DELAİLU

NÜBÜVVE

-RESULULLAH'IN (Sallallahu aleyhi ve Sellem) DUALARIYLA YİYECEK VE İÇECEKLERE BEREKETİN GELMESİNE DAİR

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sol Eliyle Yemek Yiyenlere, Alay için Kaş Göz işareti Yapanlara Beddua Etmesi, Bedduadan Sonra Ortaya Çıkan Durumlarda Peygamberliğe Dair işaretler

 

iyas bin Seleme bin el-Ekva', babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bişr bin Rai'l-Anz'i sol eliyle yemek yerken görünce ona: ''Sağ elinle ye!'' buyurdu. Bişr: "Beceremiyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Beceremeyesice!'' karşılığını verdi. Sonrasında Bişr'in eli bir daha ağzına gidemedi.

 

 

 

iyas bin Seleme bin el-Ekva', babasından bildiriyor: Adamın biri Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında sol eliyle yemek yiyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Sağ elinle ye!" buyurdu. Adam: "Beceremiyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Beceremeyesice! Kibrinden dolayı (sağ eliyle) yemiyor'' karşılığını verdi. Sonrasında adamın eli bir daha ağzına gidemedi.

 

Müslim, Sahih'de Ebu Bekr bin Ebi Şeybe'den rivayet etmiştir.

 

 

 

Yezid bin Ebi Habib bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Subeya elEslemiyye'nin sol eliyle yemek yediğini görünce: ''Neyi var da sol eliyle yemek yiyor? Gazze hastalığına mı yakalandı?" buyurdu. Subey'a: "Ey Allah'ın Resulü! Sağ elimde yara var" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Olsun!'' karşılığını verdi. Subey'a daha sonra Gazze'ye uğradığında vebaya yakalanıp öldü.

 

ibn Lehia der ki: "Osman bin Nuaym er-Ruaynı'nin Muğire bin Nehık el-Haceri'den naklen bana bildirdiğine göre Duheyn el-Haceri, Ukbe bin Amir'in Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kıssayı zikrettiğini işitmiştir."

 

 

 

Abdurrahman bin Ebi Bekr der ki: Filan adam Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oturur, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman bir şey dese yüzünde bir seğirme görülürdü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyle kalasıca!" deyince adamın ölene kadar yüzü seğirip durdu.

 

 

 

Abdullah bin Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapısında durmuş çıkmasını bekliyorduk. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkınca peşine takıldık. Medine'nin dağ yollarından birine gelip oturdu ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! İçinizden hiç kimse ticaret mallarını, henüz pazara inmeden yolda karşılamaya çıkmasın. Şehirli kişi köylü adına satış yapmasın. Memesinde süt biriktirilmiş hayvan satın alan kişi üç güne kadar muhayyerdir. Şayet geri verecekse faydalandığı süt kadarıyla -veya iki katıyla- buğday ile birlikte onu sahibine verir.''

 

Bu sırada bir adam Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasında durmuş, alay etmek için kaşını gözünü oynatıp Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) taklit ediyordu. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu görünce: "Böyle kalasıca!" diye beddua etti. Adam evine dönünce yere düşüp yığıldı ve iki ay boyunca baygın yattı. Kendine geldiğinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurduğu gibi yüzü gözü bir tarafa kaymıştı.

 

 

 

Malik bin Dinar der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hatice'nin oğlu Hind bana şunu anlattı: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu'l-Hakem'in yanından geçerken Ebu'l-Hakem arkasından kaş göz işaretleri yaparak alay etmeye başladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasına dönüp onu görünce: ''Allahım! Onu sars!'' diye beddua etti. Bunun üzerine Ebu'l-Hakem bulunduğu yerinde sarsılıp titremeye başladı.

 

 

 

Muhammed bin ishak aynı isnadla aynısını rivayet ederken: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hakem Ebu Mervan'ın yanından geçerken Hakem arkasından parmağıyla işaretler yaparak alayetmeye başladı" demiş, gerisini aynen zikretmiştir.

 

 

 

ibn Abbas der ki: Bir defasında Hz. Fatıma ağlayarak Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Kureyş'in ileri gelenleri Hicr'in yanında toplanmışlar. Lat, Uzza, Menat, Yesaf ve Naile adına yeminler ederek seni gördükleri yerde kılıçlarıyla öldüreceklerini söylüyorlar. Her biri de kılıcıyla nerene vuracağını belirtti" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ağlama kızcağızım'' buyurdu ve kalkıp abdest aldı. Abdest aldıktan sonra onların yanına gitti. Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüklerinde her biri başını yere eğdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden bir avuç toprak alıp üzerlerine serpti ve:

''Yüzünüz kara olsun'' diye beddua etti. Yüzüne bu topraktan değen her bir kişi de Bedir savaşında kafir olarak öldürüldü.

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böylesi bir çok mucizesi vardır ve her biri kendi konusu içinde bu eserde zikredilmişti.

 

 

 

ibn Nimran der ki: Tebuk'ta eşeğin üzerinde kötürüm bir adam gördüm. Ona neden bu duruma düştüğünü sorduğumda şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılarken önünden geçtim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Namazımızı kesti, Allah da onun yürümesini kessin!’‘ diye beddua etti. Bundan dolayı da kötürüm oldum."

 

Aynısını Tebuk savaşı konusu içinde farklı iki kanalla Said bin Abdilaziz'den rivayet etmiştik.

Yine rivayet edildiğine göre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir adam, namaz kılarken önlerinden geçen bir köpeğe beddua edince köpek anında ölmüştür.

 

 

 

Ebu'd-Derda der ki: Bir cuma günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi namazını kıldırırken önümüzden bir köpek geçti. Cemaatten biri bu köpeğe beddua edince köpek kaldırdığı ayağını henüz yere koyamadan oracıkta öldü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince: "Demin bu köpeğe kim beddua etti?'' diye sordu. Cemaatten bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ben ettim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Beni hakla gönderene yemin olsun ki Allah'a, kendisiyle yapılan duaya icabet edilen, bir şey istenildiğinde de verilen ismiyle dua ettin. Bu ismiyle Muhammed ümmetinin tümünün bağışlanması için dua etseydin bağışlanırlardı'' buyurdu.

Cemaattekiler adama: "Nasıl dua ettin?" diye sorunca, adam: "Allahım! Hamdın ancak sana olması, senden başka ilahın olmaması, karşılıksız ihsanlarda bulunman, gökleri ve yeri yoktan var etmen, yücelik ve kerem sahibi olman adına şu köpeği istediğin şeyle ve istediğin şekilde bizden uzak tut, diye dua ettim" dedi. Bu dua sonrasında köpek yerinde öldü.

 

Hadisin muhtasar bir şekilde mürsel olan bir şahidi de vardır.

 

 

 

Yahya bin ishak bin Abdillah bin Ebi Talha el-Ensari der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cuma günü ikindi namazını kıldırırken köpeğin biri önlerinden geçmek istedi. Ancak geçemeden yere düşüp öldü. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince cemaate döndü ve: "İçinizden kim bu köpeğe beddua etti?" diye sordu. Cemaatten biri: "Ey Allah'ın Resulü! Ben beddua ettim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yapılan dualara icabet edilen bir anda dua etti'' buyurdu.

 

 

 

Bureyde bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kays adında bir adamı sordu ve: "Bir yerde ikamet edemesin!" diye beddua etti. Bundan dolayı bu adam hangi bölgeye girse fazla kalmadan oradan ayrılmak zorunda kalırdı.

 

 

 

ibn Abbas der ki: Çocuklarla oynarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi.

Eliyle omuzlarımın arasına vurarak bir iş için Muaviye'nin yanına gidip onu çağırmamı söyledi. Muaviye'nin yanına gittiğimde yemek yiyordu. Döndüm ve: "Yanına gittiğimde yemek yiyordu" dedim. (Bir daha gidip onu yemek yerken bulduğumda) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah onun karnını doyurmasın'' dedi.

Müslim, Sahih'de ishak bin Mansur'dan rivayet etmiştir.

 

Yine Müslim, Enes bin Malik'ten Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu aktarır: "Rabbime: ‘‘Allahım! Ben de bir insanım. Herkes gibi hoşnut olur ve öfkelenirim. Onun için, ümmetimden her kime hak etmediği bir bedduada bulunmuşsam, kıyamet gününde bunu ona, bir arınma, temizlenme ve sana yakınlaşma vesilesi kıl’‘ diyerek bir şart koydum.''

 

Ebu Avane'nin Ebu Hamza'dan naklen bildirdiğine göre bu hadiste Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muaviye'ye yaptığı beddua kabul görmüştür.

 

 

 

ibn Abbas der ki: Çocuklarla birlikte oynarken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp geldi. Kendi kendime: "Benim için gelmiştir!" deyip bir kapının arkasında saklandım. Ama gelip eliyle arkama vurdu ve: "Bana Muaviye'yi çağır'' buyurdu. O zamanlar vahiy katibi olan Muaviye'nin yanına gidip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çağırdığını söyledim. Bana: "Yemek yiyor" dediler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bunu söylediğimde bir daha: "Git ve onu çağır'' buyurdu. Bir daha gittiğimde bana yine: "Yemek yiyor" dediler. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bunu söyledim. Üçüncü defa aynı şeyolunca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah karnını doyurmasın'' buyurdu. Bundan dolayı Muaviye ne kadar yese doymazdı.

 

Hureym bunu Ebu Hamza'dan bir ziyadeyle rivayet eder ki bu ziyade Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu bedduasına icabet edildiğini göstermektedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hakkında: "Allah yolunda boynu vurulsun!" Dediği Adamın Allah Yolunda Öldürülmesi