MARİFETU

SUNEN VE’L-ASAR

SİYER

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İdarecinin İzni Olmadan Silah veya Başka Bir Şey Almak

 

17885- Şafii'nin bildirdiğine göre Evzai, ganimetten alınan silah konusunda şöyle demiştir: "İnsanlar savaş hengamesinde olduğu müddetçe onunla savaşabilir. Savaş bittikten sonra da onu iade etmek için beklemez. Onu uzun süre darulharbde kullanmak bozulup değerinin düşmesine sebep olabilir."(--- Şafii, el-Ümm (7/336).

 

17886- Rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: (Henüz dağıtılmamış olan) ganimet mallarından olan bir hayvana zayıflatıncaya kadar binip de onu o haliyle getirmekten sakın. Yine ganimet mallarından olan bir giysiyi eskitinceye kadar giyip de onu o haliyle getirmekten sakın.''(--- Şafii, el-Ümm (7/336), Ebu Davud, ciMd (2158), Tirmizi, nikah (1131) ve Beyhaki, es-Sünenü'lkübra (9/62).

 

17887- Şafii der ki: Rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Sana saplanmış olan ve senin üzerinden çıkarmış olduğun bir ok bile olsa sen onda (Müslüman) kardeşinden daha fazla hak sahibi değilsin'' buyurmuştur.(--- Şafii, el-Ümm (7/336).

 

17888- Beyhaki der ki: ŞafiI'nin bu konuda zikrettiği hadis daha önce (ganimetin) taksimi konusunda zikredilmişti. Evzal'nin huccet saydığı hadis ise mana olarak Haneş es-San'ani'den şöyle nakledilmiştir: Ebu Rufey El-Ensari kalkıp bir konuşma yaparak: "Size Hayber günü Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim sözlerden başka bir şey nakletmiyorum" dedi ve şöyle devam etti: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a ve ahiret gününe inanan hiç kimsenin başkasının ekinini kendi (döl) suyuyla sulaması (yani hamile olan esir kadınlarla cinsel ilişki) helal değildir. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç kimsenin esir edilen bir kadına hayızdan temizlenmesini beklemeden yaklaşması helal değildir. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç kimsenin taksim edilmeden ganimet malı satması caiz değildir. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç kimsenin Müslümanların ganimet mallarından olan bir giysiyi giyip de eskittikten sonra geri ganimet malları arasına katması caiz değildir'' buyurdu."

 

17889- Ebu Davud der ki: "Hadisteki hayız konusu mahfuz değildir."

 

17890- ŞafiI'nin bildirdiğine göre Ebu Yusuf şöyle demiştir: "Bize göre bu hadiste, aldığı şeye ihtiyacı olmayan kimse kastedilmektedir. Kişi bu durumda kendi bineği ve kendi giysisi ile kalır veya bunları alarak hainlik eder."

 

17891- Sonra sözlerine devam ederek şöyle dedi: "Savaş hengamesi devam ederken bu caiz iken, nasıloluyor da daha sonra haram oluyor? Ancak bize bildirilene göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içinde yiyecek bulunan bir ganimet ele geçirdiği zaman ashabı ondan yerdi. Kişi ihtiyaç duyduğu zaman gelip ondan (ihtiyacı kadarını) alırdı. Oysa insanların darulharbde bineğe ve giyeceğe yiyecekten daha çok ihtiyacı bulunmaktadır."

 

17892- Sonra da "Ebu İshak eş-Şeybanı - Muhammed b. Ebi'I-Mücalid" kanalıyla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından olan Abdullah b. Ebi Evfa'dan şu rivayeti nakletti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hayber'de idik. Bizden biri ganimetten olan yiyeceğe gelir ve ihtiyacı kadarını alırdı.''(--- Ebu Davud, cihad (2704).

 

17893- Şafii der ki: "Eğer Ebu Yusuf silahı, bineği ve giyeceği, yiyecek ile kıyaslıyorsa, o zaman yiyecek alma durumu olan varlıklı kişi ile yiyecek alma durumu olmayan fakir kişi aynı konumdadır. Yemek demek te onu yok etmek (tüketmek) demektir. Eğer kişinin silahı ve giyeceği kullanmasını bu şekilde kıyaslıyorsa, o zaman kişinin yiyeceği kullanabildiği gibi bineği de kullanabileceğini bildirmektedir."

 

17894- Sonra bu konuda açılamalarda bulunup şöyle dedi: "Bildiğim kadarıyla bu konuda Evzai'nin dediği sünnete muvafık ve makul bir şeydir. Çünkü (haram olan) bir şey zaruret halinde helal olur, zaruret ortadan kalktığı zamanda yine haram olur.''(--- Şafii, el-Ümm (7/336).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Galip Geldiği Kişilerin Zürriyeti Hakkında Hüküm ve Şirk Ehlinde Buluğ çağı