DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER |
Hicret İçin Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İzin Verilmeden Önce Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Medine'yi Hicret Yeri Olarak Göstermesi Üzere Ashabından
Hicret Eden Kişiler
Cerir'in bildirdiğine
göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yüce Allah bana:
‘‘Medine, Bahreyn ve Kınnesrin olmak üzere bu üç şehirden hangisine gidersen
orası senin hicret yurdun olacaktır’‘ diye vahyetti. "
ilim ehlinin
bildirdiğine göre kendisi Medine'ye hicret etmeye karar verince ashabının oraya
hicret etmesini emretmiştir, --- Tirmizi (3923).
Hz. Aişe der ki: Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'de iken Müslümanlara: ''Sizin
hicret edeceğiniz yer (rüyamda) bana gösterildi. Bu yer iki taşlık arasında
olan hurmalık bir yerdir" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) böyle deyince Müslümanlardan bir kısmı Medine'ye doğru hicret etti.
Habeşistan'a daha önceden hicret edenlerin bir kısmı da geri dönüp yine
Medine'ye gittiler. Ebu Bekr de Medine'ye hicret için hazırlığını yaptı. Ancak
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Acele etme! Zira bana da
hicret izni verilmesini umuyorum" buyurdu. Ebu Bekr: ''Anam babam sana
feda olsun! Böyle bir şeyi bekliyor musun?'' diye sorunca, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet!" karşılığını verdi. Bunun üzerine
Ebu Bekr, Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte hicret etmek
için bekledi. Yanında bulunan iki deveyi dört ay boyunca (bir tür akasya ağacı
olan) semur yaprakları ile besleyip hazırladı.
Buhari, Sahih'de Ukayl
ve başkası kanalıyla Zühri'den rivayet etmiştir. --- Buhari, kefalet (4).
ibn Şihab (ez-Zühri) der
ki: (Kureyşlilerin) Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Müslümanlara
eziyetleri artınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Müslümanlara
Medine'ye hicret etmelerini emretti. Bunun üzerine gruplar halinde yolculuğa
çıktılar. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret etmeden önce ilk
olarak hicret eden kişiler Ebu Seleme bin Abdilesed, eşi Ümmü Seleme binti
Umeyye, Amir bin Rabia ve eşi Ümmü Abdillah binti Ebu Hasme, -bazıları
Medine'ye hevdec içinde giden ilk kadının Ümmü Seleme olduğunu söylemektedir.
Bazıları da bu kişinin Ümmü Abdillah olduğunu söylemektedir. Doğrusunu da Allah
bilir.- Mus'ab bin Umeyr, Osman bin Maz'un, Ebu Huzeyfe bin Utbe bin Rabia,
Abdullah bin Cahş, Osman bin Şerid ve Ammar bin yasir'dir.
Ebu Seleme ve Abdullah
bin Cahş, Amr bin Avf oğullarının yanında konakladı. Sonra Ömer bin el-Hattab
ve Ayyaş bin Ebi Rabia bazı dostlarıyla birlikte yine Amr bin Avf oğullarının
yanında konakladılar. Ebu Cehil bin Hişam, Haris bin Hişam ve As bin Hişam,
Ayyaş bin Ebi Rabia'nın peşinden geldiler. Ayyaş bin Ebi Rabia bu kişilerin
anne bir kardeşi idi. Bunlar Medine'ye gelip Ayyaş bin Ebi Rabia'ya annesinin
üzüntüsünü zikrederek: "Annen seni görünceye kadar hiç bir eve girip gölgelenmeyeceğine
ve başına yağ sürüp taranmayacağına dair yemin etti. Eğer öyle olmasaydı
arkandan buralara gelmezdik. Annen konusunda sana Allah'ı hatırlatırız"
dediler. Ayyaş annesine karşı merhametli birisi idi. Annesinin kendisini çok
sevdiğini ve kendisine karşı çok yumuşak olduğunu bildiğinden dolayı
anlattıklarına inanarak annesine karşı merhamet duyguları ağır bastı. Ancak
Haris bin Hişam ona ahit verinceye kadar onlarla beraber dönmeyi kabul etmedi.
Onlarla birlikte (Medine'den) çıkınca onu bağladılar. Mekke fethinden önce
hicret edenlerle birlikte hicret edinceye kadar da orada kaldı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ayyaş'ın onlardan kurtulması için dua
etmekteydi.
Abdurrahman bin Avf çıkıp
Haris bin el-Hazrec oğullarından Sa'd bin erRebi'nin yanında konakladı. Osman
bin Affan, Talha bin Ubeydillah, Zübeyr bin el-Avvam ve bir grup birlikte
çıktılar. Talha, Şam'a gitti. Sonra da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ashabı peşinden Medine'ye geldiler. Ashabından bazı kimseler de
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye hicret edinceye kadar
Mekke'de kaldı. Bunlardan biri de Sa'd bin Ebi Vakkas'tır.
Sa'd'ın hicreti hakkında
ihtilaf vardır. Burada böyle denilirken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Medine'ye gelmeden önce de hicret ettiği söylenmektedir.
Ömer bin el-Hattab der
ki: Hicret etmek üzere ben, Ayyaş bin Ebi Rabia ve Hişam bin el-As bin Vail bir
araya gelip oturarak: "Gifar oğullarının ağaçlığında buluşacağız. Sabah
kim orada bulunmazsa müşrikler tarafından yakalanmış demektir. Bu sebeple
arkadaşları (beklemeyip) yollarına devam etsin" dedik. Sabahladığımda
Ayyaş bin Ebi Rabia ile buluştum. Hişam ise (müşrikler tarafından) yakalandı,
dininden ayrılmaya zorlandı ve saptırıldı. Fitneye düşürüldü. Medine'ye
vardığımız zaman: "Vallahi Allah onların (dininden dönenlerin) tövbesini
kabul etmeyecektir. Çünkü onlar Allah'ı bilip O'na iman ettiler ve
Peygamber'ini tasdik ettiler. Sonra da kendilerine isabet eden belalardan
dolayı dinlerinden geri döndüler. Kendileri de bu kanaatteydi. Yüce Allah onlar
hakkında: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın
rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü
o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir"[Zümer 53] ayetini indirdi. Ben
de bu ayeti bir sayfaya yazıp Hişam'a gönderdim.
Hişam bin el-As dedi ki:
"Bu sayfa bana geldiğinde Zi Tuva'da çıkıp inerek onu okumaya başladım.
Ancak ne olduğunu anlamıyordum. Bunun üzerine: ‘‘Allahım! Bunu anlamamı sağla’‘
diye dua ettim. Sonra da bizim hakkımızda nazil olduğunu anladım. Biz kendimiz
hakkında artık tövbemizin kabul edilmeyeceğini söylerken başkaları da artık
tövbemizin kabul edilmeyeceğini söylüyordu. (Bu ayetlerin bizim hakkımızda
nazil olduğunu anladığımda) deveme bindim ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yanına (Medine'ye) gittim."
Sonra Hişam, Ebu Bekr'in
hilafeti zamanında Ecnadeyn'de şehit olarak öldürüldü .
ibn Ömer der ki:
"Mekke'den Medine'ye geldiğimizde ben, Ömer bin elHattab, Ebu Ubeyde bin
el-Cerrah ve Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim bir yerde konakladık. Ebu
Huzeyfe'nin azatlısı Salim, Kur'an'ı en güzel okuyan ve bilen kimse olduğu için
Muhacirlere imamlık etmekteydi,"
Ebu ishak, Bera
kanalıyla hicret ve kıble hakkındaki hadisi zikrederek şöyle devam etmiştir:
Muhacirlerden yanımıza yetişen ilk kişi Abduddar bin Kusay oğullarından Mus'ab
bin Umeyr'dir. Ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne
yaptı?" dediğimizde: "O yerindedir, ashabı ise arkamdan
gelmektedir" karşılığını verdi. Sonra onun ardında Fihr oğullarına mensup
a'ma Amr bin Ümmi Mektum geldi. Ona: "Geldiğin yerde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve ashabı ne durumdadır?" dediğimizde:
"Onlar da arkamdan gelmektedir" karşılığını verdi. Amr bin Ümmi
Mektum'dan sonra Ammar bin Yasir, Sa'd bin Ebi Vakkas, Abdullah bin Mes'ud ve
Bilal geldi. Sonra da Ömer bin el-Hattab yirmi binekli ile birlikte geldi. Daha
sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Bekr ile birlikte geldi.
Ebu Halife rivayetinde
şu ziyade yer almıştır: "Bera: ‘‘Mufassal Surelerden bir Sure okumuştum ve
daha Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza yetişmemişti. Sonra
çıkıp kervanı karşılamak istediğimizde yetiştiklerini gördük’‘ dedi." ---
Buhari, menakibu'l-ensar 46 (3925).
Müslim, Sahih'de israil
kanalıyla rivayet etmiştir.
Yunus'un bildirdiğine
göre ibn ishak, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
Medine'ye hicret eden kişilerin isimlerini Musa bin Ukbe'nin rivayetinde
olandan daha uzun bir şekilde zikretmiştir. Ancak uzun olmasından dolayı biz
onları burada zikretmedik. --- İbn
Hişam, es-Sire (2/77-92).
İbn ishak der ki:
Dininde fitneye düşmediği veya Mekke'de alıkonulmadığı halde hicret eden son kişi,
Ali bin Ebi Talib'dir. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu
Mekke'de bırakarak üç gece kendi yatağında uyumasını ve her hak sahibine
hakkını ödemesini emretmişti. Ali bin Ebi Talib de öyle yaptıktan sonra
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına hicret etti. --- İbn Hişam, es-Sire (2/111).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: