DELAİLU NÜBÜVVE |
MEKKE'NİN FETHİ |
Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Fetih Gününde Mekke'ye Girmesi, O Gün Kabe'yi Tavaf
Etmesi, Kabe'ye Girip Putları Devirmesi ve Daha Başka Şeyler
Hz. Aişe
der ki: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Fetih yılında Mekke'ye, Mekke'nin
en yüksek tepesinden girdi."
Hz. Aişe
bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Fetih yılında Mekke'ye, Mekke'nin
en yüksek yeri olan Keda'dan girdi."
Hişam der ki: "Babam Mekke'ye her iki yoldan da girerdi. Ama
Çoğunlukla Keda'dan girerdi."
Müslim, Sahih'de Ebu Kureyb'den
ve Buhari ise Mahmud
kanalıyla Ebu Usame'den rivayet etmiştir.
ibn Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Fetih yılında Mekke'ye girdiği zaman kadınların atların yüzlerini örtüleriyle
sildiklerini gördü ve Ebu Bekr'e
tebessüm ederek: "Ey Ebu Bekr!
Hassan ne demiştir." buyurdu. Ebu Bekr:
"Kaybedeyim kızımı
eğer göremezseniz Keda yollarında Atlarımızın
kaldırdığı tozu yolların her bir yanında Atlarımız hep dörtnala koşar dururlar
Kadınlar da başörtüleriyle üzerlerindeki tozları alırlar" beyitlerini
okudu.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman Hassan'ın
dediği yerden girin" buyurdu.
Enes bin Malik bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Mekke'ye başında miğfer olduğu
halde girdi. Miğferini başından çıkarınca kendisine: ''İbn
Hatal, Kabe'nin örtülerine
tutunmuş" denildi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Onu öldürün'' buyurdu. Lafız Ebu'l-Velid'in lafzıdır.
Ka'nebi'nin rivayeti ise şöyledir: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Fetih yılında Mekke'ye girdiği zaman başında miğfer vardı. Miğferini çıkarınca
bir adam geldi ve şöyle dedi: "ibn Hatal ...
"
Buhari, Sahih'de Ebul-Velid'den ve Müslim ise Ka'nebi'den
rivayet etmiştir.
Cabir bin Abdillah el-Ensari bildiriyor:
"Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Fetih yılında Mekke'ye ihramsız bir
şekilde başında siyah bir sarık varken girdi."
Müslim, Sahih'de Yahya bin Yahya ve Kuteybe
bin Said'den rivayet etmiştir.
Cabir bin Abdillah bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Fetih yılında Mekke'ye başında siyah bir sarık varken girdi."
Müslim, Sahih'de Ali bin Hakim'den rivayet
etmiştir.
Cabir bildiriyor:
"Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Fetih yılında Mekke'ye başında siyah bir sarık
varken girdi."
Amr bin Hureys der ki: "Ben hala
Resulullah'ı (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Fetih yılında başında siyah bir
sarık, sarığın iki tarafını omuzları arasına sarkıtmış olduğu halde görüyor
gibiyim."
Müslim, Sahih'de Ebu Usame kanalıyla
rivayet etmiştir.
Hz. Aişe
der ki: "Fetih yılında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bayrağı beyaz, sancağı da siyah idi ve yünlü bir kumaştan yapılmıştı. Bu
sancağa da Ukab denilmekte idi."
Aynı isnad
ile Abdullah bin Ebi Bekr
bin Hazm'ın şöyle dediğini nakletmiştir:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Zi Tuva'da konakladığı
ve Allah'ın kendisine fethi nasip ettiğini gördüğü zaman minnet ve şükranını
bildirircesine başını önüne eğiyordu. Hatta neredeyse sakallarının bineğin
sırtına değdiği söylenirdi."
Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Fetih gününde Mekke'ye girdiği zaman (Allah'a
karşı) huşu'dan sakalı bineğinin sırtına değecek kadar eğilmişti."
Ebu Mes'ud bildiriyor: Fetih gününde
bir adam Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile konuşunca çok korkmuştu. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
adama: "Sakin ol! Ben de (şu çölde) kuru et yiyen Kureyşli
bir kadının oğluyum" buyurdu.
ibn Said bunu bu şekilde mevsul olarak rivayet etmiştir. Yine Muhammed bin Süleyman
bin Faris ve Ahmed bin
Yahya bin Züheyr bunu ismail
bin Ebi'l-Haris kanalıyla mevsul
olarak rivayet etmişlerdir.
Kays der ki: Bir adam gelip Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ile konuşmak isteyince çok
korkmuştu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) adama: ''Sakin ol! Ben bir kral
değilim. Ben de (şu çölde) kuru et yiyen Kureyşli bir
kadının oğluyum'' buyurdu.
Bu mürsel
bir rivayettir ve mahfuz olanı budur.
Abdullah bin Muğaffel der ki: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Mekke'nin fethedildiği yıl yolculuğu sırasında bineği üzerinde Fetih Suresi'ni
sesini dalgalandırarak okudu. Ravi Muaviye bin Kurre der ki:
"insanların etrafıma toplanması düşüncesi olmasaydı, (Abdullah bin Muğaffel'in Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
okuyuşunu anlatırken) sesini dalgalandırarak yükselttiği gibi ben de sesimi
dalgalandırıp yükseltirdim."
Abdullah bin Muğaffel der ki: "Mekke'nin Fetih gününde Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) devesi üzerinde Fetih Suresi'ni (veya
Fetih Suresi'nden) sesini dalgalandırarak okuduğu nu gördüm."
Ravi der ki: Sonra Muaviye, Abdullah
bin Muğaffel'in Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
okuyuşunu anlatırken sesini dalgalandırarak nasıl okuduğunu anlatarak:
"insanların etrafıma toplanması endişesi olmasaydı, Abdullah bin Muğaffel'in Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
okuyuşunu anlatırken sesini dalgalandırarak yükselttiği gibi ben de sesimi
dalgalandırıp yükseltirdim" dedi.
Buhari, Sahih'de Ahmed
bin Ebi Surayh kanalıyla Şebabe'den rivayet etmiştir. Yine Buhari,
Sahih'de başka kanallarla Şu'be
bin el-Haccac'dan aktarmıştır.
Abdullah bin Rebah bildiriyor: Ebu Hureyre, Mekke'nin fethini anlatırken şöyle dedi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hacer-i Esved'e yönelip onu istilam etti. Sonra da Kabe'yi tavaf etti ve tavaf esnasında Beyt'in
yanında müşriklerin ibadet etmekte oldukları bir putun yanına geldi. Elinde bir
yay vardı. Yayın ucuyla putun gözünü dürterek: ‘‘Hak geldi batıl yıkılıp gitti.
Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur’‘ demeye başladı.
Böyle dedikten sonra Safa tepesine Kabe'yi görecek
kadar yükseğe çıktı. Sonra ellerini kaldırdı ve Allah'a dilediği şekilde hamd edip dua etmeye başladı."
Müslim, Şeyban bin Ferruh'tan rivayet etmiştir.
Abdullah bin Mes'ud der ki: Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Fetih yılı Mekke'ye girdiği zaman Kabe'nin etrafında üç yüz altmış put bulunmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hak geldi. Artık batıl yeni bir şeyortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez. Hak geldi,
batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur"[İsra 81] diyerek elindeki sopayla onları dürtüp devirmeye
başladı.
Buhari, Sadaka bin el-Fadl kanalıyla Süfyan' dan ve Müslim ise Ebu Bekr bin Ebi
Şeybe ve başkası kanalıyla Süfyan'dan
rivayet etmiştir.
Abdullah bin Abbas der
ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Fetih günü Mekke'ye girdiğinde Kabe'de üç yüz altmış put vardı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
elinde bir sopayla gelip her puta vurmaya ve putlar yüz üstü düşmeye başladı.
Bu şekilde bütün putları devirdi.
ibn Ömer bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Mekke'ye girdiği zaman orada üç
yüz altmış put bulunduğunu gördü. Asası ile puta işaret ederek:
"Hak geldi, batıl
yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur''[İsra 81] demeye başladı ve işaret ettiği her put asa
kendisine değmeden devriliyordu.
Bu isnad
zayıf olsa bile bir önceki hadis bunu kuvvetli kılmaktadır.
ibn Abbas bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve SellemL Mekke'ye geldiği zaman içinde
putlar bulunan Kabe'ye girmek istemedi. Emri üzerine
putlar çıkarıldı. Ellerinde fal okları bulunan Hz. ibrahim
ile ismail'in resimleri çıkarılınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah onları kahretsin. Vallahi onlar İbrahim ve
İsmail'in asla fal açmadıklarını bilmektedir'' buyurdu.
ibn Abbas bildiriyor: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Kabe'ye girip köşelerinde tekbir getirdikten sonra
geri çıktı."
Buhari, Sahih'de ishak kanalıyla Abdussamed'den rivayet etmiştir. Buhari
der ki: Ma'mer bunu Eyyub'dan
rivayet ederek ona mutabaat etmiştir.
ibn Abbas bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Kabe'deki
resimleri görünce içeri girmedi ve emri üzerine resimler silindi. Ellerinde fal
okları bulunan Hz. ibrahim ile ismail'in
resimlerini görünce de: ''Allah onları kahretsin. Vallahi onlar İbrahim ve
İsmail asla fal açmadılar'' buyurdu.
Cabir bin Abdillah bildiriyor: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
Fetih zamanı Batha'da iken Ömer bin el-Hattab'a Kabe'ye gitmesini ve bulunan
bütün resimleri silmesini emretti. Bütün resimler silininceye kadar da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kabe'ye girmedi.''
Nafi'nin, Abdullah bin Ömer'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Fetih günü Mekke'nin yukarı kısmından, devesinin
üzerinde olarak geldi. Terkisinde de Usame bin Zeyd
vardı. Beraberinde Bilal ve Kabe'nin perdedarı olan
Osman bin Talha da vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'de devesini çöktürdü. Osman'a Kabe'nin
anahtarını getirmesini söyledi. (Osman anahtarı getirince) Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kapıyı açıp içeri girdi. Onunla birlikte Usame, Bilal ve Osman da girdiler.
Gündüz boyu içeride kaldı ve sonra çıktı. Halk içeri girmekte yarış etti.
Abdullah bin Ömer içeri giren ilk kişi idi. içeri girdiğinde Bilal'i kapının arkasında duruyor gördü. Ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nerede namaz kıldı?" diye sorunca, Bilal
eliyle işaret ederek Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
namaz kıldığı yeri gösterdi.
Abdullah bin Ömer der
ki: "Ancak ona kaç rekat kıldığını sormayı
unuttum."
Buhari, Sahih'de: "Leys'in bildirdiğine göre" şeklinde muallak
olarak rivayet etmiştir.
Safiyye binti Şeybe
der ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Fetih yılında bineği üzerinde
tavaf etti. Elindeki ucu eğri bir ağaçla Hacer-i Esved'i istilam ediyordu. Sonra Kabe'ye
girdi ve orada iki ağaç parçasından yapılmış bir güvercin buldu. Onu kırdıktan
sonra Kabe'nin kapısı önünde durdu. Ben de kendisine
bakıyordum ki onu attı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: