DELAİLU

NÜBÜVVE

RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER

OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER

 

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kendisine Asi Olan Kureyşlilere Beddua Etmesi; Yüce Allah'ın, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Duasını Kabul Buyurması ve Bu Hususta Görülen Mucizeler

 

Mesruk der ki: Bir adam mescidde konuşurken, anlattıkları arasında, "Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle"[Duhan 10] ayetini okudu ve: "Bu duman kıyamet günü olacaktır ve münafıkların kulaklarını ve gözlerini tıkayacaktır. Müminler ise soğuk algınlığına yakalanmış gibi olacaktır" dedi. Kalkıp evinde olan Abdullah'ın yanına girdik ve adamın söylediklerini kendisine aktardık. Yaslanmış vaziyette olan Abdullah doğrulup oturdu ve şöyle dedi: "Ey insanlar! içinizden her kim bir şey biliyorsa, bildiğini söylesin! Ancak bir şey bilmiyorsa da: ‘‘Yüce Allah en doğrusunu bilir’‘ desin! Çünkü kişinin bilmediği bir konuda, ‘‘Allah bilir’‘ demesi yine bilgisine işarettir. Yüce Allah, peygamberine: ‘‘De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim’‘ buyurmaktadır. Size bu duman konusunu anlatayım. Kureyşliler Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı diretip Müslüman olmaya yanaşmayınca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Yusuf'un yedi senelik kıtlığı gibi onlara bir kıtlık ver!" diye beddua etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlığa maruz kaldılar ki herşeyi yok etti. Öyle ki açlıktan leş ve ölü eti yemeye başladılar. Kişi gökyüzüne baktığı zaman açlıktan dolayı dumana benzer bir şey görüyordu."--- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/107).

 

Muhammed rivayetinde: "Kureyşliler: ‘‘(Ey Muhammed! Sen ki rahmet olarak gönderildiğini söylüyorsun, oysa kavmin kıtlıktanhelak oluyor. Onlar için Allah'a dua et’‘ deyince ve) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de dua edince bu kıtlıktan kurtuldular (yağmur yağmaya başladı)" ziyadesinde bulunmuştur.

 

Ahmed bin Hazım rivayetinde şöyle geçmektedir: Sonra Abdullah: "Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz"[Duhan 15] ayetini okudu.

 

Sonra onlar (ayette buyrulduğu gibi) yine eski hallerine döndüler ve küfrettiler. Fakat Bedir savaşında da bu intikam alındı.

 

Abdullah der ki: "Eğer azap kıyamet günü üzerlerinden kaldırılacak olsaydı bu azaptan (kıtlıktan) kurtulmazlardı. "Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız"[Duhan 16] ayetinde de buyrulduğu gibi Bedir savaşında da bu intikam alınmıştır.

Lafız Ahmed bin Hazım'ın lafzıdır.

 

 

 

Mesruk der ki: "Mescidde insanlara bir şeyler anlatan bir adamın yanında oturdum." Sonrasında ravi bu adamın dediğini, Mesruk'un, Abdullah'ın yanına girişini ve Abdullah'ın cevabını Cafer bin Avn'ın hadisi yönünde zikretti. Ancak rivayetinde şöyle dedi: "Kureyşliler: "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz''[Duhan 12] dediler. Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Eğer bu azabı biz onlardan kaldırırsak, onlar bu sözlerinden dönerler" denildi. Sonra bu azap üzerlerinden kaldırdı. Ancak onlar da yine müşrikliğe döndüler. Bunun üzerine Yüce Allah onlardan Bedir gününde intikam aldı. Bu (ceza) konulsunıda Yüce Allah: "Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle. (O fitne ki) insanları (insanların büyük kısmını) sarmıştır. İşte bu, acıklı bir azaptır. Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, müminleriz. Onlara (herşeyi) açıklayan bir resUl gelmişti. (Buna rağmen resUlün söylediklerinden) ibret almadılar ve ona (şeytanlar tarafından) ‘‘öğretilmiş’‘ ve ‘‘deli’‘ dediler ve sonra ondan yüz çevirdiler. Muhakkak ki Biz, azabı biraz kaldırsak (bile), şüphesiz ki siz (şirke) dönecek olanlarsınız. Büyük bir şiddetle (onları) yakalayacağımız gün, Biz mutlaka intikam alacak olanlarız"[Duhan 10-16] buyurmaktadır.

 

Buhari, Sahih'de Yahya kanalıyla Veki"den ve Müslim ise Eşac kanalıyla Vek'i"den rivayet etmiştir.--- Buhari, Tefsir (572). -  Müslim, sıfatu'l-münafikin 7 (44).

 

 

 

ibn Mesud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kureyşlilerin kendisine sırt çevirdiğini görünce: ''Allahım! Yusuf'un yedi senelik kıtlığı gibi onlara bir kıtlık ver!" diye beddua etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlığa maruz kaldılar ki herşeyi yok etti. Öyle ki açlıktan hayvan leşlerini, derilerini ve kemiklerini yemeye başladılar. Sonrasında Ebu Süfyan ve Mekke ahalisinden bazıları Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiler ve: "Ey Muhammed! Sen ki rahmet olarak gönderildiğini söylüyorsun, oysa kavmin kıtlıktan helak oluyor. Onlar için Allah'a dua et" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de dua edince yağmur yağmaya başladı. Ancak yağmur yedi gün boyunca durmadan yağınca bu kez yağmurun çokluğundan şikayet etmeye başladılar. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allahım! Üzerimize değil çevremize yağdır'' diye dua edince yağmur bulutu üzerlerinden çekilip çevre bölgelere yağmur yağdırmaya başladı. Bu şekilde duman alameti gerçekleşti. Bu da maruz kaldıkları kıtlık ile açlıktır. Yüce Allah kıtlık şeklinde gerçekleşen bu azap konusunda: "Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz"[Duhan 15] buyurmuştur. Aynı şekilde lizam (esir düşme), şiddetle yakalama (batşa) ve Ay'ın yarılması da gerçekleşti.

 

Ravi der ki: (ibn Mesud) Müşriklerin maruz kaldıkları şiddetle yakalamanın (batşa'nın), duman azabının ve lizamın (esir düşmenin) Bedir gününde gerçekleştiğini kastetmektedir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Buhari de bu konuda bu rivayete işaret etmiştir.- -- Buhari, Tefsir (4824).

 

 

 

Abdullah (b. Mes'ud) der ki: "Beş olay (Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında) vaki olmuştur. Bunlar, lizam, Rumların Perslere galib gelmesi, duman azabı, şiddetle yakalama (batşa) ve Ay'ın ikiye bölünmesi mucizesidir. "

 

Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde A'meş kanalıyla rivayet etmişlerdir. --- Buhari, Tefsir (4825), Tirmizi (5/379) ve Ahmed, Müsned (5/128).

 

Burada kastedilen, bu olayların Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında gerçekleşmiş olması ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunları önceden haber vermiş olmasıdır.

 

 

 

Mesruk'un bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'ud): "Andolsun, dönsünler diye biz onlara (ahiretteki) en büyük azaptan önce (dünyadaki) yakın azabı elbette tattıracağız"[Secde 21] ayetini açıklarken burada Bedir günü kastedilmektedir" demiştir. --- Kurtubi, Tefsir (14/107).

 

 

 

ikrime bildiriyor: ibn Abbas: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, şu fetih ne zamanmış?" diyorlar. De ki: Fetih (ve hüküm) gününde inkarcılara (o gün ettikleri) imanları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet de tanınmayacaktır!"[Secde 28, 29] ayetlerini açıklarken: "Burada Bedir günü kastedilmektedir. Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fetih nasip oldu; ama bu, küfredenlere ölümlerinden sonra bir fayda vermedi" dedi. --- Kurtubi, Tefsir (14/112).

 

 

 

ibn Abbas der ki: Ebu Süfyan bin Harb açlıktan dolayı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi. Çünkü yiyecek bir şey bulamaz olmuş ve açlıktan yün ile kanı karıştırarak yemeğe başlamışlardı. Bunun üzerine Yüce Allah: "And olsun ki biz onları azabla yakalamıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı"[Mü'minun 76] ayetini indirdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dua edince de bu sıkıntıdan kurtuldular. --- Kurtubi, Tefsir (12/143) 

 

 

 

ibn Abbas der ki: Ebu Süfyan, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Muhammed! Allah ve aramızdaki akrabalık bağları aşkına! Açlıktan yün ile kanı karıştırarak yemeye başladık!" deyince, Yüce Allah: "And olsun ki biz onları azabla yakalamıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı''[Mü'minun 76] ayetini indirdi.

 

Ebu Süfyan'ın kıssasında, bu hadisenin hicretten sonra vuku bulduğuna delalet eden ifadeler vardır. Belki de böyle bir hadise iki kez cereyan etmiştir. Doğrusunu Allah bilir. --- İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye (3/107, 108).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Rumlar ve Onlar Hakkındaki Ayet ve Yakın Bir Bölgede Zuhur Eden Mucizeler