DELAİLU

NÜBÜVVE

ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER

 

İsa bin Meryem'in Vasisi Hakkındaki Kıssa ve Eğer Rivayet Sahih İse Bu Vasinin Ömer bin el-Hattab Zamanında Zuhur Etmesi

 

ibn Ömer anlatıyor: Ömer bin el-Hattab, Kadisiyye'de olan Sa'd bin Ebi Vakkas'a bir mektup yazarak Nadle bin Muaviye el-Ensari'yi cihad için Irak'ın Hulvan bölgesine göndermesini istedi. Sa'd, Nadle'yi üç yüz süvari ile oraya gönderdi. Onlar Hulvan'a geldiklerinde baskın yaptılar, ganimet ve esir elde ettiler. Esirleri götürürken ikindi vakti oldu ve neredeyse güneş batmak üzereydi. Nadle, esirleri ve ganimetleri bir dağ eteğine topladıktan sonra kalkıp ezan okumaya başladı. "Allahu Ekber, Allahu Ekber" deyince, dağ tarafından bir ses ona: "Ey Nadle! Büyük olanı tekbir ettin" dedi. Nadle:

"Eşhedu en la ilahe illallah" deyince aynı ses: "ihlas kelimesini söyledin" dedi. Nadle: "Eşhedu enne Muhammeden Resulullah" deyince o: "Bu, İsa bin Meryem'in bizi kendisi ile müjdelediği dindir. Kıyamet onun ümmetinin üzerine kopacaktır" dedi. Nadle: "Hayye ale's-salat" deyince, o: "Namaza koşana ve ona devam edene ne mutlu!" dedi. Nadle: "Hayye ale'l-felah" deyince, o: "Muhammed'e icabet eden kurtuluşa ermiştir ve bu ümmetinin bekasıdır" dedi. Nadle: "Allahu ekber, Allahu ekber" deyince, o: "ihlasın hakikatini ifade ettin ve Allah, bedenini ateşe haram kıldı" dedi.

 

Ezan bittikten sonra ayağa kalktık ve: "Allah sana rahmet etsin. Sen melek misin, cin misin, yoksa Allah'ın salih kullarından biri misin? Sesini işittirdin, bize kim olduğunu da göster. Biz, Allah'ın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ömer bin el-Hattab'ın ordusuyuz" dedik. Bunun üzerine dağ, değirmen gibi ses çıkararak yarıldı ve saçı sakalı ağarmış, üzerinde yün elbise bulunan bir adam göründü. Bize: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun" dedi. Biz de: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin de üzerine olsun. Allah sana merhamet etsin, sen kimsin?" dedik. O da: "Ben Zurayb bin Bürsemla'yım. Salih kul İsa bin Meryem'in vaslsiyim. Hz. İsa beni bu dağa yerleştirdi. Ömrümün uzun olması ve gökten inip domuzu öldüreceği, ha Çı kıracağı, Hıristiyanların yaptıklarından uzak duracağı zamana kadar yaşamam için dua etti. Eğer Muhammed ile karşılaşma fırsatını kaçırmış isem benden Ömer'e selam söyleyin" dedi. Sonra Ömer'e şu vasiyetleri ulaştırmamızı söyledi:

 

"Ey Ömer! Aşırıya kaçmadan orta yolu tut ve gücünün yettiğini yap.

Kıyamet kopma zamanı çok yakındır. Size bazı hasletler bildireceğim, bunlar Muhammed'in ümmetinde ortaya çıktığı zaman, artık toplumdan uzaklaşmak gerekir. Erkeklerin erkeklerle, kadınların da kadınlarla yetinir hale gelmesi, kişilerin kendi neseplerinden başkasına nispet edilmesi, kölelerin efendilerinden başkalarına nispet edilmesi, büyüğün küçüğe merhamet etmemesi ve küçüğün de büyüğe saygı göstermemesi, iyiliği emretmenin terk edilmesi, kötülükten nehyetmenin terk edilmesi, alimlerin ilmi dirhem ve dinar yani dünyevi şeyler kazanmak için öğrenmesi, yağmurun azalması, çocukların öfkeli olması, minberlerin yükseltilmesi, mushafların ve mescidlerin süslenmesi, rüşvetin artık açık bir şekilde alınması, binaların gösterişli olması, hevaya uyulması ve dinin dünya karşılığında satılması, insan hayatının önemsenmemesi, akrabalık bağlarının kesilmesi, faiz yenilmesi, zorbalığın övünç ve zenginliğin bir şeref sayılması, kişinin evinden çıkıp daha hayırlı olanın onun yerine gelmesi ve kadınların bineklere binmesi kıyametin ala metlerindendir."

 

Sonra Zurayb gözden kayboldu. Bunun üzerine Nadle bir mektup yazarak bu olayı Sa'd'a ve Sa'd da, Ömer'e bildirdi. Ömer cevaben şöyle bir mektup yazdı: "Muhacirler ve Ensar'dan seninle birlikte olanlarla o dağa git. Şayet onunla karşılaşırsan benden ona selam söyle. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gerçekte: ‘‘İsa bin Meryem'in bazı vasileri Irak civarındaki bir dağa yerleşmişlerdir’‘ buyurduğunu haber ver." Bunun üzerine Sa'd, Ensar ve Muhacirlerden dört bin kişiyle beraber kırk gün bu dağda kaldı ve her namaz vakti ezan okundu. Ancak onu bulamadılar.

 

Ebu Abdillah el-Hafız der ki: "Abdurrahman bin İbrahim er-Rasibı, Malik bin Enes kanalıyla bunu bu şekilde rivayet etmiştir. Ancak kendisine mutabaat edilmemiştir. Çünkü bu hadis Malik bin el-Ezher kanalıyla Nafi'den rivayet edilmektedir. Abdurrahman bin İbrahim er-Rasibı meçhul biri olup bu hadisten başka bir yerde zikredildiği işitilmemiştir."

 

 

 

ibn Ömer der ki: Hz. Ömer, Sa'd bin Ebi Vakkas'ı Irak'ın üzerine gönderdi. Bunun üzerine Sa'd, lrak'a gitti ve Hulvan'a vardığı zaman ikindi namazı vakti geldi. O zaman bir dağın eteğindeydiler. Müezzin Nadle'ye ezan okumasını emretti. Nadle ezan okuyup: "Allahu Ekber" deyince, dağ tarafından bir ses ona: "Ey Nadle! Büyük olanı tekbir ettin" dedi. Nadle:

 

"Eşhedu en la ilahe illallah" deyince aynı ses: "ihlas kelimesini söyledin" dedi. Nadle: "Eşhedu enne Muhammeden Resulullah" deyince o: "Peygamber gönderildi" dedi. Nadle: "Hayye ale's-salat" deyince, o: "Kabul edilen bir kelimedir" dedi. Nadle: "Hayye ale'l-felah" deyince, o: "Bu, Ahmed'in ümmetinin bekasıdır" dedi. Nadle: "Allahu ekber, Allahu ekber" deyince, o: "Büyük olanı tekbir ettin" dedi. Nadle: "la ilahe illallah" deyince, o: "Bu hak olan bir sözdür, Allah, bedenini ateşe haram kıldı" dedi.

 

Nadle: "Ey sen! Sesini işittik, bize kendini göstersene" deyince, dağ değirmen gibi ses çıkararak yarıldı ve saçı sakalı ağarmış bir adam göründü. Nadle: "Ey sen! Sen kimsin?" diye sorunca: "Ben Zurayb bin Bürsemla'yım. Salih kul İsa bin Meryem'in vaslsiyim. Hz. İsa beni bu dağa yerleştirdi. Ömrümün uzun olması ve gökten inip domuzu öldüreceği, ha Çı kıracağı, Hıristiyanların yaptıklarından uzak duracağı zamana kadar yaşamam için dua etti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne yaptı?" dedi. Ona: "Vefat etti" dediğimizde, uzun uzun ağladı. Hatta gözyaşlarıyla sakalları ıslanmrştı. Sonra: "Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra kim halife oldu?" diye sorunca: "Ebu Bekr oldu" dedik. "O ne yaptı?" diye sorunca: "O da vefat etti" dedik. "Peki, ondan sonra kim halife oldu?" diye sorunca: "Ömer" dedik. Bunun üzerine: "Ona şöyle deyin" diyerek devam etti:

"Ey Ömer! Aşırıya kaçmadan orta yolu tut ve gücünün yettiğini yap.

Kıyamet kopma zamanı çok yakındır. Size bazı hasletler bildireceğim, bunlar Muhammed'in ümmetinde ortaya çıktığı zaman, artık toplumdan uzaklaşmak gerekir. Erkeklerin erkeklerle, kadınların da kadınlarla yetinir hale gelmesi, çocukların öfkeli olması, yağmurun azalması, mushafların ve mescidlerin süslenmesi, alimlerin ilmi dirhem ve dinar yani dünyevi şeyler kazanmak için öğrenmesi, kişinin evinden çıkıp daha hayırlı olanın onun yerine gelmesi, faiz yemenin aralarında şeref verici bir şeyolması, öldürmenin izzet sayılması kıyametin alametlerindendir. Bunlar zuhur ettiği vakit toplumdan uzaklaşmak gerekir."

 

Bunun üzerine Sa'd bu konuda Ömer'e bir mektup yazdı. Ömer de cevaben: "Doğru söyledin. Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o dağda İsa bin Meryem'in vasısinin olduğunu söylediğini işittim" diye yazdı. Bunun üzerine Sa'd o yerde kırk gün kaldı. Orada ezan okunuyor, ancak o kişi tarafından bir cevap verilmiyordu.

 

Bu hadis zayıf olmasıyla birlikte bu isnad ile doğruya daha yakındır.

Doğrusunu da Allah bilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Oğlu İbrahim Hakkında Gelen Rivayetler ve Onun Veda Haccından Önce Vefat Etmesi