DELAİLU NÜBÜVVE |
-RESULULLAH'IN (Sallallahu aleyhi ve Sellem) DUALARIYLA YİYECEK VE
İÇECEKLERE BEREKETİN GELMESİNE DAİR |
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ali bin Ebi Talib ve Başkaları İçin Ettiği Şifa
Dualarına İcabet Edilmesi
Hz. Ali anlatıyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma geldiğinde hastaydım ve:
"Allahım! Şayet ecelim gelmişse canımı al da beni rahatlat. Henüz
gelmemişse de beni iyileştir. Şayet bu hastalık senin bir imtihanın ise bana
sabır ihsan et" diyordum. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu duyunca
ayağıyla beni dürttü ve: "Ne dedin?'' diye sordu. Sözlerimi
tekrarladığımda bana: "Allahım! Ona şifa ver" veya: "Allahım!
Ona afiyet ver'' diye dua etti. Bu duadan sonra da o hastalığın acısını hiç
hissetmedim.
Daha önce Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona Hayber'in fethinde ve Yemen'e gönderirken dua
ettiği ve bu dualarına da icabet edildiği zikredilmişti. Da'vat kitabı içinde
ise Kur'an'ı ezberleyebilme konusunda Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ona öğrettiği ve cuma geceleri kıldığı dört rekatın
ardından etmesini söylediği duayı zikretmiştik. Yüce Allah da Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu duasına icabet etmiş, Hz. Ali önceleri dört
ayet ezberleyebiliyorken duadan sonra her gün kırk ayet kadar ve işittiği
hadisleri aklında tutmaya başlamıştır.
Yine Medine'ye
döndüklerinde Ebu Bekr, Bilal ve başkalarının hummaya tutulduğu, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan kurtulmaları ve hummanın Cuhfe'ye gitmesi
konusunda dua ettiği, Yüce Allah'ın da bu duasına icabet ettiği zikredilmişti.
Bu yönde pek çok hadis vardır. Ancak zikrettiklerimiz bu konuda yeterlidir.
Humeyd bin Abdirrahman
el-Himyeri, Sa'd'ın üç oğlundan bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), Mekke'de hasta olan Sa'd'ı ziyarete gittiğinde ağladığını gördü. Ona:
"Neden ağlıyorsun?" diye sorunca, Sa'd: "Said bin Havle'nin
ölümü gibi ben de kendisinden hicret ettiğim bir beldede ölmekten
korkuyorum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
üç defa: ''Allahım! Sa'd'a şifa ver!" diye dua etti.
Sa'd: "Ey Allah'ın
Resulü! Malım çok, ama mirasçı olarak sadece bir tane kızım var. Malımın tümünü
vasiyet edeyim mi?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Hayır!" karşılığını verdi. Sa'd: "Üçte ikisini vasiyet
edeyim mi?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Hayır!" karşılığını verdi. Sa'd:
"Yarısını edeyim
mi?" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine:
"Hayır!" karşılığını verdi. Sa'd: "Üçte birini edeyim mi?"
dediğinde ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Üçte bir olur, ama o
da fazla! Kendi malından infak ettiklerin sadakadır. Çoluk çocuğuna yapacağın
harcamalar da bir sadakadır. Karının senin malından kendine yapacağı harcama da
bir sadakadır. Aileni geçim konusunda iyi durumda bırakman onları insanlara el
açan yoksul bir şekilde bırakmandan daha hayırlıdır" buyurdu ve eliyle el
açma işareti yaptı.
Müslim, Sahih'de ibn Ebi
Ömer'den rivayet etmiştir.
Kesir Ebu'l-Fadl der ki:
Zübeyr ailesinden Kureyşli bir adam bana şunu anlattı: Esma binti Ebi Bekr'in
başında ve yüzünde şişlik oldu. Kardeşi Aişe binti Ebi Bekr'e:
"Hastalığımı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildir, belki Yüce
Allah bana şifa verir" şeklinde haber yolladı. Aişe, Esma'nın hastalığını
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirince kalkıp yanına gitti.
Elini bir giysi üzerinden başına ve yüzüne koyup: "Bismillah! Katında
temiz, mübarek ve değerli olan Peygamberinin duasıyla bu hastalığının kötülüğü
ile eziyetini gider. Bismillah'' diye dua etti ve bunu üç defa tekrarladı.
Sonra Esma'ya bu duayı okumasını söyledi. Esma bu duayı üç gün boyunca yapınca
şişliği gitti.
Kesir der ki: "Kişi
bu duayı farz namazların ardından üçer defa okur."
Muhammed bin Sirin
bildiriyor: Kadının biri hasta olan oğlunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) getirdi ve: "Oğlum şu zamandan beri gördüğün gibi! Allah'a dua et
de canını alıp kurtulsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Aksine Allah'a dua edeyim de ona şifa versin, büyüyüp salih bir adam
olsun, Allah yolunda savaşıp öldürülsün ve cennete girsin'' karşılığını verdi.
çocuğa dua edince de iyileşti. Daha sonra bu çocuk büyüyüp salih bir adam oldu.
Allah yolunda savaşırken de öldü ve cennete girdi.
Mürsel ceyyid bir
hadistir.
ibn Abbas bildiriyor:
Kadının biri bir çocuğuyla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve:
"Ey Allah'ın Resulü! Şu oğlum cinnet geçirip duruyor. Ne zaman yemeğe
otursak cinnet geçirip yemeği bize zehir ediyor" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğun başını okşayıp dua etti. Duanın ardından
çocuk kusmaya başlayınca, içinden eniğe benzer siyah bir şey çıktı ve koşarak
kaçtı.
Yezid bin Nuh bin Zekvan
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdullah bin Revaha'yı
Cafer ile birlikte Mute'ye gönderirken Abdullah: "Ey Allah'ın Resulü! Azı
dişim o kadar çok ağrıyor ki dayanılacak gibi değil" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yaklaş! Beni hakla gönderene yemin olsun
öyle bir dua edeceğim ki sıkıntısı olan her bir mümin bu duayı ettiği zaman
Yüce Allah sıkıntısını giderecektir'' buyurdu. Sonra elini dişin bulunduğu
tarafın yanağına koydu ve yedi defa: "Allahım! Katında mübarek ve değerli
olan Peygamberinin duasıyla bu ağrısının kötülüğü ile eziyetini gider!'' dedi.
Abdullah henüz oradan ayrılmadan da Yüce Allah ağrısını giderdi.
isnadında kopukluk
vardır.
Ubeyd bin Rifaa,
Rafi'den bildiriyor: Bir defasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına girdiğimde bir tencerede et haşlanıyordu. Tencerede yağlı bir parçayı
canım çekince alıp çiğnemeden yuttum. Ancak bir yıl boyunca karın ağrısı
çektim. Daha sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları
anlattığımda: "O parçada yedi kişinin gözü vardı'' buyurdu. Eliyle karnıma
sıvazlayınca da et parçasını kustum. Yeşil renkte bir et parçasıydı.
Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakla gönderene yemin olsun ki şu
ana kadar da karın ağrısı çekmiş değilim.
Kitapta rivayetin
Rafi'den geldiği yazılıdır, ancak doğrusu Yakub'un dediğidir. Zira Yakub:
"Sanırım Medaini bunu Rafi' bin Hadic hadisinden nakletmiş, ancak sonradan
değişmiştir" demiştir. Ebu Bukeyr ise bunu Ubeyd bin Rifaa'dan nakleder ve
babasını zikretmez. Bu da hatalıdır. Zira Ubeyd'in sahabeliği bulunmamaktadır.
Ubeyd bin Rifaa,
babasından bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evlerinden
birine girdiğimde bir tencerede et haşlandığını gördüm. içinde yağlı bir
parçayı görünce aldım ve çiğnemeden yuttum. Ancak bir yıl boyunca karın ağrısı
çektim. Daha sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip olanları
anlattığımda: "O parçada yedi kişinin gözü vardı'' buyurdu. Eliyle karnımı
sıvazlayınca da et parçasını kustum. Yeşil renkte bir et parçasıydı. Ondan
sonra da karın ağrısı çekmiş değilim.
Enes bildiriyor: Ebu
Talib hastalandığında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ziyaretine
gitti. Ebu Talib: "Yeğenim! Kulluk ettiğin Rabbine dua et de beni
iyileştirsin" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allahım! Amcama şifa ver!" diye dua etti. Bunun üzerine Ebu Talib
bağlarından kurtulmuş gibi rahatlayıp iyileşti ve: "Yeğenim! Kendisine
kulluk ettiğin Rabbin sözünü dinliyor" dedi.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Amcacığım! Sen de Allah'a itaat edersen senin de
sözünü dinleyecektir)' buyurdu.
Heysem bin Cemmaz bunu
Sabit el-Bünani'den rivayette tek kalmıştır. Heysem hadis alimlerinin yanında
zayıf biridir.
Muaviye bin el-Hakem,
babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikteyken kardeşim Ali bin el-Hakem'in bindiği at hendeğe düştü. Düşerken
kardeşimin ayağı hendeğin kenarına çarpıp kanadı. Atından inmeden Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bismillah!'' diyerek kanayan yere elini sürdü. Sonrasında kardeşimin
ağrısı kalmadı. --- İbn Hacer, el-İsabe (2/507).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: