DELAİLU NÜBÜVVE |
-RESULULLAH'IN
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) DUALARIYLA YİYECEK VE İÇECEKLERE BEREKETİN
GELMESİNE DAİR |
Matara Kıssası ve Bu
Kıssada Peygamberliğe Dair İşaretler
Bu konuda daha önce
"Süleyman bin el-Muğire - Ebu Katade" kanalıyla bir hadis
zikredilmişti. Müslim de Sahih'de hadisi bu kanalla rivayet etmiştir.
Ebu Katade der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuktayken:
"Yarına kadar su
bulamazsanız susuz kalacaksınız" buyurdu. Bunun üzerine insanlar suya
yetişmek için hızlandılar. Ben ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte kaldım. Gece vakti bir ara bineği üzerindeyken Resulullah'ı
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyku bastırdı. Bineği üzerinden düşecek gibi
oldu. Onu desteklediğimde doğrulup düzeldi. Bir daha yana eğilince yine
doğrultup düzelttim. Bir daha yana eğilince yine doğrultup düzelttim. Yine
bineği üzerinden düşecek gibi olunca doğrultmaya çalıştım, ancak uyandı,
"Sen kimsin?'' diye sorunca: "Ebu Katade" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Resulünü koruduğun gibi Allah da seni
korusun'' buyurdu. Sonra: ''Mola mı versek?'' dedi ve bir ağaca doğru yöneldi.
Ağacın altında
konakladığımızda bana: ''Kimseleri görüyor musun?'' diye sordu. Ben: "işte
bir binekli geldi, iki tane oldu, üç oldu" diyerek yedinci kişi gelene
kadar saydım. Geldiklerinde: ''Dikkat edin de sabah namazını kaçırmayalım''
buyurdu. Ancak hepimiz uykuya daldık ve bizi uyandıran güneşin sıcaklığı oldu.
Uyanınca da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğine bindi. Biz de
bineklerimize bindik ve uzun sayılmayacak şekilde yol gittik.
Sonrasında Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) mola verdi ve: ''Yanınızda su var mı?'' diye
sordu. Ben: "Evet! Yanımda mataram var ve içinde az bir su bulunuyor"
dedim. ''Getir'' buyurunca suyu getirdim. ''Fazla su harcamadan abdest alın!
Suyu fazla harcamayın'' buyurduktan sonra abdestlerimizi aldık. Az da olsa bir
miktar da arttı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Ebu Katade!
Bu kalan suyu sakla, zira önemli bir şeye sebep olacak'' buyurdu. Bilal ezanı
okuyunca sabah namazından önceki iki rekatı kıldık. Ardından sabah namazını
bize kıldırdı.
Sonrasında bineğine
binince biz de bindik ve yola koyulduk. Kendi aramızda birbirimize: "Namaz
konusunda kusur işledik" derken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Ne konuşuyorsunuz? Şayet dünyanız ile ilgili bir şeyse sizi
ilgilendirir. Ancak dininiz ile ilgili bir şey ise benimle paylaşın'' buyurdu.
Biz: "Ey Allah'ın Resulü! Namaz konusunda kusur ettik" dediğimizde,
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Uykudayken kusur olmaz. Asıl
kusur uyanıkken yapılır. Öyle bir şeyolduğu zaman diğer gün kendi vaktinde onu
(kaza olarak) kılın'' buyurdu.
Sonra: ''Diğerleri sizce
ne yapıyor?'' diye sorunca, biz: "Dün bize bu gün için suyu bulamamamız
halinde susuz kalacağımızı söylemiştin. Onlar su aramaya çıktılar" dedik.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise şöyle buyurdu:
''Sabah olunca onlar
beni aralarında göremediler ve birbirlerine: ‘‘Resulullah önden gidip suyu
buldu’‘ demeye başladılar. Içlerinde Ebu Bekr ve Ömer de var. İkisi: ‘‘Ey
insanlar! Resulullah sizleri geride bırakıp da suya sizden önce gidecek
değildir’‘ dedi. Şayet Ebu Bekr ile Ömer'in sözünü dinlerlerse doğru yolu
bulurlar.'' Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) son cümlesini üç defa
tekrarladı.
Öğle sıcağının en
şiddetli olduğu vakitte yüksek bir yerden onları gördük.
Yanlarına vardığımızda:
"Ey Allah'ın Resulü! Susuzluktan helak olduk! Boğazımız kuruyup
koptu" demeye başladılar. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Sizler bugün helak olmayacaksınız'' karşılığını verdi ve bana: ''Ey Ebu
Katade! Mataranı getir'' buyurdu. Matarayı getirdiğimde bana: ''Tasımı da
getir'' dedi. Gidip tasını da getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) mataradan tasa dolduruyor ve oradakilere içmeleri için veriyordu. Arada
izdiham yaşanınca Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Birbirinize
saygı gösterin! Hepiniz kanana kadar bu sudan içeceksiniz" buyurdu. Oradakilerin
hepsi su içti. Geriye sadece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile ben
kaldık. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tası doldurup bana da: ''Ey Ebu
Katade! Sen de iç" buyurunca, ben:
"Ey Allah'ın
Resulü! Önce sen iç" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''İnsanlara su ikram
eden kişi en son içer" buyurunca alıp içtim. Benden sonra kendisi de içti.
Herkes içtikten sonra mataradaki su neredeyse aynıyla duruyordu. O zamanda da
üç yüz kişiydik.
Abdullah bin Rebah der
ki: Mescidde ben bu hadisi rivayet ederken imran bin Husayn beni duydu.
"Sen kimsin?" diye sorunca, ben: "Abdullah bin Rebah
el-Ensari'yim" karşılığını verdim. imran: "Buradakiler kendi
yaşadıklarını iyi biliyorlar. Ondan dolayı ne diyeceğine dikkat et. Zira o
gecede bulunan yedi kişiden biri de bendim" dedi. Hadisi bitirdiğimde
bana: "Bu hadisi benden başka aklında tutan kişilerin olduğunu
düşünmüyordum" dedi.
Hammad der ki: Bu hadisi
Humeyd bin Bekr bin Abdillah, Abdullah bin Rebah'tan, o da Ebu Katade'den şu
ziyadeyle rivayet etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece
vakti mola verdiği zaman sağ koluna dayanıp uyurdu. Sabah vakti mola verdiği
zaman sağ kolunun dirseğini yere dayar, başını da sağ avucuna koyardı."
Enes bin Malik der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklere karşı bir ordu
hazırladı. Ordunun içinde Ebu Bekr de vardı. Yolun bir yerinde Müslümanlara:
‘‘Acele edin! Zira müşriklerle aranızda bir su kaynağı var ve müşrikler sizden
önce bu su kaynağına varacak olursa sıkıntıya düşecek, bineklerimizle birlikte
aşırı bir susuzluğa maruz kalacaksmız’‘ buyurdu."
Sonrasında ravi söz
konusu hadisi zikreder. Hadisin tamamını şeyhimiz Ebi Abdillah el-Hafız, Ebu
Muhammed el-Müzeni'den, o da Ebu Ya'la'dan aynı isnadla şöyle bildirir:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dokuz kişiyle birlikte geride kaldı. Bu dokuz kişiden biri de
bendim. Gece vakti ashabına: ''Biraz mola vermeye, sonra da diğer Müslümanlara
yetişmeye ne dersiniz?'' diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü! Olur"
dediler. Mola verip uykuya daldılar. Sabah vakti onları uyandıran da güneşin
sıcaklığı oldu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyandıktan sonra ashabı da
uyandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: ''Biraz ilerleyin ve
ihtiyacınızı görün'' buyurunca denileni yaptılar ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına geri döndüler.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onlara: "İçinizden suyu olan var mı?'' diye sorunca,
içlerinden bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Mataramda az bir şey su
var" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Getir'' buyurunca
adam matarayı getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) matarayı alıp
elini üzerinde gezdirdi, bereketli olması için dua etti. Sonra da ashabına:
"Gelip abdest alın'' buyurdu. Geldiklerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onlara su dökmeye başladı. Hepsi de abdest aldıktan sonra namaz için
kamet getirildi ve namazı kıldırdı. Sonra da mataranın sahibine:
"Mataranda kalan suyu sakla, zira önemli bir şeye sebep olacak'' buyurdu.
Sonrasında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) diğerlerinden önce bineğine bindi.
Sonra ashabına:
"Sizce diğerleri ne yaptı?'' diye sordu. "Allah ve Resulü daha iyi
bilir" dediklerinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İçlerinde
Ebu Bekr ve Ömer var. Bu ikisi de diğerlerine doğru yolu gösterecektir''
buyurdu.
Müşrikler o su kaynağına
daha önce varınca Müslümanlar binekleriyle birlikte büyük bir susuzluğa maruz
kaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Matarası olan adam nerede?''
diye sorunca, adam: "Ey Allah'ın Resulü! Buradayım" dedi. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Mataranı bana getir'' buyurunca adam içinde
çok az su bulunan matarasını getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
müslümanlara: "Gelip için'' buyurdu. Sonrasında Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onlara su dökmeye başladı. Herkes su içti, hayvanları ile
bineklerini içirdi. Bütün tulum, kırba ve mataralarını doldurdular.
Daha sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanlarla birlikte müşriklerin üzerine
harekete geçti. Yüce Allah da müşriklerin önlerinden bir rüzgar gönderdi.
Saldırı da arkalarından geldi. çoğu öldürüldü, kalanları da esir alındı. Bol
miktarda ganimet elde ettiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve
müslümanlar bu ganimetlerle sağ salim bir şekilde Medine'ye döndüler.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Kuba'daki
Kuyuda Görülen Bereket