DELAİLU NÜBÜVVE |
ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER |
Ziyad bin el-Haris
es-Sudai'nin Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gelmesi ve
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Parmakları Arasından Suyun Akması
Olayı, Suyu Az Olduğu Söylenen Kuyunun Suyu Çoğalsın Diye Dua Etmesi Yönündeki
Peygamberlik Mucizeleri
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabisi Ziyad bin el-Haris es-Sudai anlatıyor:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip İslam üzere biat ettim. Bana
ulaşan habere göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kavmimin üzerine bir ordu
göndermişti. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Orduyu geri çevirsen, onların
mÜslÜman olmaları ve itaat etmeleri hususunda ben aracılık ederim"
dediğimde: "Git ve orduyu geri çevir" buyurdu. "Ey Allah'ın
Resulü! Benim bineğim yorgundur" dediğimde, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) başka bir adamı gönderdi ve onları geri çevirdi.
Sonra kavmime bir mektup
yazdım. Bunun üzerine kavmimin müslüman olduğunu bildirmek için onlardan bir
heyet geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ey Suda'nın
kardeşi! Sen kavmin içerisinde sözü dinlenen birisin" buyurunca:
"Bilakis, Allah onları hidayete erdirip ihsanda bulundu" dedim. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni onlara idareci yapsam olur mu?''
buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Olur" karşılığını verdim. Bunun
üzerine beni onlara idareci yaptığını bildiren bir belge yazdı. Kendisine:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana onların zekatlarından bir şey versen"
dediğimde: ''Tamam" buyurdu ve bu konuda da bir belge yazdı.
O gün Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yolculukta idi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bir yerde konaklayınca o yer halkı gelip emirlerini şikayet ederek:
"Cahiliye döneminde kavmi ile kavmimiz arasında olan bir şeyden bizi
sorumlu tutmaktadır" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Öyle yaptı mı?" buyurunca: "Evet'' cevabını verdiler. Bunun üzerine
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Mümin bir adam için idarecilikte
bir hayır yoktur'' buyurdu. Bu buyruğu içime işlemişti. Sonra başka biri gelip:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana bir şeyler ver" dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Her kim ihtiyacı olmadığı halde insanlardan
dilenirse bu, başta ağrı, midede hastalık yapar" buyurdu. Adam: "O
zaman bana zekat mallarından ver" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Yüce Allah, sadakaları sekiz sınıfa ayırmadıkça ne bir peygamberin,
ne de başka birinin sadakalar hakkında hüküm vermesine razı olmaz. Eğer sen o
sekiz sınıftan isen sana hakkını veririm'' buyurdu. Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu buyruğu da içime işlemişti. Çünkü ben de muhtaç biri
olmadığım halde kendisinden sadaka (zekat) mallarından istemiştim. Gecenin
başında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte konakladık ve ben
kendisinden hiç ayrılmadım. Arkadaşları tek tek ayrıldı. Sonunda yanında benden
başka kimse kalmadı.
Sabah namazının ezan
vakti gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ezan okumamı emretti.
Ben ezan okudum ve: "Ey Allah'ın Resulü! Kamet getireyim mi?" demeye
başladım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğu tarafına fecre bakıp:
''Hayır'' diyordu. Fecir doğunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
(bineğinden) indi ve abdest bozdu, sonra yanıma geldi. Bu sırada ashabı yanına
geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Suda'lı! Suyun var mı?''
diye sorunca: "Hayır, sana yetmeyecek kadar az su var" cevabını
verdim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu bir kaba koyup bana
getir" buyurunca, dediğini yaptım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
elini suya koyunca iki parmağı arasından su fışkırdığını gördüm. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Rabbimden haya etmeseydim su içerdik ve
su içirirdik. Ashabımdan suya ihtiyacı olanlara seslen" buyurdu. Onlara
seslendiğimde isteyen gelip su aldı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Namaza'' dedi. Bilal kamet getirmek isteyince Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Sudalı olan ezan okudu. Ezanı okuyan kamet
getirsin" buyurdu. Bunun üzerine ben kamet getirdim.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) namazını bitirince belgeleri alıp yanına geldim ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Şu iki şeyden dolayı beni muaf gör" dedim. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Neyin var?'' diye sorunca: "Ey
Allah'ın Resulü! Senin: ‘‘Mümin bir adam için idarecilikte bir hayır yoktur’‘
buyurduğunu işittim. Ben de Allah ve Resulü'ne iman etmiş (mümin) biriyim. Yine
senin: ‘‘Her kim ihtiyacı olmadığı halde insanlardan dilenirse, bu, başta ağrı,
midede hastalık yapar’‘ buyurduğunu işittim. Ben de senden muhtaç olmadığım
halde istedim" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Durum böyledir. Dilersen kabul edip al, dilersen de bırak"
buyurdu. Ben de:
"Bırakıyorum"
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman size idareci
kılabileceğim bir adam söyle'' buyurunca kendisine heyetle birlikte gelen bir
adamı söyledim ve onu kavmine idareci kıldı.
Sonra: "Ey Allah'ın
Resulü! Kışın suyu çoğalan bir kuyumuz vardır. Kışın hepimiz suyumuzu o kuyudan
alırız. Ancak yazın suyu azalır ve bizler etrafımızdaki başka su kaynaklarına
dağılırız. çevremizdeki herkes bize düşman iken bizim dağılma durumumuz yoktur.
Kuyunun suyunu çoğaltması için Allah'a dua etsen. Böylece dağılmamış
oluruz" dediğimde, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yedi küçük
taş istedi ve onları elleri arasında ovalayarak:
"Kuyunun yanına
vardığınızda taşları tek tek kuyuya atın ve Yüce Allah'ın adını zikredin"
buyurdu. Biz de buyurduğu gibi yaptıktan sonra suyun çokluğundan dolayı bir
daha kuyunun dibini göremedik. --- İbn Sa'd, Tabakat (1/326, 327) ve Salihi,
es-Siretü'ş-şamiyye (6/532-534).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Abdurrahman
bin Ebi Akil'in, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gelmesi