DELAİLU

NÜBÜVVE

ARAP HEYETLERİNİN RESULULLAH'A (Sallallahu aleyhi ve Sellem) GELMESİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Cerir bin Abdillah el-Beceli'nin, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gelmesi, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hutbesinde Ashabına Cerir'in Sıfatlarını Bildirmesi, Onu Ahmes'ten Bazı Adamlarla Zul-Halasa'ya Gönderirken Ona Dua Etmesi ve Bu Yönde Zuhur Eden Şeylerin Peygamberlik Mucizesi Olması

 

Cerir bin Abdillah anlatıyor: Medine'ye yaklaştığımda devemi çöktürdüm ve heybemi çıkardım. Kaftanımı giyinip Mescid'e girdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe vermekte idi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana selam verince halk bakışlarını bana çevirmişti. Bunun üzerine yanında oturduğum kişiye: "Ey Allah'ın kulu! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim hakkımda bir şey buyurdu mu?" dediğimde: "Evet, senden çok güzel bir şekilde söz etti. Kendisi hutbe verirken: ‘‘Birazdan yanınıza şu kapıdan veya şu yönden Yemen'in en hayırlılarından biri gelecektir. Onun yüzünde krallık nişanesi vardır’‘ buyurdu" karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah'a, bana bahşettiği bu şeyden dolayı hamd ettim. --- Ahmed, Müsned (4/360-364).

 

Lafız Ebu Hazım'ın lafzıdır.

 

 

 

Cerir bin Abdillah der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gitmem için bana haber göndermişti. Yanına vardığımda: ''Ey Cerir! (Medine'ye) niçin geldin?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Senin elinde müslüman olmak için geldim" dediğimde, üzerime bir giysi attı ve ashabına doğru yönelerek: ''Bir kavmin önderi size geldiği zaman ona ikramda bulunun" buyurdu. Sonra da bana: ''Ey Cerir! Seni Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın elçisi olduğuma şahadet etmeye, Allah'a ve ahiret gününe iman etmeye, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna iman etmeye, farz olan namazı kılmaya, farz olan zekatı vermeye davet ediyorum" buyurdu. Ben de dediği gibi yaptım. Bu sebeple ondan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni ne zaman görse mutlaka tebessüm ederdi.

 

Cerir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Zu'l-Halasa'dan yana beni rahatlatmaz mısın?" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! At sırtında durabilecek biri değilim" dedim. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle göğsüme vurdu ve: ''Allahım! Ona sebat ver, hidayete eren ve hidayete vesile olan biri kıl" diye dua etti. Sonra Ahmes'ten yüz elli süvari ile yola çıktım. Gidip orayı yaktık. Oraya Yemenlilerin Kabe'si denilirdi ve orada birçok putları bulunmaktaydı.

 

 

 

Kays der ki: Ahmes'ten bir adam Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Seni hak olarak gönderene yemin olsun ki orayı uyuz bir deve gibi bıraktıktan sonra sana geldim" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ahmes kabilesinin atlarına ve adamlarına beş defa bereket duası etti.

 

Kays der ki: "Cerir müjdeci olarak Ebu Ertat'ı göndermişti." Lafız Halid bin Abdillah'ın lafzıdır.

 

Buhari Sahih'de Müsedded kanalıyla Halid'den ve Buhari ile Müslim başko bir kanalla İsmail'den rivayet etmişlerdir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Vail bin Hucr'un Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gelmesi