DELAİLU NÜBÜVVE |
ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER |
Ferve bin Museyk el-Muradi
ve Amr bin Ma'di Kerib'in, Allah Resulü'ne (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Gelmesi; Eş'as
bin Kays'ın da Allah Resulü'ne (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Kinde Heyeti İle Birlikte Gelmesi
İbn ishak der ki: Ferve bin Museyk el-Muradi, Kinde
krallarından ve onlara bağlılıktan yüz çevirerek Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
yanına geldi. İslam'dan önce kavmi olan Murad kabilesi
ile Hemdanlılar arasında bir olay meydana gelmişti ki
o hadisede Hemdanlılar onun kabilesini vurmuş ve
büyük bir zarara uğratmıştı. O savaşa Redm savaşı
denilmekteydi. Ferve bin Museyk,
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) doğru yola çıkınca şu şiiri okudu:
"Uyluktaki damarın
bulunduğu ayağa hainlik etmesi gibi Kinde krallarının yüz çevirdiğini gördüm ve
çıkıp geldim Zenginliğini ve servetinin güzelliklerini ümid
ederek Muhammed'e katılmak üzere bineğime binip geldim."
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına vardığında, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
"Ey Ferve! Redm
gününde kavminin başına gelen şey seni üzdü mü?" buyurunca, Ferve: "Ey Allah'ın Resulü! Redm
gününde benim kavmimin başına gelen şeyin bir benzeri, herhangi bir kimsenin
başına gelse bu onu üzmez mi?" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Fakat bu olay kavminin İslam'a girmesi
konusunda hayırlı olmuştur'' buyurdu.
Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu Murad, Zübeyd ve Mezhic kabilelerinin bütününe vali olarak tayin etti.
Onunla birlikte Halid bin Said
bin el-As'ı zekat memuru olarak gönderdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) vefatına kadar o memlekette yanında kaldı.
Amr bin Ma'di Kerib, Zübeyd kabilesinden bazı
kişilerle Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gelerek müslüman
oldu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) vefat edince de Amr
dininden geri döndü. Yani Amr dininden dönenlerden
idi ve sonra tekrar müslüman oldu.
ibn ishak der ki: Söylenene göre Amr,
Allah Resulü'ne(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelmemiştir.' Hatta şu şiiri okumuştur:
"Peygambere bütün
kalbimle inandım Her ne kadar onu görmemiş olsam da O, alemlerin önde geleni ve
efendisidir O, Allah'a en yakın olan kimsedir O, bize Allah katından vahiy
getirendir O, vahyin manaları hususunda emindir O, hikmetten sonra hikmet ve
ışık getirendir O, bu ışıkla bizi körlükten kurtarıp doğru yola iletendir Onun
hidayet kervanına katıldık İster istemez doğru yola koyulduk Gerçek ilaha
ibadet edip kul olduk Cahiliye'de ise putlara
tapıyorduk Daha önce düşman iken onunla ülfet bulduk Sayesinde artık biz
düşmanla kardeş olduk Bizden ona selam olsun Bizim memleketimizden ona selam
olsun Her ne kadar Peygamber'i görmemiş olsak ta Biz onun yoluna uyduk ve
kendisine iman ettik."
Amr başka beyitler de zikretmiştir.
ibn ishak der ki: Eş'as bin Kays, Kinde heyeti ile birlikte Allah Resulüne (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
geldi.
Zühri bana şöyle anlattı: Eş'as bin Kays seksen veya altmış atlı ile Kinde'den
Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldi ve hepsi birlikte Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yanına Mescid'e
girdiler. Hepsi de saçlarını taramış ve gözlerine sürme çekmişlerdi.
Üzerlerinde etrafı ipekle işlenmiş Yemen kumaşından giysiler vardı. Yanına
girdikleri zaman Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Siz Müslüman olmadınız
mı?" buyurdu. Onlar da: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''O zaman boyunlarınızda bulunan bu ipek te nedir?'' buyurdu. Bunun üzerine onlar giysilerindeki
ipek işlemeli yeri söküp attılar.
Sonra Eş'as: "Ey Allah'ın Resulü! Biz Akilu'l-Murar oğullarıyız. Sen de Akilu'l-Murar'ın oğlusun" deyince, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
güldü ve: "İbn Rabia bin el-Haris ve Abbas bin Abdilmuttalib kendilerini bu soya nispet ettiler'' buyurdu.
Bu iki şahıs tüccar idi. Arap beldelerinden geçerlerken kendilerine: "Siz
kimlerdensiniz?" diye sorulunca: "Biz Akilu'l-Murar oğullarındanız" derlerdi. Böylelikle Araplara
güçlü görünerek kendilerini emniyete alırlardı. Çünkü Akilu'l-Murar oğulları, Kinde kralları idiler. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biz Nadr bin Kinane oğullarıyız. Biz annemize nispet edilmeyiz,
babamızın nesebini de inkar etmeyiz'' buyurdu.
Eş'as bin Kays der ki: Kinde heyeti
olarak Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) geldik. içlerinde beni en üstünleri
olarak görüyorlardı ki: "Ey Allah'ın Resulü! Siz, bizden değil
misiniz?" dedim. O da: "Hayır, biz Nadr bin
Kinane oğullarıyız. Biz annemize nispet edilmeyiz,
babamızın nesebini de inkar etmeyiz'' buyurdu. Başka biri de: "Biz
babamızın nesebini de inkar etmeyiz" dedi. Bu sebeple Eş'as:
"Nadr bin Kinane
soyundan bir Kureyşli'nin böyle olmadığını (Akilu'l-Murar oğullarından
olduğunu) söylediğini görürsem kesinlikle ona kırbaç cezasını uygularım"
derdi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: