DELAİLU NÜBÜVVE |
-RESULULLAH'IN (Sallallahu aleyhi ve Sellem) DUALARIYLA YİYECEK VE
İÇECEKLERE BEREKETİN GELMESİNE DAİR |
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Aişe'ye Bıraktığı Arpanın Bereketi, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bir Adama Verdiği Arpanın Bereketi, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yağ Hediye Eden Kadınların Tulumlarındaki
Bereket, Ebu Hubaş'a Verdiği Koyun Etindeki Bereket, Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) içtiğinden Arta Kalan içecekteki Bereket, Bu Olaylarda
Peygamberliğe Dair işaretler
Hz. Aişe der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde evimde bir
miktar arpadan başka da bir şey yoktu. Bir süre ondan yedim. Ancak bitmeyince
(merak edip) onu tarttım. Tarttıktan sonra da bitti."
Ebu Usame ise rivayet
ederken Aişe'nin şöyle dediğini bildirir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) vefat ettiğinde, evimdeki rafta bulunan bir miktar arpadan başka bir
canlının yiyebileceği hiç bir şey yoktu. Bir süre ondan yedim. Ancak bitmeyince
(merak edip) onu tarttım. Tarttıktan sonra da bitti."
Buhari ve Müslim,
Sahih'de Ebu Usame'den rivayet etmişlerdir.
Cabir der ki: Adamın
biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip yiyecek bir şeyler
istedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yarım vesak arpa verdi. Adam
arpayı tartıncaya kadar hem kendi, hem karısı ve hem de misafirleri yiyip
durdu. Bitince de Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet onu tartmasaydın devamlı ondan yer ve
bitiremezdiniz'' buyurdu.
Aynı isnadla Cabir şöyle
bildiriyor: Ümmü Malik kendine ait bir tulumla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yağ hediye ederdi. Sonra Ümmü Malik'in çocukları gelir ve yemek
isterlerdi. Evde yiyecek olmamasına rağmen Ümmü Malik kendisiyle Nebi'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağ götürdüğü tuluma gider ve içinde yağ bulurdu.
Bu şekilde ne zaman tuluma gitse içinde yağ görürdü. Ancak bir defasında yağını
boşaltmak için tulumu sıkınca yağ gelmez oldu. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) gelince, ona: ''Tulumu sıktın mı?'' diye sordu. Ümmü Malik:
"Evet!" deyince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet sıkmadan
öyle bıraksaydın ne zaman istesen içinde yağ bulacaktın!'' buyurdu.
Her iki hadisi de Müslim,
Sahih'de Seleme bin Şebib'den rivayet etmiştir.
Said bin el-Haris bin
ikrime bildiriyor: Dedem Nevfel bin el-Haris bin Abdilmuttalib, Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip evlenme konusunda yardım istedi. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bir kadınla evlendirdi. Dedem mehir olarak
verecek bir şey bulamayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zırhını
Ebu Rafi' ile Ebu Eyyub'a verdi. Onlar da bu zırhı otuz sa' arpa karşılığında
Yahudi bir adamın yanında rehin bıraktılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) getirdikleri arpayı dedeme verdi. Bu arpadan yarım yıl boyunca yiyip
durduk. Bir ara tarttığımızda ilk aldığımız ağırlıkta olduğunu gördük. Dedem
bunu Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlatınca, Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Şayet onu tartmasaydın yaşadığın sürece ondan yer
dururdun'' buyurdu.
Ümmü Evs el-Behziyye der
ki: Yağ yaptım ve bir tuluma koyup hediye olarak Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) götürdüm. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hediyemi kabul
etti. Az bir kısmını bırakarak tulumun içindeki yağı aldı. Aldıktan sonra
tulumun içine üfleyip bereketli olması için dua etti. Sonra: ''Kadına tulumunu
geri verin'' buyurdu. Tulumu bana verdiklerinde yağla dolu olduğunu gördüm. Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hediyemi kabul etmediğini düşündüm. Ağlayarak
tekrar yanına geldim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ben o yağı yemen için
yapmıştım" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağın bereketli
olması için ettiği duaya icabet edildiğini anlayınca: ''Kadına söyleyin,
yağından yesin ve bereketli olması için dua etsin'' buyurdu.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat edene kadar o tulumun içindeki yağdan yedim. Ebu
Bekr'in, Ömer'in ve Osman'ın hilafetleri boyunca da bu yağdan yedim. Daha sonra
Hz. Ali ile Muaviye arasında malum olaylar oldu.
Mes'ud bin Halid
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Halid bin Abdilaziz bin
Selame'ye koyun kestirdi. Halid de çoluk çocuğu çok olan biriydi. Bir koyun
kestiği zaman ailesinden her birine bir kemik bile düşmezdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) kesilen koyunun etinden yedikten sonra Halid'e:
''Ey Ebu Hubaş! Kovan nerede?'' buyurdu. Halid kovasını getirince Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) koyundan arta kalanı kovasına koydu ve:
''Allahım! Ebu Hubaş'a bereketler ihsan et'' diye dua etti. Ebu Hubaş eti alıp
evine gitti. Etleri çocukların önüne döktü ve: "Bununla idare edin"
dedi. Tüm aile o etten yedikten sonra birazı da arttı.
Muhammed bin Ma'n bin
Nadle, babasından bildiriyor: Babam Nadle bin Ebi Nadle, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile karşılaşınca ona bir kapta süt sağıp ikram etti. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sütten içtikten sonra kalanı babam Nadle'ye
verdi. Babam arta kalan sütü içince doydu ve: "Ey Allah'ın Resulü! Daha
önce bunun gibi yedi kap içer, ama doymazdım" dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Mümin bir bağırsak (dolduracak kadar) lık, kafir ise yedi bağırsaklık içer" karşılığını verdi. ---
Ahmed, Müsned (2/21).
Ebu Hureyre der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kafir bir adam misafir oldu. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir koyunun sağılmasını söyledi. Koyundan
sağılıp getirilen sütü kafir olan bu adam içti. Bir koyun daha sağılınca onun
da sütünü içti. Bu şekilde yedi koyunun sütünü içti. Diğer gün adam müslüman
oldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun için bir koyunun
sağılmasını söyledi. Adam koyundan sağılan sütü içti. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bir koyunun daha sağılmasını söyledi. Ancak adam ikinci koyunun
sütünü bitiremedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
."Müslüman bir bağırsaklık, kafir ise yedi bağırsaklık içer'' buyurdu.
Müslim, Sahih'de
Malik'ten rivayet etmiştir.
Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bedevinin birini misafir olarak
ağırladı. Bedeviye yemek olarak bir şeyler istedi, ancak pencerede duran bir
ekmekten başka bir şey bulamadı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ekmeği
alıp parçaladı ve bereketli olması için dua etti. Sonra bedeviye: "Ye!''
buyurdu. Bedevi yiyip doyduktan sonra yine de ekmek artınca: "Ey Muhammed!
Sen salih bir adamsın" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
''Müslüman ol!'' buyurunca, bedevi yine: "Sen salih bir adamsın"
dedi.
Hafs bin Giyas aynı
isnadla bu hadisi (Ebu Hureyre kanalıyla) şöyle bildiriyor: Bedevinin biri
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip yiyecek bir şeyler istedi.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu içeriye aldı ve yiyecek bir şeyler
aradı. Ancak pencerede duran kuru bir ekmekten başka bir şey bulamadı.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kuru ekmeği alıp parçaladı. Üzerine
elini koyup bereketli olması için dua etti. Sonra da: "Ey bedevi!
Ye!" buyurdu. Bedevi doyana kadar yedi. Doyduktan sonra da ekmek arttı.
Bunun üzerine bedevi başını kaldırıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Sen salih bir adamsın!" demeye başladı. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onu Müslüman olmaya davet ettikçe bedevi: "Sen salih bir
adamsın!" deyip durdu.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: