DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amcası Ebu Talib'in Vefatı ve Müslüman Olmaktan İmtina Etmesi

 

Yüce Allah: "Onlar, hem insanları Peygamber'e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Bu şekilde ancak kendilerini helak ediyorlar. Ama işin farkında değillerdir"[En'am 26] buyurmaktadır.

 

Yine Yüce Allah: "Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin. Fakat Allah dilediği kimseyi hidayete erdirir"[Kasas 56] buyurmaktadır.

 

Habib bin Ebi Sabit'in işiten birinden bildirdiğine göre ibn Abbas, Yüce Allah'ın: "Onlar, hem insanları Peygamber'e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar''[En'am Sur. 26] buyruğunu açıklarken: "Bu ayet Ebu Talib hakkında inmiştir. Ebu Talib, hem müşriklerin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eziyet etmesine engel oluyor, hem de ondan uzak duruyordu" demiştir.

 

Abdurrezzak'ın rivayeti ise: "Hem de onun getirdiğinden (İslam'dan) uzak duruyordu" şeklindedir.

 

 

 

Said bin Cübeyr'in bildirdiğine göre ibn Abbas: "Onlar, hem insanları Peygamber'e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar''[En'am Sur. 26] buyruğunu açıklarken: "Bu ayet, Ebu Talib hakkında inmiştir. Ebu Talib, hem müşriklerin Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eziyet etmesine engel oluyor, hem de onun getirdiğinden (İslam'dan) uzak duruyordu" demiştir. --- Kurtubi, Tefsir (6/405).

 

 

 

ibnu'l-Müseyyeb'in bildirdiğine göre babası şöyle demiştir: Ebu Talib'in vefat anı geldiğinde, yanına Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girdi. Ebu Talib'in yanında Ebu Cehil bin Hişam ve Abdullah bin Ebi Umeyye ile karşılaştı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Talib'e: "Amcacığım! La ilahe illallah de ki, Yüce Allah'ın katında bu sözünle sana şahitlik edeyim" buyurunca, Ebu Cehil ve Abdullah bin Ebi Umeyye: "Ey Ebu Talib! Abdulmuttalib'in dininden yüz mü çevireceksin?" diye çıkıştılar. Ancak Ebu Talib'in en son konuştuğu şey, Abdulmuttalib'in dini üzerinde olduğu yönündeydi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Yüce Allah beni nehyetmediği sürece senin için bağışlanma dilemeye devam edeceğim'' buyurdu. Bunun üzerine: "Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz. İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı"[Tevbe 113, 114] ayetleri nazil oldu. Öldüğü zaman da kafir olarak öldü. Sonra: "Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin"[Kasas 56] ayeti nazil oldu.

Lafız Ma'mer'in lafzıdır. --- Buhari, tefsir 16 (4675).

 

 

 

 

Şuayb'ın rivayeti ise şöyledir: Resulullah (-sav) geldiğinde Ebu Cehil ve Abdullah bin Ebi Umeyye bin el-Muğire'nin, Ebu Talib'in yanında olduğunu gördü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), amcasına tevhid kelimesini söylemesi için tekrar tekrar ısrarlarda bulundukça, Ebu Cehil ve Abdullah bin Ebi Umeyye de aynı şeyi söylediler. Ancak Ebu Talib, 'La ilahe illallah' sözünü söylemedi ve en son konuştuğu şey de Abdulmuttalib'in dini üzerinde olduğu yönünde oldu.

 

Hadisin diğer kısmını da aynı mana ile rivayet etti. Ancak rivayetinde:

"Bunun üzerine Yüce Allah: "Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz. İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı"[Tevbe 113, 114] ayetlerini indirdi" demiştir.

 

Diğer ayeti rivayet ederken de: "Sonra Yüce Allah: ‘‘Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin’‘[Kasas 56] ayetini indirdi" demiştir. Rivayetinde: "Öldüğü zaman da kafir olarak öldü" ifadesini zikretmemiştir.

 

Buhari, Sahih'de ishak bin İbrahim ve Mahmud kanalıyla Abdurrezzak'tan ve Müslim ise ishak (el-Kadı) ve Abd bin Humeyd kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etmiştir.4 Ayrıca Buhari bunu Ebu'l-Yeman'dan da aktarmıştır. --- Buhari, menakibu'l-ensar 40 (3884). -  Müslim, iman 9 (40).

 

 

 

Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcasına: ''(Ey Amca!) 'La ilahe illallah'' de. Bununla sana kıyamet gününde Allah katında şahitlik ederim'' buyurunca, Ebu Talib: "Eğer Kureyşliler beni ayıplayıp: "O, ancak ölüm korkusuyla bu kelimeyi söyledi" demeyecek olsaydı bu kelimeyi söyler ve senin gözünü aydın kılardım" karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah: "Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin. Fakat Allah dilediği kimseyi hidayete erdirir"[Kasas 56] ayetini indirdi.

 

 

Başka bir kanalla da bildirilene göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Ebu Talib vefat edeceği zaman Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: ''Ey Amca! 'La ilahe illallah' de. Bununla sana kıyamet gününde Allah katında şahitlik edeyim" buyurdu. Ebu Talib: "Eğer Kureyşliler beni ayıplayıp: ‘‘O, ancak ölüm korkusuyla bu kelimeyi söyledi’‘ demeyecek olsaydı bu kelimeyi söyler ve senin gözünü aydın kılardım" karşılığını verince, Yüce Allah, Peygamber'ine: "Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezsin. Fakat Allah dilediği kimseyi hidayete erdirir. O, hidayete erişecekleri en iyi bilendir"[Kasas 56] ayetini indirdi.

 

Müslim, Sahih'de Muhammed bin Hatim kanalıyla Yahya bin Said elKattan'dan rivayet etmiştir. --- Müslim, iman (9/42).

 

 

 

ibn Abbas anlatıyor: Ebu Talib hastalanınca Kureyşliler ve Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisini ziyaret etmek için yanına geldiler. Ebu Talib'in başı ucunda bir kişinin oturabileceği kadar bir yer kalmıştı. Ebu Cehil, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oraya oturmasın diye kendisi oturdu ve Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) babama şikayette bulundu. Ebu Talib, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yeğenim! Kavminden ne istiyorsun?" deyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey amca! Onlardan bir kelime istiyorum ki Arapların hepsi kendilerine boyun eğecek ve Acemler de kendilerine cizye ödeyecektir'' buyurdu. Ebu Talib: "Bu kelime nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "La ilahe illallah'tır'' buyurdu. Bunun üzerine oradakiler: "İlahları bir tek ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!"[Sad 5] dediler. Bunun üzerine onlar hakkında: "Sad. Öğüt veren Kur'an'a and olsun ki, inkar edenler gurur ve ayrılık içindedirler. Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi. Kafirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar: ‘‘Bu, yalancı bir sihirbazdır. ilahları bir tek ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey’‘ Onların liderleri öne fırladılar, ‘‘Yürüyün, tanrılarınıza bağlı kalın. Sizden istenen sadece budur. Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır’‘ dediler"[Sad 1-7] ayetleri nazil oldu.

 

--- Tirmizi (3232).

 

 

 

ibn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Talib'i hastalığında ziyaret ettiği zaman kendisine: "Ey amca! ‘‘La ilahe illallah’‘ de ki kıyamet gününde sana bununla şefaat edeyim" buyurdu. Ebu Talib: ''Yeğenim! Vallahi benden sonra sana ve ailene sövülmeyecek olsaydı ve ölüm anı bana geldiğinde onu korkudan dolayı dediğimi söylemeyecek olsalardı onu derdim (onu sadece seni sevindirmek için derdim)" karşılığını verdi. Ebu Talib'in durumu ağırlaşınca dudaklarını oynatmaya başladı. Abbas ne dediğini işitmek için kendisine iyice yaklaştı. Sonra geri çekilerek: "Ey Allah'ın Resulü! Vallahi söylemesini istediğin kelimeyi söyledi" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben işitmedim.'' buyurdu. --- İbn Hişam, es-Sire (2/27) Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/123). 

 

Bu kopuk bir isnaddır. Zira Abbas o vakitte daha Müslüman olmamıştı.

Müslüman olduğu zaman da Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Talib'in durumunu sormuştu. Abdullah bin el-Haris bin Nevfel'in bildirdiğine göre Abbas bin Abdilmuttalib: "Ey Allah'ın Resulü! Ebu Talib'e bir faydan olmadı mı? O sana kanat gerip senin için öfkeleniyordu" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet oldu, o cehennemin yüzeyindedir. Eğer ben olmasaydım cehennemin en dibinde olurdu" buyurdu.

 

Buhari, Musa kanalıyla Ebu Avane'den ve Müslim ise Muhammed bin Ebi Bekr ve başkası kanalıyla Ebu Avane'den rivayet etmiştir.

 

--- Ahmed, Müsned (1/206, 3(9, SO, 55).  -  Buhari, edeb 115 (6208).  -  Müslim, iman 90 (357).  

 

 

 

Başka bir kanalla bildirilene göre Ebu Said şöyle demiştir: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında amcası Ebu Talib'in zikredildiğini ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kıyamet gününde belki şefaatimin ona bir faydası dokunur ve cehennemin en yüzeyinde olur. Ateş topuklarına kadar yetişir ve bununla beyni kaynar. ' --- 'Müslim, iman (360).

 

 

 

Yine başka bir kanalla bildirilene göre Ebu Said el-Hudri: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında amcası Ebu Talib zikredilince (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu)" demiş ve söz konusu hadisi aktarmıştır.

 

Buhari, Sahih'de Abdullah bin Yusuf kanalıyla Leys'ten ve Müslim ise Kuteybe kanalıyla Leys'ten rivayet etmiştir.

 

 

 

ibn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennem ehlinden azabı en hafif olan Ebu Talib'dir. Ona bir çift ayakkabı giydirilmiştir ki onlarla beyni kaynar" buyurmuştur.

Müslim, Sahih'de Ebu Bekr bin Ebi Şeybe'den rivayet etmiştir. --- Müslim 1 (195). 

 

 

 

Naciye bin Ka'b der ki: Hz. Ali'nin şöyle dediğine şahit oldum: Babam vefat ettiği zaman Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Amcan öldü" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Git onu defnet" buyurdu. Kendisine: "Ama o müşrik biri olarak öldü" dediğimde: ''Git onu defnet ve yanıma gelinceye kadar hiç bir şey yapma" buyurdu. Ben de öyle yapıp yanına geldiğimde bana gusletmemi emretti. --- Ahmed, Müsned (1/97, 103, 130, 131).

 

 

 

Ali bin Ebi Talib der ki: Ebu Talib öldüğü zaman Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Dalalette olan amcan öldü, onu kim defnedecek?" dediğimde: ''Git babanı defnet ve yanıma gelinceye kadar hiç bir şey yapma'' buyurdu. Onu defnedip yanına geldiğimde gusletmemi emretti. Sonra bana öyle dualarla dua etti ki, yeryüzündeki her şey benim olsa bile o kadar hoşuma gitmezdi.

 

 

 

ibn Abbas bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Talib'in cenazesinin yanında yürüyerek onu takip etti ve: ''Sana karşı akrabalık görevimi yaptım ve iyiliğinin karşılığını gördün'' buyurdu. Ebu'l-Yeman el-Hevzenı kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürsel olarak rivayet edilmiş ve: "Kabrinin başında durmadı" ziyadesinde bulunulmuştur. İbrahim bin Abdirrahman, hakkında eleştiriler olan el-Huvarizmı'nin kendisidir.

 

 

 

Hişam bin Urve, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Ta.lib vefat edene kadar Kureyş bana bir zarar veremedi'' buyurdu.

 

 

 

Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ebu Ta.lib vefat edene kadar Kureyş bana bir zarar veremedi'' buyurmuştur.

 

 

 

Abdullah bin Cafer der ki: Ebu Talib öldüğü zaman Kureyşli sefihlerden bir kişi Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşısına çıkıp üzerine toprak saçtı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evine döndüğünde kızlarından biri çıktı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzündeki toprağı ağlayarak temizlemeye başladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ağlama ey kızcağızım! Zira Yüce Allah babanı koruyacaktır'' buyurdu. Yine bu sırada: "Ebu Talib vefat edene kadar Kureyş bana hoşlanmadığım bir şey yapamadı'' buyuruyordu. --- İbn Hişam, es-Sire (2/26, 27) ve İbn Sa'd (1/1/141) Bakın: İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/122).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Eşi Hatice Binti Huveylid'in Vefatı ve Cibril'in Kendisine Gelişini Haber Vermesi