DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'ın (s.a.v.) Mescid'inin Medine'de İnşa Edilmesi; Mescid'in İnşa Edilmesi Hususunda Talk bin Ali el-Yemami'den Gelen Rivayet ve Onun Kavmi İle Birlikte Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ağzını Çalkaladığı Suyu Alıp Memleketine Dönmesi

 

ibn Şihab der ki: Mescid-i Nebevi'nin yeri o zamanlarda Es'ad bin Zurare'nin himayesinde bulunan ve iki yetim olan Süheyl ve Sehl'e ait bir hurma harmanıydı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye gelmeden önce bazı Müslümanlar o harmanda namaz kılıyordu. Bu iki çocuk bu yeri (mescid için) Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) verdi.

 

Denildiğine göre Es'ad bin Zürare bu harmana karşılık onlara Bayada oğullarının yanında olan bir hurmalığını vermek istemiş ve bunlar: "Hayır, biz burayı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) veriyoruz" demişlerdir. Yine denildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orayı kendilerinden satın almıştır.

 

Sonra orada mescidi inşa etti. Mescid'in inşasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabıyla birlikte kerpiç taşımaktaydı. Taşırken de: "Bu taşıdığımız, Hayber'in (hurma) yükü değildir Rabbim! Bu daha hayırlı ve daha temizdir" diye dua ediyordu. Yine:

 

"Allahım! En güzel hayırdır hayrı ahiret Sen, Ensar ve Muhacirleri bağışla affet" diye dua ediyordu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hadiste adı zikredilmeyen Müslümanlardan birine ait bir şiiri okudu. Hadislerde bu beyit dışında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başka bir şiiri tam olarak okuduğu bana ulaşmadı.

 

Buhari, Sahih'de "Ukayl - Zühri - Urve" kanalıyla hicret hadisi içinde rivayet etmiştir. --- Buhari, menakibu'l-ensar (45).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldiği zaman, Medine'nin yüksek tarafında Amr bin Avf oğulları mahallesinde konakladı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların yanında on dört gece kaldı. Sonra Neccar oğullarına gelmeleri için haber gönderdi. Neccar oğulları kılıçlarını kuşanarak geldiler. Devesinin üzerinde Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem), terkisinde Ebu Bekr'i ve etrafında Neccar oğullarının ileri gelenlerini halen görür gibiyim. Sonunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Eyyub'un (evinin) yanında konakladı.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz vakti kendisine nerede yetişirse orada namazını kılardı. Hatta koyun ağıllarında da namaz kıldığı olurdu. Sonra, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescidin inşa edilmesini emretti ve Neccar oğullarına haber gönderdi. Geldiklerinde: "Ey Neccar oğulları! Şu bahçenizin bedelini bana bildirin'' buyurdu. Onlar da: "Hayır, Vallahi biz onun ecrini ancak Allah'tan isteriz" dediler.

 

Bu bahçede müşriklerin mezarları, harabe yerler ve bir kısmında da hurma ağaçları vardı. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) emri üzerine müşriklerin meza rları açılıp başka yere nakledildi, harabelik yerleri düzeltildi ve hurma ağaçları kesildi. Mescid'in kıble tarafına hurma ağaçlarını dizdiler. Kapının iki tarafını da taşlarla ördüler. Ashab şiirler okuyarak taş taşımaya başladı. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlarla birlikte idi. Onlar:

"Allahım! En güzel hayırdır hayrı ahiret Sen, Ensar'a ve Muhacirlere yardım et" diyorlardı.

 

Buhari Sahih'de Müsedded'den ve Müslim ise Yahya bin Yahya kanalıyla rivayet etmiştir. --- Buhari, menakibu'l-ensar 46 (3932).

 

 

 

Enes bin Malik der ki: Mescid'in yeri Neccar oğullarının bir bahçesi idi. içinde ekilebilecek boş yer, hurma ağaçları ve müşriklerin mezarları bulunmaktaydı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu bahçenizin bedelini bana bildirin'' buyurunca: "Biz burayı satmayız (ancak Allah için veririz)" dediler. Sonra hurma ağaçları kesildi, bahçe düzeltildi ve müşriklerin mezarları başka bir yere taşındı. Sonrasında ravi söz konusu hadisi zikretti. Ancak ravi rivayetinde: "Yardım et" ifadesi yerine: "Bağışla" ifadesini kullanmıştır.

 

Musa der ki: Abdulvaris bize bunun aynısını rivayet eder ve rivayetinde: "içinde harabe yerler vardı" derdi. Abdulvaris'in bildirdiğine göre Hammad bunu bu şekilde değiştirmiştir.

 

 

 

Abdullah bin Ömer bildiriyor: "Mescid, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında kerpiç ile inşa edilmişti. çatısı hurma dallarından, direkleri de hurma gövdelerinden oluşmakta idi. Ebu Bekr ona hiçbir eklemede bulunmamıştır. Ömer onu genişleterek Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında olduğu gibi duvarlarını kerpiçten inşa edip tavanını hurma dallarıyla kapattı ve direklerini yine ağaç olarak koydu. Sonra Osman onu değiştirdi ve daha da genişletti. Duvarlarını nakışlı taşlarla ve kireçle inşa etti. Direklerini de nakışlı taşlardan dikti ve tavanını da sac (Tik) ağacıyla kapattı."

 

Buhari, Sahih'de Ali bin el-Medini kanalıyla Yakub'dan rivayet etmiştir. --- Buhari, salat (62).

 

 

 

ibn Ömer der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında Mescid'in direkleri hurma gövdelerinden idi. Üst tarafı da hurma yaprakları ile kapatılmıştı. Ebu Bekr'in hilafeti zamanında direkler çürüyünce onları yine hurma gövdelerinden dikti ve Mescid'in üstünü hurma yaprakları ile kapattı. Direkler Osman'ın hilafeti zamanında da çürüyünce onları taşlarla inşa etti. O direkler bu zamana kadar olduğu gibi durmaktadır."

 

Ebu Abdillah rivayetinde: "....." ifadesi yerine: "....." ifadesini ve: ".....'' ifadesi yerine: ''......'' ifadesini kullanmıştır. isnadında da: "Atiyye'nin bildirdiğine göre ibn Ömer şöyle demiştir" lafzını kullanmıştır.

 

 

 

ismail bin Müslim bildiriyor: Hasan(-ı Basri): "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mescid'i inşa ederken ashabı da kendisine yardımcı olmuştu. O, onlarla birlikte kerpiç taşıyordu. Öyle ki (kerpiç taşırken) göğsü tozlanıyordu. Ashabına da: ‘‘Musa'nın binasının tavanı gibi bir tavan yapın’‘ buyurmuştu" dedi. Kendisine: "Musa'nın tavanı nasıldı?" dediğimde: "Ellerini kaldırdığında tavana değiyordu" karşılığını verdi. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/215).

 

 

 

Ubade bildiriyor: Ensar, kendi aralarında bir miktar para toplayıp, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Şu mescidi bize inşa edip süslesen, ne zamana kadar bu hurma yaprakları altında namaz kılacağız?" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kardeşim Musa'nın yaptığından dönecek değilim, onunki gibi bir tavan yeter" buyurdu. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/215).

 

 

 

Kays bin Talk, babası Talk bin Ali'den bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Medine Mescidi'ni inşa ettim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''(Talk bin Ali) el-Yemami'yi çamur karmaya çağırınız! Çünkü o, çamur karma işini en güzel yapanınızdır" buyuruyordu. Çocuklarından başka biri de bunu bana: ''O içinizde kolları en kuvvetli olandır" şeklinde rivayet etti.

 

Aynı isnad ile bildirilene göre Ali bin Talk şöyle demiştir: "Bir heyet olarak Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittik. Kendisine, memleketimizde bir mabedin olduğunu haber verdik ve abdest suyunun fazlasından bize hibede bulunmasını talep ettik. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) su istedi ve mazmaza yaptı, sonra bunu bizim için bir kaba döktü. Sonra: ''Haydi bu su ile gidin! Memleketinize varınca da mabedinizi yıkın. Bu suyu onun yerine serpin ve onun yerini mescid edinin'' buyurdu. Kendisine: ''Memleketimiz uzak, havalar da çok sıcak, bu su Buharlaşıp yok olabilir" dediğimizde: "O suyun üzerine su ilave edin, ilave edeceğiniz su onun özelliğini bozmaz. Aksine ilave edilen suyun güzelliğini arttırır'' buyurdu. Ancak yolda su kabını hangimiz taşıyacak diye aramızda tartışmaya başladık. Bunun üzerine sırasıyla onu her gün bir kişinin taşımasına karar verdik. Memleketimize geldiğimizde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize emrettiği gibi yaptık. O zamanın rahibi Tay'lı bir adamdı. Ezan okununca: "Bu hak bir davettir" dedi. Sonra kaçıp gitti ve bir daha onu gören olmadı.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Takva Üzere İnşa Edilen Mescid ve Bu Mescidde Namaz Kılmanın Fazileti