DELAİLU NÜBÜVVE |
RESULULLAH'IN (S.A.V.) PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLİŞİNE DAİR BÖLÜMLER |
Kur'an Okunduğu Zaman Ömer bin el-Hattab'ın
Müslüman Olması; Kur'an'ın i'cazını
Anlaması ve Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) iki Adamdan Birinin Müslüman
Olmasıyla Dininin Aziz Kılınması Yönündeki Duasına Allah'ın icabet Etmesi
Abdullah bin Mes'ud der ki: "Hz. Ömer Müslüman olduğu zamandan beri
hep başımız dik olduk."
Buhari, Sahih'de Muhammed bin el-Müsenna kanalıyla Yahya bin Said'den
rivayet etmiştir. --- Buhari (3863).
ibn Ömer der ki: ''Allahım! Bu iki
kişiden sana en sevimli olanı ile Ebu Cehil bin Hişam ya da Ömer bin el-Hattab
ile İslam'ı aziz kıl'' diye dua etti. Sonunda (müslüman
olmakla) ikisinden Ömer bin el-Hattab'ın Yüce Allah
tarafından sevildiği ortaya çıktı.
--- Tirmizi
(3681).
Usame bin Zeyd bin Eslem'in, babasından
bildirdiğine göre dedesi şöyle demiştir: Ömer bin el-Hattab
bize: "Size nasıl Müslüman olduğumu anlatmamı ister misiniz?"
deyince: "Evet" dedik. Bunun üzerine bize şöyle anlattı: "Ben
insanlar arasında Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) karşı düşmanlıkta en ileri giden
kişi idim. Çok sıcak bir günde Mekke yollarından bir yolda iken Kureyşli bir kişiyle karşılaştım. Bu kişi bana: ‘‘Ey Hattab'ın oğlu! Nereye gidiyorsun?’‘ dedi. Ona: ‘‘Şunu,
şunu ve şunu öldürmeye gitmekteyim’‘ dediğimde: ‘‘Sana şaşıyorum ey Hattab'ın oğlu! Sen böyle derken olanlar senin evinde
oldu’‘ dedi. Ona: ‘‘Neden bahsediyorsun?’‘ dediğimde: ‘‘Kız kardeşin Müslüman
oldu’‘ karşılığını verdi.
Bunun üzerine kızgın bir
şekilde geri döndüm. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) malı mülkü olmayan bir veya iki
kişi Müslüman olduğu zaman kendilerine maddi destek olsun diye durumu iyi olan
bir kişiye verirdi. Ashabından iki kişiyi de kız kardeşimin kocasına vermişti.
Kapıyı çaldığımda: ‘‘Kim o?’‘ dediler. Ben: ‘‘Ömer bin el-Hattab'ım’‘
deyince, içeridekiler dağıldılar ve benden saklandılar. Okudukları sahifeyi
açıkta bıraktılar veya unuttular. içeri girip divanın
üzerine oturdum ve sahifeye bakarak: ‘‘Bu nedir? Onu bana ver’‘ dedim. O: ‘‘Sen
bunun ehli değilsin. Sen cünüplükten yıkanmaz ve temizlenmezsin. Oysa bu ancak
temizlerin dokunabileceği bir kitaptır’‘ dedi. Onu bana verinceye kadar ona
baskıda bulundum.
Onu açtığımda bir de
baktım ki: ‘‘Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla’‘ yazmaktadır. ‘‘Rahman ve
Rahim olan’‘ ifadesini okuyunca korktum ve onu bıraktım. Sonra kendime geldim
ve onu tekrar elime alıp okumaya başladım. Onda: ‘‘Göklerdeki ve yerdeki her şey
Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir’‘[Hadıd 1] yazmaktaydı. Allah'ın
isimlerinden her bir isme geldiğimde yine korktum. Korkum gidince de okumaya
devam ettim. ‘‘Ey insanlar! Allah'a ve Peygamberine inanın; sizi varis kıldığı
şeylerden sarf edin’‘[Hadid 7] ayetine geldiğim
zaman: ‘‘Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun elçisi olduğuna
şahitlik ederim’‘ dedim. Bunun üzerine oradakiler beni müjdeleyerek ve tekbir
getirerek saklandıkları yerden çıktılar. Bana: ‘‘Sana müjdeler olsun ey Hattab'ın oğlu! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
pazartesi günü: "Allahım! Bu iki kişiden sana en
sevimli olanı ile Ebu Cehil bin Hişam
ya da Ömer bin el-Hattab ile İslam'ı aziz kıl'' diye
dua etmişti. Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) duasının senin İslam'ı seçmenle
kabul edilmiş olmasını umarız. Müjdeler olsun’‘ dediler.
Onlara: ‘‘Bana Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) nerede olduğunu söyleyin’‘ dedim. Sözümde
samimi olduğumu anladıklarında: ‘‘Safa'da en aşağıdaki evdedir’‘ dediler. Gidip
kapıyı çaldım. ‘‘Kim o?’‘ dediklerinde: ‘‘Hattab'ın
oğlu’‘ karşılığını verdim. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
karşı olan kinimi bil iyorlar, ama Müslüman olduğumu
bilmiyorlardı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ‘‘Ona kapıyı açın. Eğer Yüce Allah
onun hakkında hayır dilerse onu hidayete erdirir’‘ buyuruncaya kadar kimse
kapıyı açmaya cesaret edemedi. Kapı açıldığında iki kişi beni kollarımdan tuttu
ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına yaklaştırdı. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ‘‘Onu bırakın’‘ buyurdu ve beni
gömleğimin yakalarından tutup kendine doğru çekerek: ‘‘Ey Hattab'ın
oğlu! Müslüman ol!’‘ buyurdu. Sonra da: ‘‘Allahım!
Ona hidayet ver’‘ diye dua etti. Bunun üzerine ben: ‘‘Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim’‘
dediğimde, Müslümanlar öyle bir tekbir getirdi ki bu tekbir Mekke sokaklarında
duyuldu. O vakte kadar onlar (Müslümanlar) gizlenmişlerdi ki onlardan kimseyi
dövülürken görmek istemiyordum, ancak görüyordum ve bana kimse bir şey
demiyordu.
Sonra çıkıp eşraftan
biri olan dayımın yanına geldim ve kapıyı çaldım. ‘‘Kim o?’‘ diye sorunca: ‘‘Hattab'ın oğlu’‘ cevabını verdim. Yanıma çıktığında ona:
‘‘Benim, dinimi terk ettiğimi biliyor musun?’‘ dedim. ‘‘Bunu yaptın mı?’‘
dediğinde: ‘‘Evet’‘ cevabını verdim. Bunun üzerine dayım: ‘‘Böyle yapma’‘ dedi.
‘‘Yaptım’‘ dediğimde içeri girip kapıyı yüzüme kapadı. Kendi kendime:
‘‘Bu böyle olmayacak’‘
dedim ve Kureyş'in ileri gelenlerinden birine gidip
seslendiğimde yanıma çıktı. Ona dayıma söylediklerimin aynısını söylediğimde, o
da dayımın dediği gibi dedi ve içeri girip kapıyı yüzü me
kapadı. Yine kendi kendime: ‘‘Bu böyle olmayacak. Müslümanlar dövmekte (ve
dövülmekte) ancak ben bir şey yapamamaktayım’‘ dedim.
Bir adam bana:
‘‘Müslüman olduğunun herkes tarafından bilinmesini ister misin?’‘ diye sorunca:
‘‘Evet’‘ dedim. Bunun üzerine bana: ‘‘insanlar Hicr
denilen yerde oturduğu zaman filan kişiye git ve ona gizlice: "Benim
dinimi terk ettiğimi biliyor musun?" de. O adamın bir şeyi gizli tutması
mümkün değildir’‘ dedi. insanlar Hicr'de toplanınca
bu adamın yanına geldim ve gizlice: ‘‘Benim dinimi terk ettiğimi biliyor
musun?’‘ dedim. Adam: ‘‘Gerçekten bunu yaptın mı?’‘ deyince: ‘‘Evet’‘ dedim.
Bunun üzerine adam yüksek bir sesle: ‘‘Hattab'ın oğlu
dinini terk etti’‘ diye bağırmaya başladı. Oradaki herkes üzerime saldırıp bana
vurmaya başladı. Ben de onlara vuruyordum. insanlar üzerime toplanmışken dayım
geldi ve: ‘‘Bu topluluk da neyin nesidir?’‘ dedi. ‘‘Ömer dinini terk etti’‘
denilince, Hicr'e çıktı ve başıma işaret ederek:
‘‘Bilmiş olun ki, ben (kız) kardeşimin oğlunu himayem altına aldım. Ona kimse
dokunmasın’‘ diye seslendi. Bunun üzerine beni bıraktılar.
Müslümanlardan kimseyi
dövülürken ve döverken görmek istemiyordum.
Ancak gördüğümde kendi
kendime: ‘‘Bu doğru bir şey değildir, (Müslümanlar dövülüyorlar ancak) bana ne
kimse vuruyor, ne de bir şey diyor’‘ diyordum. Bu sebeple dayıma gidip:
‘‘Himayeni sana iade ediyorum, sen istediğini de’‘ dedim. Yüce Allah İslam
dinini aziz kılıncaya kadar dövüldüm ve ben de onları dövdüm.''
Enes bin Malik der ki:
Hz. Ömer kılıcını kuşanmış bir şekilde evden çıkınca yolda Zühre oğullarından
bir adamla karşılaştı. Adam ona: "Ey Ömer! Nereye gidiyorsun?" diye
sorunca, Ömer: "Muhammed'i öldürmeye gidiyorum" dedi. Adam:
"Bunu yaparsan Zühre oğulları ile Haşim oğullarından nasıl
kurtulacaksın?" diye sorunca, Ömer: "Sanırım sen de dininden çıkıp
yeni dine girdin!" şeklinde çıkıştı. Adam ise: "Sana ilginç bir şeyi
söyleyeyim! Enişten ve kız kardeşin de dinlerini bırakıp yeni dine
girdiler" dedi. Bunun üzerine Ömer kızgın bir şekilde kız kardeşinin evine
gitti. Kız kardeşi ile eniştesinin yanında Muhacirlerden kendisine Habbab denilen kişi de vardı. Habbab,
Ömer'in sesini işitince evde bir yerde saklandı. Ömer içeri girdi ve:
"Dışarıdan işittiğim ve mırıldandığınız şey de ne?" diye sordu. Zira
Ömer girmeden içeride Taha Suresini okuyorlardı. Kız kardeşi ile eniştesi:
"Bir konuda
konuşuyorduk, o kadar" karşılığını verdiler. Ömer: "Yoksa siz de mi
yeni dine girdiniz!" deyince, eniştesi: "Ey Ömer! Ya hak olan din
senin dininden başka bir din ise?" diye sordu. Bu söz üzerine Ömer
eniştesinin üzerine atladı ve onu ayaklarının altında çiğnedi. Karısı araya
girip kocasını ondan kurtarmak isteyince Ömer ona bir tokat attı. Bu tokattan
dolayı da kız kardeşinin yüzü kanadı. Kız kardeşi öfkeli bir şekilde: "Hak
olan din senin dininden başka bir din ise de mi? Ben, Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in O'nun elçisi olduğuna şahitlik ediyorum" dedi.
Ömer: "Yanınızda
bulunan kitabı (yazılı ayetleri) bana verin de okuyayım!" dedi. Ömer
kitapları okuyan biri idi. Kız kardeşi: "Sen pissin ve ona temiz
olanlardan başkası dokunamaz. Bunun için kalk ve abdest al!" karşılığını
verdi. Ömer kalkıp abdest aldı. Abdest aldıktan sonra getirdikleri kitabı alıp
Taha Suresini okumaya başladı. "Ta ha. Kur'an'ı
sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik ... Şüphe yok ki ben Allah'ım. Benden
başka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz
kıl"[Taha. 1-14] ayetine yetişince: "Bana Muhammed'in yerini
söyleyin" dedi. Habbab, Ömer'in bu sözünü
duyunca saklandığı yerden çıktı ve: "Sevin ey Ömer! Perşembe gecesi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ‘‘Allahım! İslam'ı Ömer bin el-Hattab
veya Amr bin Hişam ile aziz
kıl’‘ diye dua etmişti. Umarım bu dua senin için yapılmıştır" dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o sırada Safa tepesinin altındaki evde kalıyordu.
Ömer kalkıp oraya gitti.
Hamza, Talha ve sahabeden bir grup kapıdaydı. Hamza, onların Ömer'den
korktuklarını anlayınca: "Evet, bu gelen Ömer'dir. Eğer Allah, Ömer'e
hayır murad etmişse müslüman
olup, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tabi olacaktır. Eğer başka bir niyetle gelmişse onu
öldürmek bize gayet kolay gelir" dedi. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) evdeydi ve kendisine vahiy
geliyordu. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp Ömer'i görünce onu
yakasından ve kılıcının kınından tutarak: ''Ey Ömer! Bu küfürden vazgeçmeyecek
misin? Yoksa Allah Velid bin Muğire
hakkında indirdiği zillet ve azabı sana da mı indirsin? Allahım!
Bu, Ömer bin el-Hattab'dır. Allahım!
İslam'ı -veya dini- Ömer bin el-Hattab'la aziz
kıl" diye dua etti. Bunun üzerine Ömer: "Allah'tan başka ilah
olmadığına ve senin O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ediyorum" dedi.
Böylece Müslüman oldu ve: "Ey Allah'ın Resulü! Haydi çık (ta Kabe'ye
gidelim)" dedi.
--- İbn
Hişam, es-Sire (1/366).
Muhammed bin ishak bin Yesar bunu Meğazi'de rivayet
etmiş ve rivayetinde şöyle demiştir: "Ömer kitapları okuyan biri idi. ‘‘Ta
ha. Kur'an'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik
... Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, yoksa helak
olursun’‘[Taha 1-16] ayetlerini ve: ‘‘Güneş dürüldüğü zaman ... Kişi neler
getirdiğini öğrenmiş olacaktır’‘[Tekvir 1-14]
ayetlerini okudu ve Müslüman oldu."
Aynısı başka bir kanalla
ibn ishak'tan: "Kız
kardeşinin kocası Said bin Zeyd
bin Amr bin Nufeyl'dir"
ziyadesiyle rivayet edilmiştir.
--- İbn
Hişam, es-Sire (1/365).
ibn Ömer der ki: Ben bir damda iken insanların bir adamın
üzerine toplanmış olduğunu gördüm. Bu kişiler: "Ömer dinini terk etti,
Ömer dinini terk etti" diyordu. Bu sırada As bin Vail
üzerinde ipek bir giysiyle gelip: "Ömer dinini terk ettiyse ne olmuş?
Yavaş olun, ben onu himayem altına aldım" dedi. Bunun üzerine insanlar onu
bıraktı. Onun bu izzetine şaşırmıştım.
Buhari, Sahih'de Ali bin Abdillah kanalıyla Süfyan'dan
rivayet etmiştir.
--- Buhari
(3865).
Muhammed bin ishak der
ki: "Ömer bin el-Hattab, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ashabından bazı kimselerin Habeşistan'a hicretinden sonra Müslüman
olmuştu."
Abdulaziz bin Abdillah bin Amir bin
Rabia'nın bildirdiğine göre annesi Leyla şöyle demiştir: Müslümanlığımızdan
dolayı insanlar içinde bize düşmanlık edenlerin en şiddetlisi Ömer bin el-Hattab idi. Habeşistan'a hicret etmek istediğimiz zaman ben
devemin üzerinde yola çıkmak üzere iken Ömer bin elHattab
gelip: "Ey Ümmü Abdillah!
Nereye gidiyorsun?" dedi. "Bize dinimizde eziyet ettiniz. Biz de
Allah'ın topraklarında ibadetlerimizden dolayı bize eziyet edilmeyecek bir yere
gidiyoruz" dediğimde: "Allah size yoldaş olsun" karşılığını
verdi ve gitti. Kocam Amir bin Rabia geldiğinde Ömer bin elHattab'ın
bu yumuşaklığını kendisine haber verdim. Kocam: "Onun Müslüman olmasını
ister misin?" deyince: "Evet" karşılığını verdim. Bunun üzerine:
"Vallahi Hattab'ın eşeği Müslüman olursa kendisi
Müslüman olur" dedi. Böyle demesi de Müslümanlara karşı olan şiddetli
düşmanlığından idi. Daha sonra Yüce Allah ona Müslüman olmayı nasip etti.
ibn ishak der ki: "O zamanlar Müslümanların sayısı kırk
küsur erkek ve on bir kadından ibaretti."
Ömer'in Müslüman olması
konusunda meçhul bir isnad ile ilginç bir hadis
rivayet edilmiştir. Ancak ben bu hadisi rivayet etmedim. Meşhur hadislerden
dolayı onu zikretme ihtiyacı duymadım. Bu hadis Fedail
kitabında tahric edilmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: