DELAİLU NÜBÜVVE |
HUDEYBİYE UMRESİ |
Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Birkaç Defa Parmaklarının Arasından Su Çıkarıp
Duasıyla Kuyu Suyunun Çoğalması ve Bunlardan Her Birinin Peygamberliğinin Açık
Delillerinden Olması
Enes bin Malik der ki:
"ikindi namazı vakti geldiğinde insanlar abdest için su aradılar, ancak
bulamadılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için abdest suyu
getirilince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabın içine elini soktu
ve insanların bu kaptan abdest almalarını söyledi. Kabın içinde suyun
parmaklarının arasından çıktığını gördüm. Bu kabın suyuyla orada bulunan
insanların hepsi de abdest aldı."
Buhari, Sahih'de
Ka'nebi'den ve Müslim ise Ma'n ve ibn Vehb kanalıyla Malik'ten rivayet
etmiştir.
Enes bildiriyor:
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) su isteyince yayvan bir kap içinde su
getirdiler. (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini kabın içine
soktuktan sonra) insanlar bu kaptan abdest almaya başladı. Abdest alanların
sayısı tahminen yetmiş ile seksen kişi arasındaydı. Kabın içine baktığımda
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) parmaklarının arasından suyun
çıktığını gördüm."
Lafız Ebu'r-Rebi'nin
lafzıdır.
Müsedded'in rivayetinde
ise Enes'ten naklen şöyle geçer: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
kap su isteyince yayvan bir kap içinde su getirdiler. Kabın içinde de az bir su
vardı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirilen suyun içine parmaklarını
soktu. Soktuktan sonra parmaklarının arasından suyun çıktığını gördüm. Abdest
alanların sayısı tahminen altmış ile seksen kişi arasındaydı.
Buhari, Sahih'de
Müsedded'den ve Müslim ise Rabi'den rivayet etmiştir.
Enes bin Malik der ki:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kuba'ya çıktığı zaman oradakilerden
birinden küçük bir kapta su getirildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
elini kaba sokmak istedi, ancak kaba sığmadı. Bunun üzerine sadece dört
parmağını kabın içine soktu. Baş parmağı da dışarıda kaldı. Sonra oradakilere:
"Gelin de için!" buyurdu. Ben suyun parmaklarının arasından
fışkırdığını gördüm. Orada bulunanların hepsi de gelip su içene kadar
parmaklarının arasından su çıkıp durdu.
Humeyd bildiriyor: Enes:
"Namaz vakti geldiğinde evi yakın olanlar abdest için evlerine gitti.
Ancak geride bir grup daha kaldı. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
taş yapımı bir kap getirdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini
kabın içine soktu, ancak küçüklüğünden dolayı elini kabın içinde açamadı.
Geride kalan insanların hepsi de içindeki o suyla abdest aldılar" dedi.
Enes'e: "Kaç kişiydiniz?" diye sorduğumuzda: "Seksen kişiden
fazlaydık" dedi.
Buhari, Sahih'de
Abdullah bin Münir kanalıyla Abdullah bin Bekr bin es-Sehm'i'den rivayet
etmiştir.
Enes bin Malik der ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte çıktığı bir
yolculukta yol alırken namaz vakti geldi. Abdest için su bulamadıklarından
dolayı adamın biri içinde çok az su bulunan bir kap getirdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) abdest almak için o kabı aldı. Dört parmağını
kabın içine soktu ve yanındakilere: ‘‘Gelip abdest alın!’‘ buyurdu. Orada
bulunan herkes bolca su kullanarak güzelce abdestini aldı."
Enes'e: "Orada kaç
kişi vardı?" diye sorulunca: "Yetmiş kişi kadar vardı" dedi.
Buhari, Sahih'de
Abdurrahman bin el-Mübarek'ten rivayet etmiştir.1 Enes'ten gelen bu
rivayetlerin tümü göründüğü kadarıyla aynı olayı anlatmaktadır. Bu olay da
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kuba'ya çıktığı zaman gerçekleşmiştir.
Katade'nin Enes'ten olan rivayetindeki olay ise Allah doğrusunu bilir başka bir
yerde geçmiştir.
Katade bildiriyor: Enes:
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zevra'dayken içinde su olan bir kap
istedi. Getirilen kabın içine elini sokunca parmakları arasından ve parmak
uçlarından su fışkırmaya başladı. Bu şekilde oradakilerin hepsi bu sudan abdest
aldı" dedi. Enes'e: "Orada kaç kişiydiniz?" diye sorduğumuzda,
Enes: "Üç yüz kişiydik veya üç yüz kadardık" dedi.
Lafız Ebu Musa'nın
lafzıdır. Müslim, Sahih'de Ebu Musa'dan ve Buhari ise ibn Ebi Adiy kanalıyla
Said'den rivayet etmiştir.
Aynısını Hişam
ed-Destuvai, Katade'den şöyle nakleder: Enes bin Malik: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte Zevra'daydı. Zevra da
Medine'de Mescid ile çarşının yanında bir yerdir. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) bir kap içinde su istedi. Getirilen kabın içine elini sokunca
parmaklarının arasından su çıkmaya başladı. Bu şekilde ashabıyla birlikte
abdest aldı" dedi. Enes'e: "Ey Ebu Hamza! Kaç kişiydiler?" diye
sorduğumda: "Yaklaşık üç yüz kişiydiler" dedi.
Müslim, Sahih'de Ebu
Gassan el-Mismai kanalıyla Muaz'dan rivayet etmiştir.
Ziyad bin Nuaym
el-Hadramı der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından Ziyad
bin el-Haris es-Sudal'nin şöyle dediğini işittim: "Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldim ve biat ederek Müslüman oldum ...
" Ravi sonrasında hadisin devamını Ziyad'dan naklen zikredip şöyle devam
eder:
"Gece başında
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yola çıktı. Ashabıyla birlikte biz de
yanında gittik. Ancak ben güçlü biri olduğum için yanında yürüdüm, diğerleri
ise teker teker geride kalmaya başladı. Sonunda Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanında tek başıma kaldım. Sabah namazının ezan vakti gelince
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ezan okumamı söyledi. Ezanı okuduktan
sonra: ‘‘Ey Allah'ın Resulü! Kamet getireyim mi?’‘ dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) doğu tarafındaki şafağa doğru baktı ve:
‘‘Hayır!’‘ karşılığını verdi. Şafak sökünce de mola verdi. Biraz uzaklaşıp
def-i hacet yaptı. Tekrar yanıma geldiğinde ashabından geride kalanlar da
yetişip toplanmaya başlamışlardı.
Bana: ‘‘Ey Sudah!
Yanında su var mı?’‘ diye sorunca: ‘‘Çok az var ve sana yetmez’‘ dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘O suyu bir kaba döküp bana getir’‘
buyurdu. Bir kaba döküp getirdiğimde elini kabın içine soktu. Parmaklarının
arasından gözden çıkar gibi suyun fışkırdığını gördüm. Sonra bana: ‘‘Rabbimden
utanmasam bu sudan içer, başkalarına da içirirdim’‘ buyurdu. Sonra: ‘‘Ashabıma
seslen de su ihtiyacı olan gelip alsın’‘ buyurdu. Seslendiğimde herkes ihtiyacı
kadarını aldı. Sonrasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz için
kalktı. Bilal ezanı okumak istedi, ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
‘‘Ezanı Sudah okudu! Ezanı okuyan da kameti getirir’‘ buyurdu."
Ravi sonrasında hadisin
devamını Ziyad'dan naklen zikredip şöyle devam eder:
"Ey Allah'ın
Resulü! Bir kuyumuz var. Kışın suyu hepimizin ihtiyacını karşıladığı için
yanında toplanıyoruz. Ancak yazın kuruyup suyu azalıyor ve çevredeki kuyulara
dağılmak zorunda kalıyoruz. Müslüman olduğumuz için de çevremizdeki herkes bize
düşmandır. Bu kuyumuz için Allah'a dua et ki suyu bize yetsin, başka yerlere
dağılmadan birlikte bu kuyunun etrafında bir araya gelelim" dediğimizde
yedi çakıl taşı getirmemizi söyledi. Getirilenleri avucunda sıkıp üzerlerine
dua etti. Sonra: "Bu taşları yanınızda götürün. Kuyuya gittiğinizde
Allah'ın da adını anarak teker teker kuyuya atın'' buyurdu. Dediği gibi yaptıktan
sonra bir daha o kuyunun dibini göremedik. --- Tirmizi, salat (199), Ebu Davud,
salat (514), İbn Mace 3 (717), Ahmed, Müsned (4/169) ve Beyhaki, Sünen (1/381,
399).
ibn Abbas der ki: Bir
gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güne başladığında askerlerden
hiçbirinde su kalmamıştı. Adamın biri: "Ey Allah'ın Resulü! Askerlerden
hiçbirinde su kalmadı" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Senin yanında
biraz var mı?'' diye sordu. Adam: "Evet, var" dedi ve içinde az
miktarda su bulunan kabı getirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
parmaklarını açarak kabın ağzına koydu. Parmaklarının arasından gözden çıkar
gibi su fışkırmaya başladı. Daha sonra Bilal'a "Bereketli suya gelinil
şeklinde çağrı yapmasını söyledi. ---
Ahmed, Müsned (1/251) Bakın: İbn Kesir, Tarih (6/97).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: