DELAİLU

NÜBÜVVE

TEBUK GAZVESİNE

DAİR BÖLÜMLER

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Halid bin el-Velid'i, Duma Valisi Ukeydir'e Göndermesi; Onu Sığır Avlarken Bulacağını Bildirmesinin Peygamberlik Mucizelerinden Olması

 

ibn ishak der ki: Yezid bin Ruman ile Abdullah bin Ebi Bekr bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Halid bin el-Velid'i Kinde'den, Ukeydir bin Abdilmelik'e gönderdi. Bu kişi Duma kralıydı ve hıristiyandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Halid'e: "Onu sığır avlarken bulacaksın'' dedi. Halid yola çıkıp Ukeydir'in kalesini görebileceği bir yere geldi. Ay ışığının olduğu bir gece Ukeydir hanımıyla beraber damdayken bir sığır gelip kalenin kapısına sürtünmeye başladı. Hanımı: "Daha önce bunun gibisini gördün mü?" diye sorunca, Ukeydir: "Vallahi hayır" cevabını verdi. Hanımı: "Bunun gibisini kim bırakır?" diye sorunca, Ukeydir: "Hiç kimse" deyip damdan inerek atının hazırlanmasını emretti. At eyerlenince Ukeydir atına binip, aralarında Hassan adındaki kardeşinin de olduğu ailesinden bir grupla ellerinde mızraklarla çıktı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süvarileri onları karşılayıp yakaladılar ve kardeşi Hassan'ı öldürdüler. Ukeydir'in üzerinde altınla işlenmiş ipek bir kaftan vardı. Halid bin el-Velid bu kaftanı onun üzerinden çıkarıp kendisi Medine'ye gelmeden önce Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdi.

 

Sonra Halid, Ukeydir'i Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun canını bağışlayıp cizye almak şartıyla barış anlaşması yaptı ve onu serbest bıraktı. O da köyüne geri döndü. Tayy kabilesinden kendisine Buceyr bin Bucre denilen bir adam, bu konuda şöyle dedi: "Ne mübarektir sığırları güden Allah'tır her hidayetçiyi hidayet eden Kim Tebuk'un sahibinden saparsa Biz cihad ile emr olunmuş kimseleriz."

 

Bir başkası bunu bizim rivayetimizde olmayan bir ziyade ile: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Allah senin ağzını asla kapatmasın’‘ buyurdu. Buceyr doksan yaşına geldiği halde ağzından hiçbir diş düşmemişti" şeklinde rivayet etmiştir.

 

 

 

Urve anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye dönüşü sırasında Halid bin el-Velid'i dört yüz yirmi süvari ile Dumetu'l-Cendel'deki Ukeydir'e gönderdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine vasiyetlerde bulunduktan sonra Halid: "Ey Allah'ın Resulü! Müslümanlardan bir grupla gitmişken ve Dumetu'l-Cendel'de Ukeydir gibi biri varken biz orasını nasıl ele geçirelim?" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'tan ümid edilir ki sen Ukeydirli ava çıkmış bulursun! Kendisini yakalayıp kalenin anahtarını ondan alırsın ve gider kalenin kapısını açıp orayı fethedersin" buyurdu.

 

Halid yola çıkıp Dumetu'l-Cendel yakınlarına kadar geldi ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ümid edilir ki sen onu ava çıkmış bulursun'' buyruğundan dolayı beklemeye başladı. Halid askerleriyle birlikte beklerken bir sığır gelip kalenin kapısına sürtünmeye başladı. Ukeydir ise kalesinde iki karısı arasında içkisini içerek şarkı mırıldanmakta idi. Kadınlarından biri dışarı baktığında, bir sığırın kale kapısına ve duvarına sürtünmekte olduğunu gördü. Bunun üzerine: "Böylesi etli bir sığırı şimdiye kadar hiç görmemiştim" dedi, Ukeydir:

 

"Neden ki?" deyince: "Şu sığır kapıya ve duvara sürtünmektedir" karşılığını verdi. Ukeydir bu durumu görünce kaleden inerek atını hazırlattı, hizmetçileri ve kendi ev halkından bazıları ile birlikte o sığırı avlamaya çıktı. Biraz gidince Halid ve askerleri ile karşılaştı. Halid, onları ele geçirip teslim aldı ve ellerini bağladı. Halid, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine söylemiş olduğu şeyi hatırladı ve Ukeydir'e: "Eğer seni himayem altına alırsam bana Du ma kapısını açar mısın?" dedi. O da: "Evet" karşılığını verdi.

 

Kalenin yanına geldiklerinde halk hareketlenip kapıyı açmak istediler. Ama kardeşi onlara karşı geldi. Ukeydir durumu görünce Halid'e: "Eyadam! Beni çöz, Allah'a and olsun kapıyı sana açacağım. Kardeşim benim senin elinde bağlı olduğumu bildiği sürece kapıyı açtırmayacaktır" dedi. Halid, Ukeydir'i serbest bırakınca kaleye girip kardeşini bağladı ve kapıyı Halid'e açtı. Sonra da: "Şimdi dilediğini yap" dedi. Halid ve askerleri içeri girdiler. Sonra Ukeydir: "Ey Halid! Sulh için istersen ben senin hükmüne razı olayım, istersen sen benim hükmüme razı ol!" deyince, Halid: "Biz senin vereceğin şeyi kabul ediyoruz" karşılığını verdi. O da ellerinde bulunan sekiz yüz esir, bin sığır, dört yüz zırh ve dört yüz mızrağı verdi.

 

Halid bin el-Velid, Ukeydir'i alıp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi. Eyle'nin lideri Yuhanna bin Rume de onunla beraber geldi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ukeydir'e gönderdiği gibi kendisine de asker göndereceğinden endişe etmişti. ikisi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzurunda bir araya geldiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlarla Dumetu'l-Cendel, Tebuk, Eyle ve Teyma üzerine bir hüküm verdi. Onlara bir de belge yazdı.

 

 

 

Bilal bin Yahya der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekri Muhacirlerin komutanı olarak Dumetu'l-Cendel'e gönderdi. Halid bin el-Velid'i de kendisiyle birlikte bedevilerin komutanı olarak gönderdi. Onlara: ''Yola çıkın. Dumetu 'l-Cendel de Ukeydirli vahşi hayvan avlanıyorken bulacaksınız. Onu yakalayın ve bana gönderin. Onu öldürmeyin, ailesini de kuşatın'' buyurdu. Yola çıktılar ve Ukeydir Duma'yı, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurduğu gibi buldular. Bunun üzerine onu yakaladılar ve Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdiler. Ailesini de kuşatma altına aldılar. Ebu Bekr onlara: "incil'de Muhammed'in zikredildiğini görüyor musunuz?" deyince:

 

"Onun zikredildiğini görmüyoruz" karşılığını verdiler. Ebu Bekr: "Hayır, canım elinde olana yemin olsun ki o incil'inizde silik de olsa yazılı olduğunu göreceksiniz, ama aslında silik değil. isterseniz bakın" dedi. Baktıklarında:

 

"Şeytanın kalemle bir şeyler çizdiğini görüyoruz, ancak ne olduğunu bilmiyoruz" dediler. Bunun üzerine Muhacirlerden bir kişi: "Ey Ebu Bekr! Bunlar kafir oldular mı?" diye sorunca, Ebu Bekr: "Evet, sizler de kafir olacaksınız" karşılığını verdi. Müseylime gününde bu adam Ebu Bekr'e: "Bize Dumetu'l-Cendel günü: "Sizler de kafir olacaksınız" demen işte buydu" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekr: "Hayır, ancak onlar sizden başkalarıdır" karşılığını verdi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tebuk'e Çıkmasının ve Geri Dönmesinin Sebebi