DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) KENDİSİNDEN SONRA MEYDANA GELECEK
OLAYLARI HABER VERMESİ |
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hayırdan Sonra Şerrin Geleceğini, Ondan Sonra Hayrın
Geleceğini, Ondan Sonra Şerrin Geleceğini Bildirmesi, Ömer bin Abdilaziz ve Adaletine işaret Eden Rivayetler
Huzeyfe bin el-Yeman der ki: insanlar, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
hayır hakkında soru sorarlardı. Ben de başıma gelir çekincesiyle ona şerri
soruyordum. Yine bir defasında ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bizler cehalet ve
kötülükler içindeyken Yüce Allah bize bu hayırlı olan dini gönderdi. Acaba bu
hayırdan sonra bir daha bir kötülük dönemi olacak mı?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" karşılığını verdi. Kendisine:
"Peki o kötü dönemden sonra bir daha hayır gelecek mi?" diye
sorduğumda: "Evet! Ancak dumanı da olacaktır'' buyurdu. Ona: "Peki
onun dumanı ne?" diye sorduğumda: ''İnsanları, benim yolum dışında bir
yola çağıran, bazı şeylerini kabul edeceğin bazı şeylerini de reddedeceğin bir
topluluk'' buyurdu.
Ona: "Ey Allah'ın
Resulü! Peki bu hayırdan sonra bir kötülük dönemi daha
olacak mı?" diye sorduğumda: ''Evet! Cehennem kapılarına davet edenler
olacaktır. Onların davetini kabul edenleri ise cehenneme atacaklardır''
buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Bize onları tarif etsene"
dediğimde: ''Onlar bizim soyumuzdan olacaklar ve bizim dilimizi konuşacaklar''
buyurdu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü! Şayet ben de o zamana yetişirsem ne
yapmamı tavsiye edersin?" dediğimde: ''Müslümanların cemaatinden ve
onların liderinden ayrı durma'' buyurdu. Ona: "Peki ya Müslümanların bir
cemaati ve bir liderleri yoksa?" diye sorduğumda: ''Bir ağacın kütüğüne
tutunmuş bir şekilde ecelin gelecek olsa dahi o zamanki fırkaların hepsinden
uzak dur!" buyurdu.
Buhari ve Müslim, Sahih'de Velid bin Müslim'den rivayet etmişlerdir.
Abbas bin el-Velid bin Mezyed, babasından
bildiriyor: Evzai'ye, Huzeyfe'nin "Bu hayırdan
sonra bir daha bir kötülük dönemi olacak mı?" sözünün ne anlama geldiği
sorulunca: "Bu kötülük dönemi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
vefatından sonra baş gösteren Ridde (dinden dönme)
olaylarıdır" dedi.
Huzeyfe'nin: "Peki
o kötü dönemden sonra bir daha hayır gelecek mi?" şeklindeki sorusu ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Evet! Ancak dumanı da
olacaktır" cevabı sorulunca da Evzai şöyle
demiştir: "Söz konusu bu hayır cemaattir. Bu cemaat dönemindeki
yöneticilerden bazılarının yaşam şekli kabul görürken, bazılarınınki ise kabul
edilemezdir. Ancak Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) böylesi yöneticilerle, namazı
kıldıkları sürece savaşılmasına izin vermemiştir."
Habib bin Salim der ki: Nu'man bin Beşir bin Sa'd'ın bir
hadisi aktarırken şöyle dediğini işittim: Ebu Sa'lebe geldi ve: "Ey Beşir bin Sa'd,
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yöneticiler hakkındaki hadisi
aklında mı?" diye sordu. Huzeyfe de Beşir'in yanında oturuyordu. Huzeyfe:
"Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu yöndeki hutbesini ben aklımda
tutuyorum" dedi. Ebu Sa'lebe
oturunca Huzeyfe şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
‘‘Nübüvvet aranızda Yüce Allah'ın dilediği kadar kaldıktan sonra yine dilediği
zaman onu kaldıracaktır. Ondan sonra nübüvvetin yolunu izleyen hilafet
olacaktır. Bu hilafet Yüce Allah'ın dilediği kadar kaldıktan sonra yine
dilediği zaman onu kaldıracaktır. Ondan sonra da diktatörlük olacaktır. Bu
diktatörlük de
Yüce Allah'ın dilediği kadar
kaldıktan sonra yine dilediği zaman onu kaldıracaktır. Bunun da ardından
nübüvvetin yolunu izleyen hilafet olacaktır’‘ buyurdu."
Habib der ki: Ömer bin Abdilaziz yanında Yezid bin en-Nu'man'la geldiğinde hatırlatma babında bu hadisi yazdım
ve: "Müminlerin emirinin (Ömer bin Abdilaziz'in) diktatörlükten sonra gelmiş olmasını temenni
ediyorum" dedim. Yezid bu mektubu alıp Ömer bin Abdilaziz'e verdi. Ömer buna çok sevindi ve hoşuna gitti.
Nafi' der ki: Bize bildirildiğine göre Ömer bin el-Hattab: "Benim soyumdan yüzünde yara izi bulunan bir
adam yönetici olacak ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır" demiştir.
Gördüğüm kadarıyla bu kişi de Ömer bin Abdilaziz'dir.
Nafi' der ki: ibn Ömer sık sık: "Ömer bin el-Hattab'ın
soyundan olan, yüzünde yara izi bulunan ve yeryüzünü adaletle dolduran kişi
keşke ben olsaydım" derdi.
Abdullah bin Dinar der
ki: ibn Ömer: "Hayret! insanlar, Ömer'in
soyundan bir adamın çıkıp Ömer'in yaptığını yapmadan (insanları adaletle
yönetmeden) kıyametin kopmayacağını söylüyorlar" dedi.
Ravi der ki: "insanlar bu kişinin Bilal bin Abdillah bin Ömer olduğunu düşünüyordu. Zira onun da
yüzünde yara izi vardı. Ancak bu kişi Ömer bin Abdilaziz'den
başkası değildi. Annesi de Asım bin Ömer bin el-Hattab'ın
kızıdır."
Malik bildiriyor: Said bin el-Müseyyeb bir grubun
bir konuda tartıştığını görünce onlardan bir adama: "Halifeler
kimdir?" diye sordu. Adam: "Ebu Bekr, Ömer ve Osman'dır" karşılığını verdi. Said: "Halifeler Ebu Bekr ve iki Ömer'dir" dedi. Adam: "Ebu Bekr ile Ömer'i biliyoruz.
Peki diğer Ömer kim?" diye sorunca, Said:
"Yaşarsan kim olduğunu öğreneceksin" dedi. Said
bunu Ömer'le Ömer bin Abdilaziz'i kastetmiştir.
Muhammed bin Asbağ der ki: "Babam, Said'le
muhatap olan bu adamın Abdurrahman bin Harmele olduğunu söyledi."
Aynısı Abdurrahman bin Harmele kanalıyla
Said bin el-Müseyyeb'den
rivayet edilmiştir. ibnu'l-Müseyyeb
de Ömer bin Abdilaziz'in doğumundan iki yıl önce
vefat etmiştir. Bundan dolayı böylesi bir sözü ancak bu konuda bir dayanağı
varsa söyleyebilir.
Ömer bin Useyd bin Abdirrahman bin Zeyd bin el-Hattab der ki:
"Ömer bin Abdilaziz'in hilafeti iki buçuk yıl,
yani otuz ay sürdü. Vallahi Ömer bin Abdilaziz
döneminde biri büyük meblağda bir mal getirip bize: ‘‘Bunu fakirlerden
dilediğiniz kişilere verin’‘ diyordu. Ancak verilecek ihtiyaç sahibi kimse
olmadığı için bu mal dönüp dolaşıp tekrar kendisine dönüyordu. Ömer bin Abdilaziz vefat ettiğinde insanların durumu böyleydi ve
ihtiyaç sahibi kimse kalmamıştı."
Bu rivayette anlatılan
da Adiy bin Hatim'in Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
rivayet ettiği: "..Şayet ömrün yeterse kişinin bir avuç dolusu altını veya
gümüşü ayırıp vermek için birilerini arayacağını, ancak verecek kimseyi
bulamayacağını göreceksin" hadisini doğrulamaktadır.
Ebu Ma'n el-Ensari
der ki: Ömer bin Abdilaziz Mekke'ye yürüyerek
giderken yolda ölü bir yılana rastladı. "Bana kazma getirin!"
deyince, yanındakiler: "Allah seni ıslah etsin! Bu işi biz senin yerine
yaparız" karşılığını verdiler. Ömer: "Olmaz!" dedi ve kazmayı
alıp bir çukur kazdı. Sonra yılanı bir beze sardı ve gömdü. O esnada sahibini
görmedikleri: "Ey Surrak! Allah sana merhamet
etsin! Şahadet ederim ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
‘‘Ey Surrak! Bir çölde öleceksin ve seni ümmetimin en
hayırlı adamı defnedecektir’‘ buyurduğunu işittim" şeklinde bir ses
duydular.
Ömer bin Abdilaziz sesin sahibine: "Allah sana merhamet etsin!
Sen kimsin?" diye sorunca, sesin sahibi şöyle dedi: "Ben cinlerden
bir adamım! Gömdüğün de Surrak'tır. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) biat eden cinlerden hayatta sadece ikimiz
kalmıştık. Şahadet ederim ki Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
‘‘Ey Surrak! Bir çölde öleceksin ve seni ümmetimin en
hayırlı adamı defnedecektir’‘ buyurduğunu işittim."
Abbas bin Ebi Raşid, babasından bildiriyor:
Ömer bin Abdilaziz bizlere misafir oldu. Gidecekken
efendim bana: "Onunla gidip yoldaşlık et" dedi. Bineğime binip yola
çıktık. Bir vadide yol ortasında ölü bir yılan gördük. Ömer indi, yılanı yoldan
kaldırıp gömdü. Sonra bineğine binip yoluna devam etti. Yolda giderken:
"Ey Herka! Ey Herka!"
diye bir ses işittik. Sağımıza solumuza bakındık, ama kimseleri göremedik. Ömer
sesin sahibine: "Ey sesin sahibi! Allah aşkına görünenlerdensen ortaya
çıkmanı, görünmeyenlerdensen de Herka'nın ne olduğunu
bize söylemeni istiyorum" deyince, sesin sahibi:
"Herka filan yerde gömdüğünüz yılandır. Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ona: ‘‘Ey Herka!
Bir çölde öleceksin ve seni o günün müminlerinin en hayırlısı defnedecektir’‘
buyurduğunu işittim" karşılığını verdi.
Ömer: "Allah sana
merhamet etsin! Sen kimsin?" diye sorunca, sesin sahibi: "Bu mekanda
-veya vadide- Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) biat eden dokuz -veya yedi- cinden
biriyim" karşılığını verdi. Ömer: "Sen bunu Resulullah'tan
mı (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
işittin?" diye sorunca, sesin sahibi: "Vallahi bunu Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) işittim" dedi. Ömer bunu duyunca
gözlerinden yaşlar aktı. Sonra da oradan ayrıldık.
Bu rivayetin isnadı bir
önceki ne eklendiği zaman daha da sağlamlaşır.
Doğrusunu da Allah
bilir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: