MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

DAVALAR

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kaiflik ve Babalık Davası

 

20312- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün neşesi yüzüne yansımış bir şekilde yanıma girdi ve şöyle buyurdu: ''Gördün mü! Mucezziz el-Mudlicı yanıma girdi. Yanımda bulunan Usame b. Zeyd ile Zeyd b. Harise'yi gördü. Üzerlerinde başlarını örtmüş ayaklarını da açıkta bırakmış kadife bir örtü vardı. Mucezziz: ''Bu ayaklar birbirlerinden meydana gelmişlerdir'' dedi.''

Şafii: "Süfyan'ın biIdirdiğine göre" dedi ve söz konusu hadisi zikretti. Buhari ve Müslim, Sahih'lerinde Süfyan kanalıyla tahric etmişlerdir.

Ayrıca bunu İbn Cüreyc, İbrahım b. Sa'd ve Leys b. Sa'd kanalıyla Zühri'den rivayet etmişlerdir.(--- Buhari, menakib (3555) ve Müslim, kitabu'r-rada (3553-3556).

 

20313- Müslim bunu Yunus b. Yezid kanalıyla Zühri'den: "Mucezziz kaif biri idi" ziyadesiyle rivayet etmiştir.

 

20314- Za'ferani'nin rivayetinde Şafii, şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hak olan bir şeyde neşelenir ve onu kabul ederdi. Eğer kaiflik batıl bir şeyolsaydı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu konuda bir şey deme. Bazı görüşlerinde isabet etsen de bazılarında hata edebilirsin" buyururdu. Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. Ancak Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu -Allah doğrusunu bilir- (Allah'tan kuluna) verilen bir ilim olarak görmüştür. ResUlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı da kaiflik yapardı. Bizim bölgemizden ilim ehline ve hakimlere yetiştim ve buna muhalefet eden kimseyi görmedim."

 

20315- Şafii der ki: Kaiflik hakkında sadece bu hadis olsa bile bu, bunu işiten kişi için bir delil sayılır. Eğer bu durum bazı kişilerin dediği gibi (yanlış bir şey) olsaydı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bu konuda görüş bildirme. Birinde isabetli görüş bildirsen de diğerinde hata etmeyeceğinden emin olamam. Hata etmen durumunda da Müslüman bir kadına suçlamada bulunma veya bir nesebi nifyetme durumu hasıl olur" buyururdu. Ancak neşelenmesi buna razı olması ve bunu bir ilim olarak kabul etmesinden dolayıdır. Çünkü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ancak hak olan bir şeyi kabul eder ve bu sebeple neşelenirdi.

 

20316- Şafii der ki: "Medine ve Mekke'den ilim ehlinden olan birden fazla kişi bana hakimlerin kaiflerin sözü ile hüküm verdiklerine yetiştiklerini söyledi. Öncekiler de kendilerine böyle yapıldığı zamana yetiştiklerini ve aralarından hiç kimsenin kaiflerin dediğine muhalefet etmediğini söylemiştir. "

 

20317-, Şafii, el-Kadim'de, Malik kanalıyla Yahya b. Said'den bildiriyor: Süleyman b. Yesar anlatıyor: İki adam bir kadının çocuğunun kendilerine ait olduğunu iddia etti. Bunun üzerine Ömer bir kaif çağırdı. Kaif gelip (hem çocuğa hem de) onlara baktı ve: "İkisi bu çocukta ortaktır (her ikisinin de olabilir)" dedi. Bu kararından dolayı Ömer b. el-Hattab ona kamçısıyla vurdu ve (bu kadını çağırtıp) ona: "Bana bildiğini anlat" dedi. Bunun üzerine kadın adamlardan birini göstererek: "Ailemin develerini otlatırken bu bana gelir, benimle beraber olur ve benden ayrılmazdı. Her ikimiz de hamile kaldığıma kanaat getirinceye kadar bu ilişki devam etti. Sonra da benden ayrıldı. Gittikten sonra kanamam (aybaşı) oldu" dedi. Sonra diğer adamı göstererek:

"Ondan sonra bu adam bana gelmeye başladı. Bu sebeple çocuğun hangisinden olduğunu bilmiyorum" dedi. Bunu duyan kaif (doğrulandığı İçin) tekbir getirdi. Bunun üzerine de Ömer çocuğa: "Dilediğini seç" dedi.(--- Malik, Muvatta (2/740,741), Şafii, el-Ümm (6/247), Abdurrezzak, Musannef(7 /360) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/263).

 

20318- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı, Malik'ten ilk kısmında: "Ömer b. el-Hattab Cahiliye döneminde doğan çocukları İslam geldiğinde kendisinin olduğunu söyleyen kişinin nesebine katıyordu" ziyadesiyle rivayet edilmiştir.

 

20319- Yahya b. Abdirrahman b. Hatib bildiriyor: İki adam bir çocuğun kendilerinin olduğunu iddia etti. Bunun üzerine Ömer kaifleri çağırdı. Kaifler:

"Bu çocuk her ikisinindir" deyince, Ömer çocuğa: "Dilediğini seç" dedi.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/263), Malik, Muvatta (2/740) ve Abdurrezzak, Musannef (7/360).

 

20320- Başka bir kanalla mana olarak bir öncekinin aynısı rivayet edilmiştir.

 

20321- Başka bir kanalla mana olarak aynısı Urve vasıtasıyla Ömer b. el-Hattab'dan rivayet edilmiştir.

 

20322- Humeyd'in bildirdiğine göre Enes kendisine ait olan bir çocukta şüphe edince onu incelemeleri için kaifleri çağırmıştır.(--- Şafii, el-Ümm (6/247).

 

20323- Beyhaki der ki: Hişam'ın hadisini Ebu Usame ve Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad, "Hişam - babası - Yahya b. Abdirrahman b. Hatib Abdirrahman b. Hatib" kanalıyla Ömer'den mevsCıl olarak rivayet etmişlerdir.

 

20324- Abdurrahman, İbn Ebi'z-Zinad'ın hadisinde: "Sanki şimdi çocuğun ikisinden birinin peşine takılıp gittiğini görür gibiyim" demiştir.

 

20325- Bize rivayet olunduğuna göre Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr der ki:

"Abdurrahman b. Avf kendisiyle ilişkiye girdiği bir cariyesini istibra etmeden satmıştı. Ancak onu satın alan adamın yanında hamile olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine satın alan adam Abdurrahman'ı dava etmek için Ömer'e çıkardı. Hz. Ömer kimleri çağırdı ve ona baktılar. Sonra çocuğu Abdurrahman'ın nesebine kattılar."(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/263).

 

20326- Humeyd, Musa b. Enes'ten bildiriyor: Enes b. Malik hastalanınca hamile kalan bir cariyesinden şüphelendi ve: "Eğer ölürsem ona kaifleri getirin" dedi. Daha sonra Enes iyileşti.

 

20327- Muhammed b. Sirin'in bildirdiğine göre Ebu Musa kaiflerin kavli ile hüküm kılmıştır.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/264).

 

20328- İbn Abbas'ın da kaiflerin kavli ile hüküm kıldığına delalet eden şeylerin olduğu söylenmektedir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/265).

 

20329- Bu konuda Basralıların, İbnu'l-Müseyyeb kanalıyla Hz. Ömer'den ve Hasan(-ı BasrI) kanalıyla yine Ömer'den rivayetleri gelmiştir.

Said b. el-Müseyyeb bildiriyor: İki adam bir kadının aynı temizlik döneminde kendisiyle ilişkiye girmiş ve kadın bir çocuk doğurmuştu. Davalaşmak için Ömer b. el-Hattab'a çıktılar ve Ömer onları incelemek için üç kaif çağırdı. Toprak getirilmesi istendi ve iki adamla çocuk bu toprağın üzerine bastı. Sonra Ömer kaiflerden birine: "Bak bakalım" dedi. Bunun üzerine kaif sağdan ve soldan ileriden ve geriden ayak izine bakarak:

 

"Gördüğümü gizli mi tutayım yoksa açıklayayım mı?" dedi. Ömer: "Açıkla" deyince, kaif: "Çocuk ikisine de benzemektedir. Hangisinin oğlu olduğunu bilemedim" dedi. Ömer bu kaifi yerine oturttu ve ikincisine: "Sen bak bakalım" dedi. -Ravi ikinci ve üçüncü kaifin de ilk bakan kaif gibi aynı şeyler söylediklerini bildirerek şöyle devam etti- Bunun üzerine Ömer üç defa: "Biz izlere bakarak kaiflik ederiz" dedi. Ömer de kaif idi. Böylece Ömer çocuğu onlara ve onları çocuğa varis kıldı.

 

Ravi der ki: Said: "Onun asabesinin kim olduğunu biliyor musun?" deyince: "Hayır" dedim. Bunun üzerine bana: "O iki adamdan geriye kalanlar onun asabesidir" dedi.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/264) ve Abdurrezzak, Musannef (7/360).

 

20330- Hasan bildiriyor: İki adamın bir kadınla aynı temizlik döneminde ilişkiye girmesi ve kadının bir çocuk doğurması üzerine Ömer'e çıkarıldılar. Ömer üç kaif çağırdı ve kaifler çocuğun adamların ikisine de benzediği görüşüne vardı. Ömer de kaif idi ve (aynı benzerliği görünce): "Dişi köpeğin siyah, sarı ve benekli siyah beyaz köpeklerden gebe kaldığı ve bu şekilde eniklerin babalarına çektiklerini biliyordum. Ancak iki erkeğin suyunun bir çocukta bir araya geleceğini bilmiyordum" dedi. Sonra Ömer çocuğu onlara ve onları çocuğa varis kıldı. çocuğu bu iki adamdan geriye kalan kişilere de varis kıldı.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/264).

 

20331- Şafii kendisiyle bu konuda münazara eden kişiye: "Hz. Ömer'in kaifleri çağırdığını rivayet etmekte ve sen böylesi bir durumda kaifler. çağırmadığını söylemektesin. Bu şekilde kendisine muhalefet etmektesindedi.(--- Şafii, el-Ümm (6/247).

 

20332- Beyhaki der ki: Naklettiğimiz rivayetler Hz. Ömer'in çocuğu onlara nispet ettiğine delalet etmektedir. Çünkü çocuk onlara benzemektedir ve kaifler çocuğun hangisinden olduğunu bilememiştir. Ömer'in de: "Biz izlere bakarak kaiflik ederiz" dediğini görmez misin!

 

20333- Ravi der ki: "Ömer de kaif biri idi. Bu da delalet etmektedir ki eğer çocuk sadece birine benzeseydi Abdurrahman b. Avf'ın kıssasında olduğu gibi Ömer çocuğu ona nispet ederdi."

 

20334- Bu da Şafii'nin dediği gibi onların görüşlerine muhaliftir. Çocuğu onlara nispet etmesi ise kaifin şüpheye düşmesi halinde çocuğu onlardan birine nispet etmesi konusunda kendisinden rivayet ettiğimize muhaliftir.

 

20335- Şafii şöyle demiştir: "Hişam'ın hadisinin isnadı muttasıldır. Bize göre de muttasıl hadis daha sabit olandır. Size göre de muttasıl hadis munkatı hadisten daha sabittir. Söz konusu hadiste munkatı bir hadistir.(--- Şafii, el-Ümm (6/247).

 

20336- Şafii der ki: "Süleyman b. Yesar ve Urve'nin, Hz. Ömer'den mürsel olarak rivayet ettikleri Mübarek b. Fadale'nin, Hasan'dan rivayet ettiğinden daha iyidir. Zira Hasan'ın mürselolan rivayetleri kavi değildir. Mübarek b. Fadale de ilim ehline göre huccet sayılacak biri değildir."(--- Şafii, el-Ümm (6/247).

 

20337- Avf aynısını Ebu'I-Muhelleb kanalıyla Ömer'den munkatı olarak rivayet etmiştir.

 

20338- Hiçbir hadisçi Süleyman b. Yesar ve Urve'nin mürsel hadislerinin Ebu'l-Muhelleb ve Hasan'ın mürsel hadislerinden (sıhhat açısından) daha uygun olması konusunda şüphe etmemektedir.

 

20339- Katade'nin, İbnu'l-Müseyyeb'den olan rivayeti munkatıdır. Ancak Hicazlıların, Urve ve Hasan'dan olan rivayeti buna muhaliftir.

 

20340- Eslem el-Mankari'nin, Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr kanalıyla Abdurrahman b. Avf kıssası hakkındaki hadisi daha sabittir. Hicazlılar da Hz. Ömer'in hükümlerini başkalarından daha iyi bilirler.

 

20341- Yahya b. Abdirrahman b. Hatib, babasından bildiriyor: İki adam Ömer b. el-Hattab'a gelip Cahiliye döneminde doğan bir çocuğun kendilerinin olduğunu iddia etti. Biri: "Bu, benim oğlumdur" derken diğeri de: "Hayır, bu benim oğlumdur" diyordu. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab, Mustalik oğullarından bir kaif çağırdı. Kaif gelip (hem çocuğa, hem de) onlara baktı ve: "İkisi bu çocukta ortaktır (her ikisinin de olabilir)" dedi. Bu kararından dolayı Ömer kalkıp onu yere düşürünceye kadar kamçısıyla vurdu. Sonra da: "Vallahi bu konuda yanlış bir görüş bildirdin" dedi. Sonra çocuğun annesini çağırıp durumu ona sorunca, kadın: "Bu iki adamdan biri bir müddet benimle birlikte oldu. Gördüğüm kadarıyla da hamile kalmıştım. Ancak benden kan gelince hamile olmadığımı düşündüm. Sonra da diğer adam benimle birlikte oldum. Vallahi, bu çocuğun da hangisinden olduğunu bilmiyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer çocuğa: "İstediğinle birlikte git" dedi. Çocuk ta kalkıp bu iki kişiden birinin peşine takıldı. Sanki şimdi çocuğun ikisinden birinin peşine takılıp gittiğini görür gibiyim. Sonra Ömer: "Allah Mustalik oğullarının kardeşinin canını alsın" dedi.(--- BeyhakI, es-Sünenü'l-kübra (10/263).

 

20342- Ebu Usame bunu Hişam'dan mevsul olarak rivayet etmiştir. Bu rivayette de Abdurrahman b. Hatib'in bu olaya şahit olduğu zikredilmiştir. Ancak rivayetinde bizim dediğimiz dışında bir şey yoktur. Mustalik oğullarından olan bu kaif: "İkisi bu çocukta ortaktır (her ikisinin de olabilir)" demekle, çocuğun ikisine de benzediğini, ancak hangisinden olduğunu bilmediğini belirtmek istemiştir. Ömer de bu şüphe üzerine çocuğa ikisinden birini veli kabul etmesini söylemiştir. Biz böyle demekteyiz ve Allah'a hamd olsun bu konuda bir şeye muhalefet etmemekteyiz. Basralıların rivayeti mahfuz bir rivayetise, o zaman kaiflik ve benzerlik ile hüküm verme konusunda bir huccettir. Ömer çocuğun iki kişiden olduğu görüşünde olsa bile çocuğu benzediği kişiye nispet etme görüşünde idi. Ancak daha sonra çocuğun iki kişinin suyundan olmayacağını anlamış ve çocuğu benzediği kişiye nispet etmiştir. Benzerlik olmaması halinde de kaifin kavli ile hüküm kılmıştır.

 

20343- Burada Hz. Ömer'den bu konuda gelen ve çelişkili gibi görülen rivayetler birleştirilmiştir. Başarı Allah'tandır.

 

20344- Ancak Hz. Ali'den çocuğu ikisine nispet etmesi ve çocuğu onlardan geriye kalanlara varis kılmasını Simak adı belirlenmeyen meçhul biri kanalıyla Hz. Ali'den rivayet etmiştir. Kabus'un, Ebu Zabyan kanalıyla Hz. Ali'den olan rivayeti de huccet değildir.(--- BeyhakI, es-Sünenü'l-kübra (10/267, 268).

 

20345- Hz. Ali'den merfu olarak başka bir hüküm rivayet edilmiştir.

 

20346- Şa'bi bildiriyor: (Bir gün) üç kişi bir çocuk konusunda Hz. Ali'nin yanına gelip davalaştılar. Hz. Ali onlardan çocuğun (gönüllü olarak) birine verilmesini istedi. Fakat onlar bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. Ali: ''Sizler (ihtilafa düşen) ortaklarsınız" dedi ve aralarında kura çekti. çocuğu da kurada çıkan kişiye verdi. Ancak kurada çıkan kişinin diyetin üçte ikisini ödemesi yönünde hüküm kıldı. Sonra bu durumu Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikrettiğinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İsabet etmişsin'' veya: "Güzel yapmışsın'' buyurdu.(--- Ebu Davud, talak (2269-2271), İbn Mace, ahkam (2348) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/268).

 

20347- Zeyd b. Erkam anlatıyor: (Bir gün) Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken Yemenli bir adam gelip şöyle dedi: "Yemenli üç kişi aynı temizlik döneminde ilişkiye girdikleri bir kadından doğan çocuk konusunda Hz. Ali'nin yanına gelip davalaştılar. Ali onlardan ikisine, diğer arkadaşlarını göstererek: ''çocuğu ona gönüllü olarak veriniz'' deyince, onlar bunu kabul etmedi. Sonra içlerinden başka birini göstererek diğer ikisine: ''çocuğu ona gönüllü olarak veriniz'' dedi. Ancak onlar da bunu kabul etmedi. Bu sefer diğer birini göstererek kalan iki kişiye: ''çocuğu ona gönüllü olarak veriniz'' deyince, onlar da bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hz. Ali: ''Sizler ihtilafa düşen ortaklarsınız. Aranızda kura çekeceğim ve kurada kim çıkarsa çocuğu o alacak ve diğer iki kişiye diyetin üçte ikisini ödeyecektir'' dedi. Sonra aralarında kura çekti ve çocuğu kurada çıkan kişiye verdi." Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azı dişleri görünecek kadar güldü.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/268).

 

20348- Ebu'I-Ham veya İbnu'I-Halil bildiriyor: "Üç kişi aynı temizlik döneminde ilişkiye girdikleri bir kadından doğan ve kimden olduğunu bilmedikleri çocuk konusunda Hz. Ali'nin yanında davalaştı. Hz. Ali aralarında kura çekmelerini ve kurada çıkan kişinin diğer iki kişiye diyetin üçte ikisini ödeyerek çocuğu almasını emretti.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/268).

 

20349- Şafii der ki: "Onlar (Iraklılar) bu görüşte değildir. Oysa onlar bunu Hz. Ali vasıtasıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen sabit bir hadis olarak görmekte ve buna muhalefet etmektedir. Bizim yanımızda bu, Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen sabit bir hadis olsaydı biz de bu görüşte olurduk."

 

20350- Beyhaki der ki: "Bu hadisin isnadında ve merfu olması konusunda ihtilaf vardır. Bunu Sünen kitabının açıklamasında zikretmiştik."

 

20351- Şafii der ki: "Biz de böylesi bir durumda kaifin çağrılması (ve görüşünün alınması) görüşündeyiz. Eğer kaifler onu birine benzetirse çocuk onun oğlu olur. Eğer söz konusu kişilerin hepsine benzetirse çocuk baliğ olup kendini onlardan istediği kişiye nispet edene kadar onlardan miras olarak bir şeyalmaz."

 

20352- Şafii bu rivayetleri el-Kadım'de zikretmiş ve şöyle demiştir: "Şayet bu rivayetleri(n sabit rivayetler olduğunu) bilseydik onlara itibar eder ve bunlar huccet sayılırdı. Ancak biz onların (Iraklıların) sabit görüp bıraktıkları bu rivayetleri kendilerine karşı huccet saydık."

 

20353- Ebu Sevr'in bildirdiğine göre Ebu Abdillah (yani Şafii): "Kaif bulunmadığı ve ortada kanıt olmadığı takdirde aralarında kura çekilir" demiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübnl (10/267).

 

20354- Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşi Hz. Aişe bildiriyor: Cahiliye döneminde dört çeşit evlilik vardı. Biri; bugün de yapıldığı gibi kişinin birinin kızına talip olması, mehrini de verdikten sonra onunla evlenmesidir. Bir diğer evlenme türünde kadın, hayızından temizlendiği zaman kocası ona: "Filan kişiye gidip ondan hamile kal" derdi. Kadın söz konusu kişiyle ilişkiye girdikten sonra hamileliği belli olana kadar kocası onunla ilişkiye girmezdi. Hamile olduğu belli olunca da artık kocası isterse onunla ilişkiye girerdi. Bu da çocuğun asil biri olarak doğması için yapılırdı. Bu tür bir evlilik türüne "İstibda' (gebe kalma) evliliği" denilirdi.

Bir diğer evlilik türünde ise on kişiden az olmak kaydıyla toplanan erkekler bir kadının yanına girip tümü onunla ilişkiye girerdi. Kadın hamile kalıp doğurduktan ve doğurmasının üzerinden birkaç gün geçtikten sonra birlikte olduğu bu erkeklere gelmeleri için haber gönderirdi. Bu erkeklerden hiç biri de gelmekten geri kalamazdı. Erkekler kadının yanında toplandıklarında onlara: "Sizinle aramda olanları biliyorsunuz. O ilişkiden dolayı da çocuk doğurdum. Ey filan bu çocuk senindir!" der ve dilediği adamın ismini söyleyerek çocuğu ona nispet ederdi.

 

Dördüncü bir evlilik türü de, birçok erkek toplanıp bir kadının yanına giderdi. Kadın da yanına gelenlerden hiç birine engelolmazdı. Bunlar da fahişelerdi. Onları isteyenlerin yanlarına rahat girebilmesi için de işaret olarak kapılarına bir bez parçası asarlardı. Böylesi bir kadın hamile kalıp doğurduğu zaman da onunla ilişkiye girenlerin tümü yanında toplanırdı. Sonra bu konuda bilirkişi olan birini çağırır, aradaki benzerliğe göre çocuğu içlerinden birine nispet eder, onun çocuğu olarak çağrılırdı. Bu kişi de buna itiraz edemezdi. Yüce Allah, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hak ile gönderdiği zaman bugün Müslümanların da yaptığı evlilik türü dışında Cahiliye döneminde yapılan evlilik türlerinin tümünü geçersiz sayıp kaldırdı.(--- Ebu Avane (4040), Darakutni, Sünen (3/216, 217) ve Tahavi, Şerh müşkili'l-asar (4784)

 

Buhari, Sahih'de Ahmed b. Salih'ten rivayet etmiştir.(--- Buhari, nikah (7/19).

 

20355- Bu hadise dayanarak kaifliğin neshedildiğini söyleyen kimse hadisin illetli olduğunu kabul etmiş olur. Ancak bu hadiste bunun neshedildiğine dair bir şey yoktur. Hadiste Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderilince biri dışında Cahiliye nikahlarını iptal etmesi vardır. Sonra Hz. Aişe iptal edilmeyen bu nikah şeklini açıkladı.

 

20356- Bu da veli olmadan nikahın caiz olmadığına delalet etmektedir.

Hadiste zikredildiği gibi kaifin sözü ile çocuğun birine nispet edilmesi batıldır. Çünkü Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu nikahların iptal edildiği yönünde hüküm verdikten sonra kişi ancak zina etmiş olur ve böylesi bir çocuk kadınla zina eden kişilere nispet edilemez. Ancak (Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hükmünden önce yaşanmış olması halinde) kaifin çocuğu onlardan birine benzetmesi halinde birine nispet edilir. Aksi taktirde ne hepsine, ne de kaifin benzetmesiyle birine olsa bile nispet edilemez. Doğrusunu da Allah bilir.

 

20357- Süleyman b. Yesar şöyle rivayet eder: Ömer b. el-Hattab Cahiliye döneminde doğan çocukları İslam geldiğinde kim: "Benimdir" derse onun nesebine katıyordu. Bunu da daha önceleri böylesi bir nikahın geçerli olacağını düşündükleri için böyle yapardı. Ancak şimdi Müslüman biri böyle yapacak olursa çocuğu onun nesebine katmamaktadır. Bu rivayete şahit olan kişi bunu huccet sayamaz. Ancak huccet sayılabilecek olan hadisin tamamını daha önce zikretmiştik.

 

20358- Şafii der ki: Tefsir ehlinden bir kişi Yüce Allah'ın: "Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadı"[Ahzab, 4] buyruğunu: "İslam döneminde bir kişiye iki baba yaratmamıştır" şeklinde açıklamıştır. Yüce Allah'ın: "Evlatlıkları babalarına nisbet edin, bu Allah katında en doğru olandır''[Ahzab, 5] buyruğunu da buna delil göstermiştir.(--- Şafii, el-Ümm (6/246).

 

20359- Beyhaki der ki: Ma'mer, Zühri kanalıyla bu ayet hakkında der ki: "Bize bildirildiğine göre bu ayet, Zeyd b. Harise hakkında nazil olmuştur. Bu kendisine misal verilerek: ''Başkasının oğlu senin oğlun olmaz'' buyrulmuştur. ''(--- Suyütı, ed-Dürru'l-mensur (6/562).

 

20360- Bu da mana olarak Şafii'nin tefsir ehlinden bir kişiden naklederek anlattığına yakındır.

 

20361- Mukatil b. Hayyan, Zeyd b. Harise'nin evlatlık edinilmesini anlatıp Yüce Allah'ın bu konudaki: "Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmad!"[Ahzab, 4] buyruğunu: "(İslam döneminde) bir kişiye iki baba yaratmadı" şeklinde açıklamıştır. Böylece Zeyd'in, Harise ve Muhammed diye iki babası olmadığını bildirmiştir.

 

20362- Şafii, kaifleri zikrederek şöyle dedi: Adamın biri bir çocuğu kucağına alarak bir kaifin kapısına gelip durdu. Onu başka çocuklarla birlikte kaife gösterecekti. Bu sırada kaifin küçük kızı çıkarak: "Ne istiyorsunuz?" diye sordu. Biz de: "Filan kişiyi soruyoruz" karşılığını verdik. Bunun üzerine kız:

"Ben onun kızıyım" dedi. Sonra kaife göstermek istedikleri çocuğu kastederek: "Sanırım bu çocuğun kimin oğlu olduğunu öğrenmek istiyorsunuz. Bu senin oğlundur" dedi. Kız gidince babası geldi ve: "Ne istiyorsunuz?" dedi. Ona: "Bu çocuklardan hangisinin bunun oğlu olduğunu söylemeni istiyoruz" dedik. Kaif: "Kızım size ne dedi?" diye sorunca: "Allah için bize kızının bu konuda bilgisi olup olmadığını açıkla" karşılığını verdik. Adam: "Gelin" dedi ve bizi yavruları olan koyunlarla dolu bir avluya götürdü. Yavruları annelerinden ayırarak her yavruyu başka bir koyunun yanına koydu. Sonra küçük kızını çağırarak: "Ey kızcağızım! Şu koyunlara bir bakıver" dedi. Bunun üzerine kız: "Ey Babacığım! Vallahi hiçbir koyunun yanında kendi yavrusu yoktur" dedi. Adam: "Her yavruyu annesi yanına koy" deyince, kız birer birer yavruları alıp annelerinin yanına koymaya başladı. Sonra babası çocuk hakkında söylediği konuda kızına muvafakat etti.

 

20363- el-Müzeni'nin rivayetinde Şafii şöyle demiştir: "Çocuk daha küçük iken veya bunak ise ve anne babasından biri Müslüman olursa çocuk Müslüman olana nispet edilir." Sonra Şafii huccet olarak sözlerine devam edip şöyle dedi: "Müslüman kimse onda daha önceliklidir. Çünkü Yüce Allah islam'ı bütün dinlerden daha üstün kılmıştır. Üstün olanın da hükmün lehine olması daha uygundur."

 

20364- Ömer b. el-Hattab'dan bu manada bir rivayet nakledilmiştir. Hasan da bunu Ömer'den mürselolarak rivayet etmiştir. Aynısı bize Şureyh, Hasan ve Şa'bi'den rivayet edilmiştir.(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/268, 269).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Karı Kocanın Ev Eşyaları Konusunda Anlaşmazlığa Düşmesi