MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Müşrik Esirlerin Satılması

 

18330- Şafii der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir savaşında esirler ele geçirmişti. Bunların bir kısmını fidye alarak serbest bırakırken bir kısmını karşılıksız olarak bağışlamıştır."(--- Şafii, el-Ümm (4/238).

 

18331- Bir yıl sonra Sumame b. Esal'ı esir almış ve onu müşrik olduğu halde bağışlamıştı. Sonra da Sumame Müslüman olmuştu.(--- Şafii, el-Ümm (4/239).

 

18332- Müşriklerden birden fazla kişiyi de bağışlamış ve Zübeyr b.

Bata'yı, Sabit b. Kays b. Şemmas'a bağışlaması için vermişti. Zübeyr ise öldürülmeyi istemişti. (--- Şafii, el-Ümm (7/348).

 

18333- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kurayza oğullarının kadınlarını ve çocuklarını esir almış ve onları(n bir kısmını) Müşriklere satmıştı. Yahudilerden Ebu'ş-Şahm, Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ev halkını (ihtiyar bir kadını ve oğlunu) satın aldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalan esirleri de üç yere gönderdi. Üçte birini Tihame'ye, üçte birini Necd'e ve diğer üçte birini Şam'a gönderdi. Bu esirler; at, silah, deve ve mal karşılığında satıldılar. Aralarında müşriklerden küçük olan da, büyük olan da vardı. Muhtemelen bu da çocuklu annelerin kendileriyle birlikte olmasından dolayı idi.(--- Şafii, el-Ümm (4/286) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (9/129).

 

18334- Şafii der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklerden bir adamı Müslümanlardan iki adamın serbest bırakılması karşılığında bıraktı.''(--- Şafii, el-Ümm (4/239).

 

18335- İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Müslümanlardan iki adam karşılığında müşriklerden bir adamı serbest bırakmıştır. (--- Şafii, el-Ümm (4/239).

 

18336- Şafii der ki: "Buluğa ermiş kadınların durumu da böyledir.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hibe olarak ashabından bir cariye aldı ve onu iki adamın bırakılması karşılığında fidye olarak verdi.''(--- Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (9/129).

 

18337- İyas b. Seleme b. el-Ekva', babasından bildiriyor: Ebu Bekr ile birlikte bir gazveye çıkmıştık ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bizim başımıza komutan tayin etmişti. Fezare kabilesi ile savaşıp gece (su bulunan yere) yaklaştığımızda Ebu Bekr'in emri üzerine konakladık. Sabah namazını kıldıktan sonra yine Ebu Bekr'in emri üzerine saldırı başladı ve suyun yanına indik. Bu sırada içlerinde kadınların ve çoluk çocuğun da bulunduğu bir topluluk gördüm. Benden önce dağa varmalarından çekindiğim için onlarla dağ arasına bir ok attım. Oku atınca durdular. Yanlarına gelip onları geri çevirdim. İçlerinde Fezare oğullarından üzerinde deriden bir yeleği olan bir kadın, beraberinde de Arapların en güzellerinden olan kızı vardı. Onları önüme katıp Ebu Bekr'in yanına getirdim. Ebu Bekr, kadının kızını bana nefl (ganimet dışı hediye) olarak verdi. Medine'ye gelene kadar kıza dokunmadım.

Çarşıda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile karşılaştım. Bana: ''Ey Seleme! Bu kadını bana hibe et'' buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Bu kadını çok beğendim ve henüz ona dokunmuş değilim" karşılığını verdim. İkinci gün çarşıda bana rastlayınca yine: ''Ey Seleme! Baban Allah'a emanet olsun, bu kadını bana hibe et!'' buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Bu kadını çok beğendim ve henüz ona dokunmuş değilim. Senin olsun, ey Allah'ın Resulü!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce Mekke'de esir edilmiş bazı Müslümanların fidyesi olarak onu Mekkelilere gönderdi.

Müslim, Sahih'de İkrime b. Ammar kanalıyla rivayet etmiştir.(--- Müslim, meğazi (4492).

 

18338- Şafii der ki: Eğer çocuklar yanlarında anne veya babaları olmaksızın bize gelirlerse onlardan kimseyi satın almaz ve kimseyi fidye olarak vermeyiz. Çünkü böylesi çocuklar, anne babalarıyla oldukları zaman onlarla aynı hükme tabi olurlar. Ancak anne babasız olarak bize geldiklerinde, artık onların hükmü ona malik olanın hükmü gibidir.(--- Şafii, el-Ümm (7/348).

 

18339- Ebu Yusuf ise bu konuda şöyle demiştir: "Kendileriyle savaş halinde olduğumuz kişiler onlarla kuvvetlenir, Allah onlara İslam'a girmeyi nasip eder ve kendileri de İslam için çalışırlar" demiştir.

Sonrasında Şafii şöyle dedi: Acaba kendileriyle savaş halinde olduğumuz kişiler arasında bulunan akrabalara mal ve yiyecek vererek yardım etmek, her halükarda kendilerinden olan bir veya iki köleyi satmaktan daha uygun değil midir? Zira Esma binti Ebi Bekr, Kureyşlilerle anlaşma yaptıkları dönemde:

"Müşrik biri olan annem yardım istemek üzere bana geldi. Ona yardımda bulunayım mı?" dediğinde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona bu konuda izin vermiş ve: "Evet (annene yardımda bulun)" buyurmuştu. (--- Şafii, el-Ümm (7/348). --- Buhari, hibe (2620) ve Müslim, zekat (2287).

 

18340- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ömer b. el-Hattab'a bu konuda izin vermiş ve Ömer, Mekke'de müşrik olan bir akrabasına giyecek yardımında bulunmuştur.(--- Şafii, el-Ümm (7/349).

 

18341- Şafii der ki: Yüce Allah: "Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler"[İnsan, 8] buyurmaktadır.

 

18342- Anlattığım gibi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), müşriklerden olan Kurayza oğulları esirlerini satmakla birlikte böyle de yapmıştır.

 

18343- Ancak silah ve atların satılması konusunda kimsenin ruhsat verdiğini bilmiyorum.(--- Şafii, el-Ümm (7/349).

 

18344- Ebu Abdirrahman'ın rivayetinde Şafii, el-Kadim'de, Velid b. Müslim kanalıyla İbn Cabir'den olan rivayetinde İbn Ömer'in, patriklerden bir patriğin küçük oğlunu fidye olarak verdiğini zikretmiştir.

 

18345- Eğer böyle bir şeyalmak (satmak) Müslüman için sakıncalı bir şey olsaydı, onu fidye olarak vermek te helal olmazdı.

 

18346- Sonra Şafii, Mübeşşir el-Hakemı vasıtasıyla Furat b. Selman'dan bildiriyor: "Süleyman b. Musa ile birlikte olduğumuz zamanlarda çocuk esirler ele geçirirdi ve onlardan biri öldüğü zaman namazını kılmazdı."

 

18347- Beyhaki der ki: Bizim görüşümüz Şafii'nin, el-Cedıd'de dediği gibidir. Muhtemelen patriğin oğlu esir alındığında yanında annesi de vardı. Eğer çocuğun yanında anne ve babası veya ikisinden biri yoksa mutlaka çocuğun bir dine nisbet edilmesi gerektiğinden İslam hükmüne göre en uygun olanı, onu esir alanın dinine nisbet edilmesidir. Doğrusunu da Allah bilir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hamil'in (: çocukken islam beldesine getirilen'in) Nesebinin Müslümanlardan Olduğu Hakkında Delili Olmadıkça Mirasçı Kılınmaması