi severdi. Halka döndükten sonra: ''İçinizde rüya gören var
mı?" diye sorardı.
ibn Zeml der ki: Ben:
''Ben gördüm ey Allah'ın Resulü!'' karşılığını verince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Hayrını göresin, şerrinden korunasın. (Bu rüya) bizim için
hayır, düşmanlarımız için şer olsun. Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun. Rüyanı
anlat'' buyurdu. Ben şöyle dedim: "Bütün insanların rahat, düz ve geniş
bir yolda toplanmış olduklarını gördüm. insanlar yolun ortasından gidiyorlardı.
Bu sırada o yolun, daha önce görmediğim güzellikte bir çayırın kenarına
geldiğini gördüm. Çayırdaki çeşitli bitkilerden su damlıyordu. Kendimi ilk atlı
kafilesi içinde gördüm. Atlılar çayırın kenarına gelince tekbir getirdiler ve
bineklerine binip sağa sola bakmadan yollarına devam ettiler. Onlar giderken
sanki ben onlara bakıyordum. Sonra onlardan kat kat daha kalabalık olan ikinci
kafile geldi ve tepeye çıkınca tekbir getirdiler. Sonra kimisi bineğini
otlatırken, kimisi de ot topladı ve onlar da bu şekilde geçip gittiler. Sonra
insanlardan büyük bir kitle geldi ve tepeye çıkınca tekbir getirerek: "Bu,
konakların en iyisidir" dediler. Ben onların sağa ve sola dönmesine
bakıyordum. Ben bu durumu görünce yola koyuldum ve nihayet tepenin sonuna
vardığımda ey Allah'ın Resulü! Seni yedi basamaklı bir minberin en üst
basamağında gördüm. Sağında esmer iri yapılı ve koç burunlu bir adam vardı. O
konuşunca yüceliyor ve insanları uzunlukta geçiyordu. Adamın solunda ise
mütevazi parlak yüzlü bir adam vardı. Sanki suyla yıkanmış gibi saçının
siyahlığı belirmişti. O konuşunca siz ona ikram için kulak veriyordunuz. Bu
adamın da önünde yaşlı bir adam vardı. Hem yaratılış, hem de ilim bakımından
insanlar içerisinde sana en çok benzeyeni idi. Hepiniz onu seviyor ve
istiyordunuz. Bir de baktım ki onun önünde bir yaşlı dişi deve var. Ey Allah'ın
Resulü! Sen sanki onu kovalıyor gibiydin."
ibn Zeml dedi ki: Bir
süre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rengi değişti. Sonra kendine
gelince şöyle buyurdu: ''Kolay, rahat ve geniş yol, sizin üzerine
götürüldüğünüz ve üstünde bulunduğunuz hidayet yoludur. Görmüş olduğun çayır,
dünyadır. Ben ve ashabım onun üzerinden geçtik, ne ondan bize bir şey dokundu,
ne de bizden ona; biz ona varmadık o da bize gelmedi. Sonra bizim ardımızdan
ikinci kafile geldi. Onlar bizden kat kat fazlaydılar. Onlardan bir kısmı
bineğini otlatıyor, bir kısmı da ot alıyordu. Onlar da bu şekilde kurtuldular.
Sonra insanların büyük bir kısmı geldi ve çayırda sağa sola dağıldılar. Biz
Allah içiniz ve muhakkak ki biz yine Ona döneceğiz. Sana gelince, sen doğru bir
yolda yürüdün. Bana ulaşıncaya kadar bu yoldan ayrılmayacaksın. Üzerinde yedi
basamak bulunan ve benim de en üst basamakta yer aldığım minbere gelince, o
dünya yedi bin senedir. Ben onun sonundaki bindeyim. Sağımda gördüğün esmer
adam Hz. Musa'dır. Konuştuğu zaman Allah'ın kendisine lütfettiği konuşma gücü
ile insanlardan üste çıkar. Solda gördüğün mütevazi ve parlak yüzlü kişi ise
Meryem oğlu İsa'dır. Allah kendisine ikramda bulunduğu için biz de ona ikram
ederiz. İnsanlar arasında yüzü ve yaratılışı bana en çok benzeyen kişi olarak
gördüğün ihtiyara gelince, o atamız İbrahim'dir. Hepimiz onu imam edinir ve ona
uyarız. Gördüğün dişi deveye ve benim onu kovalamama gelince; bu, kıyamettir.
Kıyamet bizim üzerimizde kopacaktır. Benden sonra bir peygamber yoktur. Benim
ümmetimden sonra da bir ümmet yoktur.''
ibn Zeml der ki: Bundan
sonra Nebi hiç bir kimseye rüyasını sormadı. Ancak kişi gelip kendiliğinden
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatırsa onu yorumladı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: