DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Minber Edinmesi; Minber Yerine Konulduğu Zaman Peygamberliğin Alameti Olarak Cereyan Eden Olay ve Bunun Mescidin İnşasından Bir Müddet Sonra Olması

 

Ebu Hazım bin Dinar bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberi konusunda tartışan birkaç kişi Sehl bin Sa'd'ın yanına gelip minberin hangi ağaçtan yapıldığını sordu. Sehl şöyle dedi: "Vallahi hangi ağaçtan yapıldığını, hangi gün yerine konulduğunu ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ilk defa hangi gün üzerinde oturduğunu biliyorum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) filan kadına -Sehl burada kadının adını da zikretmiştir-: ‘‘Kölene söyle de insanlara konuşma yaparken üzerinde oturacağım ayaklı bir şey yapsın’‘ şeklinde haber gönderdi. Kadın kölesine böyle bir şey yapmasını söyleyince köle ılgın ağacından bir minber yaptı. Köle minberi bitirip getirince kadın Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber gönderdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine de minber şu an gördüğünüz yere konuldu. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberin üzerinde namaz kıldığını gördüm. Minberin üzerinde tekbir getirdi. Sonra yine üzerindeyken rüku'ya gitti. Rükudan kalkınca gerisin geriye inip minberin dibinde secde etti. Sonra dua etti. Bitirince de cemaate dönüp: ‘‘Ey insanlar! Bana uymanız ve nasıl namaz kıldığımı görmeniz için böyle yaptım’‘ buyurdu."

 

Lafız Ebu Yakub'un lafzıdır. Abdulaziz'in rivayetinde: "Bunun üzerine köle şu üç basamaklı minberi yaptı" şeklinde geçmektedir.

 

Müslim ve Buhari, Sahih'de Kuteybe bin Said'den ve ayrıca Müslim, Yahya bin Yahya kanalıyla Abdulaziz'den rivayet etmiştir. --- Müslim, mesacid 10 (44, 45).

 

 

 

Ebu Hazım der ki: Sehl bin Sa'd'a: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberi hangi ağaçtan yapıldı?" diye sorulunca şöyle dedi: "Hayatta bunu benden daha iyi bilen biri kalmadı. Minber ılgln ağacından yapıldı. Minberi de filan kadının azatlısı falan kişi yaptı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu minberin üzerine ilk çıkışını da gördüm. Minberin üzerinde kıbleye dönüp tekbir getirdi. Kıraat yaptıktan sonra rüku etti. Rükudan kalkınca gerisin geriye minberden inip secde etti. Sonra bir daha minbere çıkıp kıraat yaptı. Sonra rüku etti. Rükudan kalkınca yine gerisin geriye minberden inip secde etti."

 

Buhari ve Müslim, Sahih'de Süfyan bin Uyeyne kanalıyla rivayet etmişlerdir. --- Müslim, salat (63).

 

 

 

Ebu Salih ile Kureyb, Cabir kanalıyla mana olarak bir önceki hadisin aynısını rivayet etmişlerdir. Ancak rivayetinde: "Kendisine: ‘‘Sana üzerinde duracağın kürsü gibi bir şey yapsak’‘ dediler" diyerek söz konusu hadisi zikretmiş ve: "Kütük, doğum yapan devenin inlemesi gibi inliyordu" demiştir.

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: "Minber yapılmadan önce Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hurma kütüğüne çıkar ve hutbe verirdi. Daha sonraları minber yapılınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbelerini minber üzerinde vermeye başladı. Bundan dolayı daha önce üzerinde hutbe verdiği kütüğün inlediğini duyduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gelip elini üzerine koyunca kütük sustu."

 

Başka bir kanalla aynısı Cabir bin Abdillah'tan: "Doğum yapması yaklaşmış deve gibi inlediğini duyduk" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

 

 

ibn Ömer bildiriyor: ''(Minber yapılmadan önce) Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kütüğün üzerine çıkar ve hutbe verirdi. Daha sonraları minber yapılınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbelerini minber üzerinde vermeye başladı. Bundan dolayı daha önce üzerinde hutbe verdiği kütük inleyince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gelip onu meshetti."

 

Lafız Yahya bin Ebi Kesir'in lafzıdır.

 

 

 

ibn Reca'nın rivayeti: ''Minber yapılınca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce üzerinde hutbe verdiği kütük inlemeye başladı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gelip onu meshedince kütük sustu" şeklindedir.

Buhari, Sahih'de Ebu Musa kanalıyla Yahya bin Ebi Kesir'den rivayet etmiştir.

 

--- Buhari, menakib (25)

 

 

 

ibn Ömer der ki: "(Minber yapılmadan önce) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir hurma kütüğüne çıkar ve hutbe verirdi. Daha sonraları minber yapılınca Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce üzerinde hutbe verdiği kütük inlemeye başladı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gelip ona sarılınca kütük sustu."

 

 

 

ibn Ömer bildiriyor: "(Minber yapılmadan önce) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cuma günü bir hurma kütüğüne çıkar ve hutbe verirdi. Daha sonraları minber yapılınca hutbeyi minberde vermeye başladı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce üzerinde hutbe verdiği kütük inlemeye başlayınca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kütüğün yanına gelip onu sıvazladı."

 

 

 

ibn Abbas bildiriyor: "Minber yapılmadan önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kütük üzerine çıkar ve hutbe verirdi. Ancak minber edinince ve hutbeyi minberde vermeye başlayınca bu kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip ona sarılınca kütük sustu. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer ona sarılmasaydım kıyamet gününe kadar inlerdi" buyurdu.

 

 

 

Enes bin Malik anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cuma günü ayağa kalkar, Mescid'e dikilmiş bir kütüğe sırtını dayar ve cemaate hutbe verirdi. Sonra ona bir Bizans asıllı geldi ve: "Sana, ayaktaymışsın gibi üzerinde oturacağın bir şey yapayım mı?" dedi ve ona, iki basamağı olan ve üçüncüsünün üzerine oturacağı bir minber yaptı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu minberin üzerine oturunca, o kütük öküzün böğürmesi gibi böğürdü. Öyle ki Mescid sallandI. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip yanına giderek ona sarılınca kütük sustu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Canım elinde olana yemin olsun ki, şayet ben ona sarılmamış olsaydım o, ResUlullah'a olan üzüntüsünden dolayı kıyamet gününe kadar böğürmeye devam edecekti" buyurdu. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine kütük gömüldü .

 

 

 

Enes bin Malik bildiriyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cuma günü Mescid'e dikilmiş bir kütüğe sırtını dayar ve hutbe verirdi. Ancak cemaat çoğalınca: "Bana bir minber yapın" buyurdu. Bunun üzerine kendisi için iki basamaklı bir minber yapıldı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbeyi minberde vermeye başlayınca kütük doğum yapan deve gibi inlemeye başladı. Ben Mescid'deydim ve onun inlemesini işitmekteydim. Vallahi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip yanına giderek ona sarılıncaya kadar inledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona sarılınca da sustu."

 

Bu hadisi rivayet eden Hasan (Basrı) ağlayarak: "Ey Müslümanlar topluluğu! Kütük bile Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) olan iştiyakından dolayı inliyor. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kavuşmayı arzu eden kimselerin onu daha çok özlemesi gerekmez mi?" dedi.

 

 

 

Abbas bin Sehl bin Sald, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cuma günü Mescid'e dikilmiş iki basamaklı bir kütüğe sırtını dayar ve hutbe verirdi. -Bildiğim kadarıyla bu kütük büyük bir sedir ağacında idi- Ashabı kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Cemaat çoğaldı, hutbe vereceğin zaman üzerine çıktığında herkesin seni görebileceği bir şeyedinsen" dedi.

 

Sehl der ki: O zaman Medine'de sadece bir marangoz vardı. Ben ve o marangoz Gabe'ye gidip kendisinden bu minberi yaptığımız ılgın ağacını kestik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbeyi minberde vermeye başlayınca daha önce üzerinde hutbe verdiği kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu kütüğün inlemesine şaşırmıyor musunuz?" buyurdu. insanlar kütüğe bakıp inlemesinden dolayı duygulandılar ve hatta ağlamaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip yanına giderek elini üzerine koyunca kütük sustu. Sonra Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine kütük minberin altına gömüldü veya tavana bir yere konuldu.

 

 

 

Cabir bin Abdillah bildiriyor: Ensar'dan bir kadın: "Ey Allah'ın Resulü!

Senin için bir minber yaptırayım mı? Çünkü benim marangoz olan bir kölem vardır" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer istersen (yaptır)" buyurdu. Bunun üzerine o kadın minberi yaptırdı. Cuma günü gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi için yapılan minbere oturdu. Daha önce üzerinde hutbe verdiği hurma kütüğü feryat etmeye başladı ki neredeyse yarılacaktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip ona sarılınca ağlaması kesilen çocuk gibi inlemeye başladı. Bu kütük de yanında yapılan zikirden mahrum kaldığı için ağlıyordu.

 

Buhari, Sahih'de Hallad bin Yahya kanalıyla rivayet etmiştir. --- Buhari, salat (64).

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verdiği zaman kütüğe yaslanırdı. Minber yapılınca da artık ona çıkmaya başladı. Bundan dolayı kütük doğum yapması yaklaşmış deve gibi inleyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip elini üzerine koydu ve kütük sustu."--- Buhari, cuma (918).

 

Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir.

 

Buhari, Sahih'de ibn Ebi Meryem kanalıyla ve Süleyman bin Bilal kanalıyla da Yahya bin Said'den rivayet etmiştir. Ayrıca biz de bunu es-Sünen el-Kübra'da Cuma bölümünde rivayet ettik. Bu hadisin Cabir bin Abdillah kanalıyla başka tarikleri de vardır. --- Buhari, cuma 26 (918). -  Beyhaki, es-Sünen el-Kübra (3/195).

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: "(Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Mescid'in tavanı hurma kütükleri üzerine kurulmuştu.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe vereceği zaman bu kütüklerden birine yaslanırdı. Daha sonraları minber yapılınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbelerini minber üzerinde vermeye başladı. Bundan dolayı daha önce yaslandığı o kütük devenin inlemesi gibi inledi. Oradakiler de kütüğün inlemesini işitmişti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberden inip ona sarıldı ve kütük sustu."

 

--- Nesai, cuma (3/102).

 

 

 

Cabir bin Abdillah der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe vereceği zaman sırtını bir kütüğe yaslardı. Daha sonraları minber yapılınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbelerini minber üzerinde vermeye başladı. Bundan dolayı daha önce yaslandığı o kütük doğum yapan devenin inlemesi gibi inledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip elini üzerine koyunca da sustu."

 

 

 

Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kütüğe yaslanarak ve hutbe verirdi. Daha sonraları minber yapılınca Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbelerini minber üzerinde vermeye başladı. Bundan dolayı daha önce kendisine yaslanarak hutbe verdiği kütük doğum yapan devenin inlemesi gibi inledi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip onu sarılınca da sustu."

 

 

 

Cabir der ki: "Mescid'de bir kütük vardı ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona yaslanarak hutbe verirdi. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana taht gibi bir şey yapsak ve hutbeyi onun üzerinde versen" dedik. Öyle yaptığımızda da daha önce kendisine yaslanarak hutbe verdiği kütük devenin inlemesi gibi inledi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip ona sarılınca ve elini üzerine koyunca sustu ."

 

 

 

Ümmü Seleme der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verdiği zaman kendisine yaslandığı bir kütük vardı. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kürsü veya minber yapılınca Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun üzerinde hutbe vermeye başladı. Bunun üzerine kütük öküzün böğürmesi gibi böğürmeye başladı. Hatta Mescid'dekiler kütüğün böğürmesini işitmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip ona sarılınca da sustu,"

 

Kütüğün inlemesi hakkında zikrettiğimiz bu rivayetlerin hepsi sahihtir. Kütüğün inlemesi açıkça gerçekleşmiş bir olaydır. Sonrakiler bunu öncekilerden işitip nakletmiştir. Hadis rivayet etmekte de sorumluluklar vardır.

 

 

 

Bizi İslam dinine ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine hidayet eden Alah'a hamd olsun. Bizim sığınağımız ve korunağımız Allah'tır.

 

 

 

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evim ve minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim de Havz'ımın üzerindedir" buyurmuştur.

 

Buhari, Sahih'de Müsedded'den ve Müslim de Ebu Hayseme ve Züheyr bin Harb kanalıyla Yahya el-Kattan'dan rivayet etmiştir. --- Buhari, salat (5) ve Müslim, hac 92 (502).

 

 

 

Ümmü Seleme'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Minberimin direkleri Cennette dikilmiştir" buyurmuştur. --- Nesai, mesacid (2/35, 36).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ashabın Medine'ye Geldiğinde Veba Salgınına Yakalanması; Allah'ın, Peygamber'ini Bu Salgından Koruması; Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ashabının İyileşmesi ve Veba Salgınının Cu'fe Denilen Yere Nakledilmesi İçin Dua Etmesi; Medine'yi Haram Bölge Kılması ve Medine Halkına Bereket ile Dua Etmesi